11

862 148 0
                                    

Zaman bir yerden sonra kavramını yitirmişti benim için. Sürekli ölüm vardı. Her yerde her zaman yalnızlık  vardı.

Yalnızdım kimsem yoktu ne bir arkadaş  ne bir aile üyesi. Evet param vardı ama huzur yoktu. Mutluluk ise bana kaç yıldır uğramıyor.

Ama sonra Eylül çıktı karşıma herşey yeniden başladı.

Son hazırlıkları yapıp İstanbuldan lrak'a doğru gitmeye başladık. Birkaç araba koruma önceden yola çıkmıştı. Benle Eylül tek araba,arabayı süren koruma  ve birkaç arabada bizimle geliyordu.

Tek umudum kardeşimi ve Eylülün annesini bulmaktı. Ve şimdi Eylülün annesini bulmaya gidiyordum.

Önümüzde birkaç gün vardı. Irak'a ulaşmak için. Ve Eylül şimdiden uyumaya başlamıştı.

___________**

Saat sabaha karşı üç gibi bir yol kenarındaki otelde konakladık. Yaklaşık dün sabahtan beri yoldaydık.

Telefonumun çalmasıyla bornozuma sarılıp banyodan çıktım. Eylül yatakta uyuyordu.

Telefonumu bulunca hemen açıp kulağıma götürdüm.

"Söyle Kemal. "

"Efendim dediğiniz gibi hala köydeyiz az önce aldığım habere göre yol üstünde iş makineleri çalışıyormuş. Muhtemelen yarın akşama kadar yola çıkmasanız iyi olur."

Bir bu eksikti,sanki bütün herşey bana karşı kalkan hazırlamış gibi hep bir engel vardı. Belki yanımdaki kızın mutluluğu herşeye değerdi.

Hemen giyinip yatağa girdim. Sabah bir çaresine bakardım.

Sabah saçlarımda gezinen küçük parmaklarla açtım gözlerimi. Eylül bana koca bal sarısı gözleriyle bakıyordu.

Ah küçüğüm hiç rahat durmuyor.

"Şey sana bir şey söylemem gerekiyor."

Merakla ne söyleyeceğini beklerken sorduğu soruyla gerçekten çok zeki bir kız olduğunu bir kez daha anladım.

"Şimdi sen benim annem değilsin ya o zaman ben sana nasıl hitap etmeliyim."

Güzel soru. Doğru ya annesini bulursak bana anne  demeyecekti artık. Buna alışmıştım.

"Bana teyze diyebilirsin."

Yataktan kalkıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp odaya geçtikten sonra Eylül'de benden sonra girdi.

Artık Eylülde kendi işini kendisi görüyordu. Bu çok iyi bir şeydi.

Eylül'de çıktıktan  sonra oda servisinden kahvaltı isteyip yedik.

İş makineleri,aslında bize konulan bir tuzakta olabilir. Bu Semih'ten herşey beklenirdi.

Hemen telefonumu alıp Kemal'i aradım.

"Kemal bi baktır yoldaki iş makineleri tuzak olabilir."

"Peki efendim baktırırım. Siz sakın otelden çıkmayın."

_________**

Eylül'le öğle yemeğinden sonra yola çıkmak için arabaya bindik. Bu sefer arabayı ben sürecektim.

Düşündüğüm gibi bir tuzakmış. İş makinaların biraz uzağında bizi silahlı adamlar bekliyormuş. 

Bizde onlara hiç dokunmadan otelin dağ yolundan ana yola sürücektik. Aslında onlara bir süpriz yapa bilirdim.

Telefonumu alıp hemen arkadaki korumalara ana yoldan gitmeleri için talimat verdim. Böyle daha iyi olurdu. Sadece iki arabayla dağ yolundan ana yola ulaştık.

Yol düzergahında yine tuzaklar olabilirdi bu yüzden temkinli bir şekilde birkaç saat daha yola devam ettik.

Uçakla gitmememizin tek sebebi uçakta  Semih'in adamları olabilirdi bu yüzden binmedik. Özel uçak ise pilotun rahatsızlığı yüzünden iptal oldu.

Eylül bu sefer uyumamış  tabletiyle oynuyordu. Telefonumun çalmasıyla hemen kablosuz kulaklığı takıp açtım.

"Efendim ben Murathan size ulaşmam için  Kemal  bey talimat verdi. Sizin tuzaklara düşmemeniz  için  bilgisayarımdan yönlendireceğim."

"Tamam seni dinliyorum."

Biraz daha gittikten sonra karşıma yol ayırımı çıkmış Murathan'ın uyarısıyla sağdan gidip biraz ilerledikten sonrada  tekrar sağa  sapmıştım.

Tabi Murathan'ı dinlemeden önce Kemal bana mesaj atmıştı bu adam hakında.

Murathan telefonu kapatmış ve sadece düz yolda sürüyordum arabayı. Eylül bu seferde film izliyordu tableten ve arasırada kahkaha atıyordu.

Karşıma çıkan arabalarla ne yapıcağımı şaşırmıştım. Arabayı durdurduğumda adamlar yolu kapatmıştı bile. Ya teslim olucaktım yada Eylülü tehlikeye atıp arabayı araziden sürecektim.

MASUM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin