4.0 final

1.3K 113 36
                                    

Bu fic müzik dinlerken birden bire aklıma gelen kısa bir kurguydu. Uzatıp tadını daha fazla bozmak istemediğimden burda final kararı verdim. Yorumlarınız ve oylarınız için çok teşekkür ederim🥺🥺 sizi çok seviyorum💜💜💜💜

Şimdi sanırım tamamen multiplayer isimli ficime odaklanacağım. Onu bitirince yeniden bir yoonmin yazmak istiyorum. Umarım orda yeniden buluşuruz🥺💜

--

Yoonginin mesajına gülmeden edememiştim. Karşımda 28 yaşında değil de sanki 18 yaşında ilk buluşmasına çıkan çocuklar gibi heyecanlanıyordu ve ben onun üzerinde böyle bir etki bıraktığım için mutluydum. Onu görmek için ben de çok heyecanlıydım. Koridordaki aynanın karşısına geçip yeni boyanmış turuncu saçlarıma şekil verdim. Hoseok hyung yoonginin en sevdiği rengin turuncu olduğunu söylediğinde onun sevdiği bir şeyi üzerimde taşıma düşüncesi beni mutlu etmişti.

Aynada bir süre daha kendimi inceledikten sonra kapı çaldı. Derin bir nefes alıp kapıya yürüdüm ve kapıyı açtım.

Yoongi tek katlı evimin bahçesinde, kapıdaki bitkilerin yanında durup yüzündeki şirin ifadeyle bana baktı. Onu ne kadar çok özlediğimi düşündüm. Daha önce kimseye karşı bu tarz şeyler hissetmemiş olmak başta duygularımı yorumlamamda yanılmamı sağlayacak diye düşünsem de, ona aşık olduğumu en derinlerimde hissediyordum.

Öylece gözlerine dalıp gitmişken "içeri almayacak mısın?" demesiyle kendime geldim. Üzerindeki siyah tişörtün uçlarından çekiştirip yan bir ifadeyle bana baktı.

Birden elinden tutup onu içeri çektim ve kapıyı aynı hızda kaparak yeniden ona döndüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Birden elinden tutup onu içeri çektim ve kapıyı aynı hızda kaparak yeniden ona döndüm. Kollarımı hızlıca ona dolayıp kendime çektiğimde gülümsediğini hissetmiştim. O  da kollarını belime sarıp sarılışıma karşılık verdiğinde gözlerimi kısa bir anlığına kapattım ve etrafa yaydığı, o çok sevdiğim lavanta kokusunu içime çektim.

Saçlarımım arasına bıraktığı öpücükle kollarımı gevşettim ve koynundan göğsüne doğru kaydırıp tam göğsünde, piercinginin üstünde durdurdum. Kollarını belimden çekmemiş, aksine tutuşunu sıkılaştırmıştı.

Öylece birbirimizin gözlerinin içine baktık. Yoonginin bana bakarken büyüyen gözbebekleri ona tekrar tekrar aşık olmam için yeterliyken bakışlarındaki yumuşaklık kalbimi eritiyordu. Bana daha önce kimse böyle bakmamıştı.

Bir elimi yanağına koydum ve okşadım. Hareketimle birlikte gözleri çok kısa bir an kapandı ve dudaklarının ucu memnuniyetle kıvrıldı.

"Nemlendirici kullanmaya başlamışsın."

Söylediğim şeyle kocaman gülümsedi ve kafa salladı. "O gün, bana söylediğin her şeyi yaptım. Buna nemlendirici kullanmak da dahil."

Ben de gülümsediğimde yoongi dudaklarıma bakıp gözlerini kapattı ve başını geriye atarak "tanrım" diye inledi. "Jimin, çok güzelsin."

Utanmıştım. Ayrıca kalbim patlayacak gibi hissediyordum çünkü yoongi beni çok güzel seviyordu. Kollarımı tekrar boynuna çıkarıp sardım ve yüzümü yüzüne yaklaştırarak dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım. Yoonginin kalp atışlarını dudaklarından bile hissedebiliyordum.

Geriye çekilip "gel" dedim ve elini tuttum. "Tavuk sipariş etmiştim. Biranın yanında tavuk sevdiğini duydum."

Onu evimin arka bahçesine getirip bahçede kurmuş olduğum masaya oturttuğumda etrafı inceledi.

Onu evimin arka bahçesine getirip bahçede kurmuş olduğum masaya oturttuğumda etrafı inceledi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Evin çok güzelmiş."

Hayranlıkla söylediği şeye karşı gülümsedim ve "teşekkür ederim." Dedim. Ardından ben de masaya, tam karşısına oturdum. "Aslında bu evi ilk aldığımda berbat haldeydi ve fiyatı da çok düşüktü. O dönem çok param yoktu ama sokakta kalamazdım. Bu nedenle burayı aldım. İlk üç ay ölüm gibiydi. Her yerden su sızıyordu, çatısı akıyordu ve zemin çürümüştü."

Söylediğim şeyle yoongi yüzünü buruşturdu. Bira şişesini açıp önüne koyduğumda tavuğundan bir ısırık aldı. Ben de biramdan bir yudum aldım ve tavuğu yerken devam ettim. "Sonra, üniversitede Taehyung ile tanıştım. İç mimarlık okuyordu. Kısa zamanda çok yakın iki arkadaş haline geldik. Ailesiyle arası bozuk olduğu için evden ayrılmıştı ve kalacak yer arıyordu. Ona benimle kalabileceğini söyledim. Ama ev berbat durumdaydı. Taehyung'un göz devirmesini çok net hatırlıyorum. "O iş bende" demiş ve bir hafta içinde tanıdığı sınıf arkadaşlarıyla beraber evi baştan yaratmıştı."

Yoonginin ağzı hayranlıkla açıldı. "Taehyung neden evden ayrıldı?"

"Benden bir yaş büyük. Birlikte 2 sene yaşadık ama o son senesini bitirince iyi bir iş buldu ve kendi evine taşındı."

Yoongi anladığını belirtircesine kafasını salladı ve bitirdiği tavuklara baktı. Laf arasında çok fazla yemiştik. İkinci şişe biralarımızı da bitirdiğimizde bir sürü komik anıdan bahsediyorduk.

--

Hava yavaşça kararmaya başladığında yoongi ile bahçedeki hamağa uzanmış güneşin batışını izliyorduk. Başım onun göğsündeyken kendimi bu kadar rahat hissedeceğimi hiç tahmin etmemiştim. Telefondan sakin, romantik bir şarkı yükselirken hafif esen rüzgarda Yoonginin yanında olmak beni inanılmaz iyi hissettirmişti.

"Yoongi" dedim sessizliği bozup. Saçımı okşayan elleri yavaşladı ve "hm?" Diye bir mırıltı çıkardı. Cevabını deli gibi merak ettiğim bir soru vardı. Ve sormuştum da.

"Ne zamandır bana karşı hislerin var?"

Sorduğum soruyla düşündüğünü belirten bir kaç ses çıkardı. Ardından yeniden saçlarımı okşamaya devam etti. "Yaklaşık bir buçuk yıldır."

Ağzım şaşkınlıkla açıldığında başımı yoonginin göğsünden kaldırdım ve yüzüne baktım. Gülümsemişti.

"Hoseok senin 1M takipçiye ulaşmak istediğini söylediğinde ona benimle sevgili rolü yapmanı ben söyletmiştim. 1M olmak sikimde değildi. Sadece rol de olsa bana sevgi sözcükleri söylemeni istedim."

Bakışları yumuşacıktı. Uzanıp dudaklarına bir öpücük bıraktım. Ama bu sefer geri çekilmedim. Saçlarımdaki elleri yavaşça yüzüme indi ve öpüşüme karşılık verdi. Öpüşü sert, ama aynı zamanda duygu doluydu. Beni öpüşünden bile beni ne kadar sevdiği anlaşılıyordu ve ben bu sebepten bile ağlayabilirdim. Hayatımda hiç böyle sevilmemiştim.

Dudaklarımız ayrıldığında boynuma bir öpücük bıraktı ve yüzüme baktı. Elimi yumuşak yüzüne koyup okşamaya başladığımda gözlerini kapattı. Kapalı gözlerine, burnuna, yanaklarına ve son bir kez dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım. Gözlerini açtığında ona benden duymayı en çok istediği ve beklediği şeyi söyledim.

"Yoongi, seni çok seviyorum."

Instaboy // YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin