13

274 30 25
                                    

''Gece bazı sesler duydum. Biriyle mi konuşuyordun Deniz?''

''Hayır, baba. Ben erken yattım.''

Gözler Asya'ya döndü. Asya gözlerini kaçırıp çay bardağını ağzına götürdü. Biraz fazla içmiş olacak ki, boğulacağını sandı. Bardağı çekip hafifçe öksürdü.

''Bir ara müzik dinliyordum. Belki farkında olmadan ona eşlik etmiş olabilirim.''

''Geceleri biraz daha sessiz olun. Kimseden şikâyet istemiyorum.''

''Tabii, babacığım, dikkat ederiz.'' dedi Asya. Çabucak masadan kalktı. ''Ben çıkıyorum, arkadaşımla buluşacağım.'' Yan tarafında oturan annesinin yanağını öptü, sonra babasının olduğu tarafa yürüdü. Babasını arkadan boynuna sarılıp öptü. Kardeşinin de saçlarını karıştırdı. ''Akşama görüşürüz. Sizi seviyorum.'' Mutfak kapısına doğru gitti. Biraz sonra dış kapının kapanma sesi duyuldu.

''Hangi arkadaşmış bu?''

''Anlamıyor musun Reha?''

Reha elbette anlıyordu. Ama babalar bazı şeyleri bilmezden gelmeyi tercih ederdi, öylesi işlerine gelirdi. ''Neyi anlayacağım Türkan?''

''Kızın büyüdü ve artık bir erkek arkadaşı var.''

Karısı böyle açık konuşmasaydı Reha için daha iyi olurdu. Ensesinden aşağıya doğru bir soğukluk yayıldı.

''Şart mıydı?''

''Vakti gelmişti, diyelim.''

''Neyin vakti gelmiş Türkan? Benim kızım daha yirmi yaşına girmedi.''

''Sevgilisi var, diyorum Reha. Evleniyor, demiyorum.''

Reha yüzünü buruşturarak elindeki çay bardağını tabağına sertçe bıraktı. ''Deme şunu!'' Sevgili lafından bahsediyordu. ''Tüylerim diken diken oluyor.''

''Abartıyorsun!''

''Hiçbir şeyi abartmıyorum. Zamane gençleri malum... Benim bir tanecik kızımın kalbini kıracak serseriyi ellerimle boğarım.''

''Klasik kız babası tavırları.'' dedi Deniz. Çatalının ucuyla omletini didikliyordu. ''Her genç erkek serseri olur, diye bir kural yok. Şimdi benim bir sevgilim olsa, illaki kalbini mi kıracağım? Başka türlüsü olamaz mı?''

''Sen başka! Sen benim oğlumsun. Öyle şeyler yapmazsın.''

''O da birilerinin oğlu, baba.'' Deniz kafasını hafifçe sallayarak güldü. ''Kabullen artık, ben öyle yaptım. Sıralama elbette değişecekti. Ben ikinciliğe, sen üçüncülüğe geriledik.''

Reha'nın tadı iyice kaçmıştı. Sırtını arkaya yasladı, sandalyenin ucuna doğru kaydı. Türkan ise çayını keyifli bir gülümsemeyle içiyordu.

***

Apartmanın önündeki basamakları inerken aniden durdu Asya. Güz yolun karşısından ona el sallıyordu. Hemen arkasına dönüp evin pencerelerini, balkonu kontrol etti. Sonra da çabucak yürüyüp Güz'ün yanına vardı.

''Hani parkta buluşacaktık? Buraya neden geldin?''

''Ne fark eder?''

Asya kızmış gibi derin bir nefes alıp verdi. ''Hadi, hemen gidelim. Burada durmayalım.'' Yürümeye başladılar.

''Bu arada, hoş buldum. Ben de seni özledim.''

Asya mahcup gülümsedi. ''Ya, özür dilerim. Babamdan çekiniyorum biraz. Hoş geldin.''

Sana UyandımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin