Uyandığımda odamdaydım. Ayağa kalkıp hızlı bir duşa girdim. Çıktıktan sonra üstüme mavi bir kot ve siyah askılı tişört giydim. Saçlarımı kuruturken devam eden yağmura baktım. Saçlarımı salaş bir topuz yaptıktan sonra ayakkabılarımı giydim ve üzerime siyah bir hırka alıp odadan çıktım. Aşağıya indiğimde Tobias mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Yanına gittim. Diğerleri ortalıkta yoktu.
-Hey, günaydın.
Arkasına dönüp gülümsedi.
-Günaydın.
Tekrar karıştırdığı şeye döndü.
-Şey, bir soru sorabilir miyim?
-Elbette.
-Dün tam olarak ne oldu? En son Andrea bana beklememi söyledi ve gitti. Sonra cama bakacaktım ama... Baktım mı?
Elinde ki yumurtayı yere düşürdü.
-Ah, olamaz.
Yanıma gelip omuzlarımı tuttu.
-Hatırlamıyor musun dün olanları?
-Önemli bir şey mi kaçırdım? Yine bayıldığımı düşünüyordum. Ne oldu dün?
-Olamaz, şimdi olmaz. Yapma Artemis hatırlamaya çalış.
Omuzlarımdan tutup beni sarsarken konuşuyordu.
-Gerçekten mi Tobias. Beni sarsarak mı hatırlatacaksın?
Artık kahkahamı tutamıyordum. Hala omuzlarımı tutuyordu.
-Şaka mıydı?
Bir kahkaha daha atarken omuzlarımı bırakıp yerdeki yumurtayı temizlemeye gitti.
-Hadi ama. Yüzündeki ifade komikti.
Elindekileri çöpe atıp dolaptan bir yumurta daha aldı.
-Cidden küsecek misin?
Yumurtayı kırıp karıştırmaya devam etti.
-Tobias, yapma ama sadece bir şakaydı.
Tavayı ocağa koyarken tekrar konuştum.
-Yardım edeyim mi? Yağ konacak zaten. Ben yapayım.
Konuşmamak konusunda ısrarcı gibiydi. Oflayıp tavaya birazcık yağ koydum. Tavanın içine biraz krep hamurundan döktü. Yüzüne baktım. Her işi ciddiyetle yapıyordu. Yüzünü, burnunu, sakallarını ve gözlerini inceledim. O sırada elimdeki sızıyla kendime geldim. Elime yağ sıçramıştı.
-Dur, çok yandı mı?
Kafamı hayır anlamında salladım. Katlanılabilirdi. Elimden tutup musluğun altına soktu.
-Şimdi daha iyi.
-Bir daha böyle bir şaka yapma.
-Komik değil miydi?
Bir süre gözlerime baktı. Ayak sesleri geldiğinde beni bıraktı ve krebi çevirmeye gitti.
-Komikti.
Gülümseyip kahvaltılıkları masaya götürdüm. Andrea masaya bardakları koyarken Maria'da geldi ve sofraya oturduk. Krep güzel olmuştu. Kahvemden yudum alırken Maria konuştu.
-Bugün plan ne?
Tobias çatalını tabağın kenarına koydu.
-Haber bekleyeceğiz. Onun dışında herkes yaptığı şeye devam etsin. Dikkat çekmeye gerek yok.
Sadece kafamı salladım. Yemekten sonra masayı topladık. Ardından herkes kendi haline döndü. Bir süre oturma odasında otursam da sıkılınca koridora döndüm. Kimin yanına gitmeliydim. Bir an düşündükten sonra Andrea'nın kapısına gittim. Kapıyı çalacakken vazgeçip koridorun sonunda ki Maria'nın odasına girdim ama kapıyı açtığımı bile fark etmeyince rahatsız etmekten vazgeçtim. Koridora göz gezdirirken Tobias'ın da yanına gitmek cazip gelmedi. Tam salona dönecektim ki arkamdaki odadan ufak bir patlama sesi geldi. Arkamı dönüp odaya girdim. Maria'nın etrafında cam kırıkları vardı. Toplanmasına yardım ederken konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTEMİS
FantasyBiraz önce günbatımının güzelliğine şahit oldum. Daha önce böyle bir şey görüp görmediğimi hatırlamıyorum. Ama bu güzelliği ilk defa görüyormuş gibi olmak mutluluk verici. Hava karardı şimdi. Gökyüzü binlerce yıldızla süslendi. Ay'ın görüntüsü ise y...