20.BÖLÜM

14 2 1
                                    

      Seyfullah'tan:   

      Her pazar olduğu gibi bugünde annemin "Herkes sofraya" diye bağırmasıyla uyanmıştım. Rutin işlerimi halledip mutfağa girdiğimde babamın bizi beklediğini görmemle "Günaydın" dedim, sesim içime kaçmış bir şekilde. Babam ters ters bana bakmakla yetinmişti. Kardeşim olacak veledin hala sofra da olmaması gözümden kaçmamış değildi. O konuyu boşvererek annemin biraz önce masaya  koyduğu patates kızartmasına baktım. Bir süre bakıştığımızda babam gülerek "Birileri çok acıkmış" dedi ve yemeye başladı. Babamın başlamasıyla annemle bende başlamıştık ki içeriye giren çocuk geç geldiği yetmiyormuş gibi birde bana bakarak "Konuşamamış bu daha" dedi. Bütün iştahım kaçarken elimdeki çatalı sinirle masaya bıraktım ve ona döndüm "Pardon da bu seni neden ilgilendiyor?" dediğimde gevşekçe sırıttı ve masaya oturdu. Babam aramızdaki gerginliği dağıtmak adına "Abinin üzerine gitme" dedi velede. Az önce yaptığı hareketi  yaparak sırıttığımda anneme baktı. Annem bir açıklama ister gibi yüzüme bakıyordu. Boğazımı temizleyerek "Evet konuşamadım ama bunu o istemedi" dedim. Masadaki üç silahşörler gözlerini kısarak bana baktığında  derin bir nefes aldım ve "Yapabileceğim bir şey yok, zaten dersi de doğru düzgün dinlemedi" dedim. Evet gerçekten de dinlememişti. Bunun sebebinin ben değil de dersin -ona göre- iğrençliği olduğunu hepimiz biliyorduk. Annem bana bakarak " Kızı kaçıracak bir şey yapmadın değil mi? Eminsin?" dedi. Sinirle güldüm ve "Ne yani kızın benim yüzümden mi gittiğini düşünüyorsunuz?" dedim. Annem ağzını açmış cevap verecekken babam araya girdi ve "Sen yine de temkinli ol, her an başka birine gidebilir" dedi. Öyleydi. Her zaman beni seveceğinin garantisi yoktu. Ama yapabileceğim bir şey de yoktu. Ömrünün sonuna kadar beni bekleyemezdi.  Düşüncelerimi bölen zil sesiyle birlikte babam "Beklediğiniz biri mi vardı?" dedi. Hepimiz 'hayır' derken annem ayağa kalktı ve kapıya doğru gitti. Annem geri döndüğünde yanındaki kişiyle hepimizin ağzı açık kalmıştı. Ayşegül... Gözler bana dönerken yutkundum. Babam olayı kavramış olacak ki İsmail'e "Kalk da ablan otursun" dedi. İtiraz etmeye hazır olan gıcık çocuk ağzını açmıştı ki babam onu susturarak "Biz salona geçelim, gençler rahatça konuşsun" dedi. Annem, babam ve İsmail salona geçerken elim enseme gitti. Çekingence karşımdaki sandalyeyi çekip oturduğunda gözlerime değil de masaya odaklandı. Söze gireceğimde "Biraz yürüyebilir miyiz?" dedi. Sesi çok güçsüz çıkmıştı, ne diyebilirdim ki? Sevdiğim kadın sabahın köründe karşıma geçmiş, yürümek istediğini söylüyordu. Cevabım ölmek üzere bile olsam kesinlikle 'evet' olurdu...

KALBİMİ KIRIYORSUN! (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin