Bölüm 2 - Yaşlı Kadının Son Hatırası

7 3 0
                                    

 Yaşıyordu. Nefes aldı, nefes verdi. Yaşadığını hatırladı. Yaşlı kadın da yaşıyordu. Birdenbire yaşamadığı düşüncesini benimsedi. Bu düşünce onu rahatlattı. Her şey daha kolay olurdu, dedi. "Hayır, olmazdı." dedi yaşlı kadın biliyormuşçasına. Yaşlı kadın hastaydı. Çok uzun süredir hastaydı. Ve son anlarını onunla geçirmek istemişti. O, buna şaşırdı. Şaşırdığını hatırlıyordu. Yaşlı kadın onunla uzun uzadıya konuştu.

"Şimdi söyleyeceklerim sana anlamsız gelecek." dedi yaşlı kadın. Tıpkı bu kitap gibi...

Oysa her şey çok mantıklıydı. Mantıklı ve anlamlının aynı anlama geldiğinden emin değildi. Ama bu kesinlikle mantıklıydı.

"Neden?" diye sordu. Süreyya sorusunu yanıtlamak istedi ama yanıtlamadı. Süreyya hem her şeyi bilir hem de hiçbir şey bilmezdi. En azından böyle söylerdi.

"Seninle konuştukça her şey ortaya çıkıyor kuzum." dedi yaşlı kadın.

"Ama sen bunları anlayamayacak kadar fazla düşünüyorsun. Düşünme ve sakinleş." diye ekledi yaşlı kadın.

Nasıl düşünmezdi? Düşünmemeyi düşünmek bile düşündürme eylemini gerektiriyordu diye düşündü. Yaşlı kadının her şeyi bilen havaları canını sıktı.

"Son bir dileğim var."

"Nedir?"

"Radyoyu aç lütfen."

"Radyoyu açsam bile istediğin şarkıya denk geleceğini sanmıyorum."

"Olsun."

"Şarkıyı söylersen direkt onu açarım."

"Şarkının adı 'Bu Son Olsun' ama radyoyu açmalısın. Çünkü o çalacak."

"Hangi kanal olduğunu nereden bileceğim?"

"İlk çıkana bas işte, bu kadar düşünme."

"Peki..."

Peki sözcüğü ona çok şey ifade ederdi. Bu sözcüğü asla kabulleniş olarak görmezdi. Bu sözcük onun ince bir sızı taşıyan konuşmalarını bitirme yoluydu. Bir sözcüğe fazla anlam yüklüyordu. Farkındaydı çünkü o her şeye fazla anlam yüklerdi. 

 Radyoyu açmak üzereydi. Reyhan ise dehşetle ona bakıyordu. Reyhan kim miydi? Reyhan bakıcıydı. Yaşlı kadını önemseyen son iki kişiden biriydi. Reyhan odadaydı. Yaşananların farkındaydı.

 Radyoyu açtı. Tabii ki de yaşlı kadının istediği şarkı çalmadı. Sonuçta bu bir masal değildi. Tesadüfler pat diye yaşanmazdı. O, gurur duydu. Hayır, adı O değildi. ama adını öğrenmek için çok erkendi ve ona üçüncü tekil şahısla seslenilmesi Süreyya'nın fikriydi. Süreyya'nın fikrine saygı duyardı.

 O, şarkıyı telefonundan açtı. Önce reklam dinlemek zorunda kaldılar. Süreyya bu sırada kahkahalar atıyordu. Reyhan camdan dışarı bakıyordu. Birisini bekliyor gibiydi. Şarkı çaldıkça yaşlı kadın mutlu oluyordu. Mutluluğu hüznünde gizliydi. Yaşlı kadın Süreyya değildi sonuçta. Mutluluğunu gözlerinin ışıltısında belli etti. Ve gözünden iki damla yaş düştü.

"Şimdi hepsi mantıklı geliyor." dedi.

O, bunu anlamadı.

"Şimdi ne mantıklı geliyor?" diye sordu. Fakat yanıt alamadı. Almaması gerekiyordu. Eğer alsaydı yaşanacaklar yaşanmazdı.

Yaşlı kadının mavi gözlerine baktı. Daha önce hiç mavi gözlü bir insan görmediğini hatırladı. Nasıl görmedin? diye sordu Süreyya. Sorusu havada kaldı.

Reyhan pencereden bir şey gördü. Bakışlarını çevirdi. Gitmek istedi fakat gidemedi. Ona bakış attı. Süreyya anladı. O ise anlamamıştı.

GiriftHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin