Ayşegül'den:
Sabah her zamanki gibi alarmın sesiyle uyandım ve hızlı bir şekilde toparlanıp yataktan kalktım,banyoya girdim. Rutin işlerimi hallettikten sonra banyodan çıktım ve odama girdim. Üzerime siyah kot pantolonumu ve siyah beyaz olan kısa kollumu giydim. Sonbahar mevsiminde olduğumuzu hatırlayınca kot ceketimi de giyip saçlarımı at kuyruğu yapıp odadan çıktım. Hızlı bir şekilde merdivenleri inip mutfağa girdiğimde herkes çoktan aşağı inmişti. Masada oturan aile üyelerime "Günaydın" dedim ve masadaki yerime oturup kahvaltımı yapmaya başladım.Kahvaltımızı bitirdiğimizde Sude ile birlikte annemlere "görüşürüz" dedikten sonra evden çıktık. Okula vardığımızda Berra,Alper ve Seyfullah bir bankta oturuyorlardı. Sude'ye baktıktan sonra oturdukları banka gittim ve Berra'yla Alper'in arasına oturdum. Yaptığım hareketle Berra sinirle bana bakarken Alper "Napıyon yavrum,rahat bıraksana beni yavrumla" dedi. Alper,her zaman ki Alper'di işte. Her zaman ki gibi çok nadir gamzelerini gösteren Seyfullah'a yine gamzelerini göstertmişti. Aslında gamzeleri her gülümsemesinde görünürdü fakat Alper'e,Berra'ya ve bana gülerken daha çok içine çöküyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu.Alper arkamızda oturan Seyfullah'ın yanaklarını sıktı ve "Sen gülme be yavrum. İçim gidiyor,eriyorum."dedi. Dediği şeyle kendimi tutamayıp güldüm. Hemen sonrada kulağımda hissettiğim nefesin söyleyeceklerine verdim kendimi."Çok güzel gülüyorsun ve bu benim sinirime dokunuyor"dediğinde yüzümdeki gülümseme genişlemiş ve ardından geri çekilmişti. Yaptığı hareket her ne kadar ürpermeme sebep olsa da hiçbir şey demedim ve zilin çalmasıyla birlikte sınıfa çıkmak üzere okula girdik. Yanımızdan Deniz ve arkadaşları geçerken Alper Berra'yı,Seyfullah ise beni ortalarına ittirmişti. Böylece Berra'yla yan yana gelmiştik. Sınıfa girdik ve yerlerimize geçtik. Öğretmenler zili çaldığında sınıftaki herkes yerine geçmişti ve müthiş bir sessizlikle öğretmeni bekliyordu. Çok geçmeden de ders hocamız gelmişti ve derse başlamıştı. Ders bittikten sonra Berra'yla birlikte görevimizi yapmak için geçici kütüphaneye gittik ve her ne kadar geçici de olsa rafları düzelttik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİ KIRIYORSUN! (DÜZENLENİYOR)
Teen Fiction-O çocuğun sana bakmasına izin verdin! +Bundan sanane? -O çocuğa gıcık olduğumu biliyorsun! +Biliyorum.Ama senin bu kadar kıskanç olduğunu bilmiyordum.Kusura bakma! -Seni kıskanmadım!Sen benim neyimsin ki seni kıskanayım?Hiçbir şeyimsin! +Haklısın...