O kadar uzun zamandır merdivenlerden iniyorduk ki hata yaptığımızı düşünmeye başlamıştım. Geri nasıl dönecektik. Lahitin kapağı içerden açılabilir miydi. Belki de Oğuzhan'a nasıl açılacağını söylemeliydim. O çıkarabilirdi bizi. Uzun bir süre daha inmeye devam ettik. Her adımı ilk önce kontrol ediyorduk. Hepimizin elinde bir fener vardı.
-Artemis şuna bak.
Merdivenler sadece bir kişinin durabileceği genişliğe sahipti. Andrea konuştuktan sonra duvara yaslandı. Yanına ulaştığımda yerde su olduğunu gördüm. Tüm girişi kaplıyordu. Maria konuştu.
-Geri mi döneceğiz?
Kafamı hayır anlamında salladım. Tobias benim yerime cevap verdi.
-Lahiti içerden açabileceğimizi düşünmüyorum.
Andrea ayağının ucuyla suya dokundu.
-Dalmaya ne dersiniz?
-Çantalar su geçiriyor mu?
Diye cevap verdim. Maria kafasını sağa sola salladı.
-Önce ben gideyim.
Tobias kaşlarını çattı.
-Hiç sanmıyorum.
-Aranızda suyun altında nefes alan başka biri varsa oda gidebilir tabi.
Maria elini Tobias'ın dirseğine koydu.
-O haklı. Önden gitmesi mantıklı.
-Ayrıca ne kadar uzun olduğunu bilmiyoruz. Eğer bi bu kadar daha varsa sonuna ulaşamadan boğulursunuz. O zaman sizi tek tek götürürüm.
Tobias kollarını karnının üstünde bağladığında suyun içine bir adım attım. Işıkla görmeye çalışıyordum ama çok karanlıktı. Duvarlara tutunarak ilerliyordum. Çok geçmeden koridor ikiye ayrıldı ama iki tarafta suyla doluydu. Biraz çekinerek suyun tadını almaya çalıştım. Tuzluydu. Sanırım deniz suyuydu. Koridorun birinde suyun rengi daha açıktı. Havanın karardığını göz önünde bulundurursak aydınlık olan kısımda ışık olmalıydı. Ya suyun içinde ışıklar vardı ya da bir oda. İkinci seçenek daha mantıklıydı. Koridora doğru yüzdüm. Gittikçe daralıyordu. Her seferinde bir kişi geçebilirdi. İlerledikçe ışık artıyordu. Bir yanım gidip onları getirebileceğimi söylese de olası bir tehlikede öbür koridora gidebilirdik. Biraz daha yüzdükten sonra yüzeye ulaştım. Tamamen çıkmadan önce gözetledim. Gördüğüm şeyse nutkumun tutulmasına sebep oldu. Hızla dönüp tekrar beni bekledikleri yere döndüm. Basamaklara oturmuşlardı. Beni görünce ayağa kalktılar.
-Evet, ne varmış?
Andrea sorusunu sorarken yüzüme yapışan saçlarımı parmaklarımla arkaya taradım.
-İlk önce basamaklar devam etti ama iki koridora bölünüyor sonra. Anladığım kadarıyla biri çıkış yolumuz. Ama kontrol edemedim. Karanlık, yani emin değilim.
-Ya diğeri?
Maria heyecanla yüzüme baktı.
-Sanırım bunu sizin görmeniz gerekiyor. Ama koridor dar. Arka arkaya dizilelim. Beni takip edin.
Tekrar arkamı dönüp suya daldım ve onları dar koridordan geçirdim. Tekrar yüzeye çıktığımızda soluklarını düzene sokmaya çalıyorlardı.
-O kadar mı kötüydü?
-Senin için kolay tabi.
-Ah Andrea, neden ekranından bir dalış takımı istemedin ki?
Eliyle alnına vururken kafamla odanın ortasında duran dev şeyi işaret ettim.
-Bu inanılmaz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTEMİS
FantasyBiraz önce günbatımının güzelliğine şahit oldum. Daha önce böyle bir şey görüp görmediğimi hatırlamıyorum. Ama bu güzelliği ilk defa görüyormuş gibi olmak mutluluk verici. Hava karardı şimdi. Gökyüzü binlerce yıldızla süslendi. Ay'ın görüntüsü ise y...