Alarmımın çaldığını düşünüp defalarca ertelemeye çalıştım. Bunun bir faydası olmadı çünkü aslında telefonum çalıyordu. Arayanın Scott olduğunu görünce "lütfen beni yatağımdan ayırmayın çok yorgunum" diye geçirdim içimden. Telefonu açtığımda karşıdan o ezbere bildiğim tok ses duyuldu.
"Madeline, acilen sana gönderdiğim adrese gelmen gerek burada durum çok kötü."
"Sana da merhaba Scott"
"Hadi ama özür dilerim. Bak baştan alalım tamam mı? Günaydın ve merhaba dedektif Olsen size bir adres gönderdim acilen buraya gelmeniz gerekiyor. Şunu söylemeliyim ki kıçınızı kaldırıp buraya hemen gelmezseniz olacaklardan ben sorumlu değilim." "Şimdi nasıl oldu daha iyi mi?"
"Lanet olsun Scott, geliyorum"
Oturur pozisyonda telefonuma gelen adrese bakıyordum, o sırada Oreo her zamanki sakin adımlarıyla odama geldi ve etrafımda turladı. İhtiyacı olan tek şey biraz sevgi ve biraz yemekti. Bazen keşke benim de hayatım bu kadar basit olsaydı diye geçiriyordum içimden. Artık istemesem de yataktan ayrılma vakti gelmişti. Kalktım ve yüzüme soğuk bir su çarptım. Evet bu iyi gelmişti. Giyinip mutfağımın önünden geçerken kahve makinemin bana acı dolu baktığını görebiliyordum. Ama ne yazık ki oturup bir kahve içecek kadar vaktim yoktu. Zaten son 3 yıldır bu benim için bir lüks demekti.
Arabama bindiğimde gözümü açmam pek mümkün olmamıştı çünkü lanet güneş gözlerimle aşk yaşıyordu. Güneş gözlüklerimi her zaman koyduğum yerde bulmayı ümit etmiştim ama bingo! Tabiki onları bulmam da mümkün olmadı. "Madeline kızım, günün harika başladı öyle değil mi? İşte şimdi gaza bas ve seni bekleyen sanat eserini görmeye git."
***
Adrese geldiğimde Scott park ettiğim yerin hemen önünde kaşlarını çatmış beni bekliyordu. Bu adam neden bu kadar sinirli anlayamıyorum. Arabadan indim ve "Dreamer Resim Atölyesi" yazan büyük bir tabela ile karşılaştım. Sanat eserinden söz ederken böyle bir şey olacağını tahmin etmemiştim.
"Evet olayımız nedir?" diye sordum ukala bir tavırla. Bunu yapmayı seviyordum ve biliyorum ki bu yalnızca benim hoşuma giden bir şey değildi.
"İçeri girip göremeye ne dersin Madie?" diye çıkıştı. Normalde buna sert bir şekilde karşılık verirdim ama bugün buna enerjim yoktu. Hızlı adımlarla atölyeye giren Scott'ı takip ettim. Atölyenin girişinde sizi bir danışma masası karşılıyordu ve hemen karşısında beklemek için konulmuş koltuklar vardı. Karşımızdaki merdivenleri yine aynı hızla çıktık. Tanrı aşkına bu adamın derdi neydi? Cesedin kalkıp gitme gibi bir ihtimali yok neden bu şekilde davranıyor? Kolundan tutup bana bakmasını sağladım.
"Sorun ne Scott?"
"Bunu sonra konuşsak daha iyi olur dedektif Olsen." O bu kelimeleri söylerken yanımızdan geçen memurlar bize gülümsedi. Belki de konuşmamasının sebebi tam olarak buydu, kim bilir. Merdivenlerin sonunda bizi uzun bir koridor karşılamıştı. Burada birçok kapı vardı. Sanırım bunlar derslik gibi bir şeydi. Ayrıca duvarlarda insanların neden değer verdiğini anlayamadığım saçma tablolar asılıydı. Koridorun sonuna doğru ilerlerken önünden geçtiğimiz açık kapılardan içeri göz atıyor ve burada tam olarak ne yapıldığını anlamaya çalışıyordum. Hiçbir zaman sanata ilgi duymamıştım. Sanata dair ilgilendiğim tek şey filmlerdi. Belki de bunu gözden geçirme zamanım çoktan gelmişti. Scott bir kapının önünde durdu ve yavaş adımlarla içeri yöneldi. Beni neyin beklediğini bilmiyordum ama kendimi en kötüsüne hazırladım ve içeri girdim. Oda açık renge boyanmıştı. Arkada anlam veremediğim büyük bir perde vardı belki de arkasında malzemeleri depolamışlardı. Yerler boya içindeydi sanırım bu atölyede hep acemiler çalışmıştı. Etrafta birçok tuval, boya tüpü, boya fırçaları ve tuvalin hemen önünde bir sandalye vardı. Ama en önemlisi orada duran cesetti. Yavaşça cesede doğru yaklaştım. Tuvalin hemen arkasındaki bir ada üzerinde duruyordu. Saçları parlak ve kumraldı, gözleriyse donuk bir mavi. Çıplak bir şekilde sanki eşsiz bir güzelliği izliyormuş gibi uzanmıştı. Göğsündeki yarığı görmeseydim hala yaşadığına inanabilirdim. Bir ölüye göre çok güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P.s.Killer (Not: Katil)
Mystery / ThrillerŞehrin farklı noktalarında bulunan cansız bedenler ve onlara sanat eseri gibi imzasını bırakan bir sanatçı... Dedektif Olsen, dedektif Hemilgton ve adli tabip Dr. North katili ele verecek izlerin peşinden gidiyor.