12

838 146 0
                                    

Savunmasız bir kuşun son cırpınışları gibi derin bir nefes aldım. Eylüle dönmeden konuşmaya başladım.

"Eylül şimdi yavaşça yerdeki paspasın üstüne uzanıp başını koru."

Eylül tekrarlatmadan uzanıp cenin pozisyonunu aldı. Bende son gaz gaza basıp engebelli yola kıvırdım direksiyonu.

Ormanın derinliklerine doğru giderken arkamızda bize ateş ediyorlardı arka cam tuzla buz  olmuştu. Bu sırada koluma bir kurşun isabet etmişti.

Acıyla inlediğimde dişlerimi sıktım. Tam gaz devam ederken onlardan uzaklaşmaya başladık. Arabayı durdurmadan arkaya uzanıp yolcu koltuğunun altından zor durum çantasını çıkardım. Uzaklaştığımızı    anladığımda  durup arabadan çıkıp Eylülü aldım.

Büyük çantayı omuzuma takıp Eylülün elinden tutum. Ve ormanın kuzeyine doğru koşmaya başladık.

Yarım saat boyunca koşmuş sonunda bir yere oturmuştuk. Eylül çok korkmuştu.  yüzünü avuçlarımın arasına aldım.

"Korkma bak bitti."

Eğilip sıkıca sarıldım. Daha devam etmemiz gerekiyordu. Fazla uzak sayılmazlardı.

Kolum çok kötü sızlıyordu hava hafif kararmaya başlamıştı. Eylül'le bir ağacın dibine oturduk.

"Teyze ben çok susadım."

Sırtımdaki çantayı çıkarıp fermuarnı açtım. İçinde;

2 şişe su

İlk yardım çantası ve ilaçlar

Bir çift kıyafet

Bir adet halat

Ateş için 2 çakmak

Koserveler

İki  silah ile 4 silah şarjörü

Ve bir adet lamba vardı

Bu çanta bütün arabalarımda vardı. Zor durumlarla çok karşılaşıyorum.

Bir pet şu şişesini alıp Eylüle çok az bir şekilde içirdim. Bu ormanda ne kadar kalıcağımızı bilmiyorum. Ve en önemlisi bir su kaynağını bulmamız gerekiyordu. 

Bu arada hava biraz daha kararmıştı. Koluma pansuman yapıp çantadan bir mont çıkarıp Eylüle giydirdim. Kendime de  bir kazak çıkardım.

Etraftaki küçük odun parçalarını toplayıp küçük bir ateş yaktım. 

Sonrada iki konserveyi açıp yedik.

MASUM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin