9.BÖLÜM

2 1 0
                                    

Okul bitiminde bizimkilerle eve gidecektim fakat bahçede arabasına yaslanmış duran Savaş gidemeyeceğimin kanıtıydı.
Beni görünce yanıma yaklaştı.
"Savaş?"
Ceyda ve Beren bize şaşkınca bakarken Savaş uzanıp elimi tuttu. Bir ona bir de elimi tutan eline baktım.
"Benimle gel."
Kaşlarımı hayretle kaldırdım. "Neden? Bir şey mi oldu?"
Sonra etrafıma göz attım. "Ayrıca elimi tutmasan olmaz mı? Herkes bize bakıyor."
Kulağıma yaklaştı. "Gel ve arabaya geç."
Göz devirirken "Tamam bir saniye." dedim. Elimi ondan çektim ve kızlara döndüm.
"Neler oluyor abla?"
"Siz eve geçin, ben bir saate gelirim. Gelince herşeyi anlatırım çünkü şuan ben de bilmiyorum."
Ardından beni bekleyen Savaş'a yaklaştım. Tekrar elimi tuttu ve beni arabasına bindirdi. Ardından yanımdaki yerini aldı ve arabayı sürmeye başladı.
"Neler oluyor?"
"Bayadır görüşümüyorduk beni özlemedin mi?" dedi alayla gülerken. Sorumu görmezden gelmesi sinirimi bozdu.
"Savaş bir şey sordum."
"Ben de öyle."
Göz devirdim. "O kadar özledim ki hasretinden çöllere düştüm."
Alayla dudağı kıvrıldı. "Tahmin etmiştim."

Yine göz devirdim. "Cevap ver bana!"
Sinirli sesimi sinirli gözleri bana döndüğü an kestim. Bana bakan tam olarak anlatılan Savaş'tı şuan. Korku içime dolarken derin bir nefes aldım.
Bana yardım etmesinin sebebi kendince bir çıkar olabilir mi düşüncesi geldi aklıma. Kim bu zamanda karşılıksız iyilik yapardı ki?

O da derin bir nefes aldı. Arabayı yol kenarında bir yerde durdurdu.
"Bak, sana karşı sakin olmaya çabalıyorum fakat bir daha bana bağırırsan kötü olur. Düşünemeyeceğin kadar."
Koltukta dikleşmeye çalıştım ama yapamadım. Korkmuştum.
"Pekâlâ." demekle yetindim. Nefesini dışarı verdi sıkılmışça.
"Neler olduğunu mu merak ediyorsun? Hatırlarsan seni yaşlı kurttan kurtarmak için sevgilim olduğunu söylemiştim. Ama bu gün bir çocuk benim sevgilimin elini tutarken göründü. Sence bu kulağına gitmemiş midir? Sence yalanımız ortaya çıkmamış mıdır?"
"Ben hiç düşünmemiştim." Sesim o kadar kısıktı ki duymasına şaşırdım. "Ne yapacağız?" dedim korkuyla.

"Çok net değil mi? Sevgilim gibi davran."
"Ne?!" Şaşkınlıkla gözlerim büyürken yerimde doğruldum. "Savaş saçmalama! Savaş Durmaz ile sevgili gibi olacağım öyle mi? Buna kimse inanmaz. Ben senin standartlarında bir kız değilim ayrıca sen de benim seveceğim bir tip değilsin. Arkadaşlarım bunu hemen anlar."
"Seveceğin bir tip değil miyim?" Şaşkınlığı sesinden belliydi. Onu umursamadan devam ettim. "Sadece arkadaşım diyebilirdin. Neden sevgilim dedin ki sanki?"

"Bak, onda karşı cinsle arkadaş müessesi pek saygı görmez. Öyle desem onun için bir anlamı olmazdı."

Başka bir yol aramaya çabaladım. "Polise gidelim."

Savaş hafifçe güldü. "Sence bu işe yarar mı?"
Yaramazdı. Adam abimi bile kolayca çıkartmışken kendi hayli hayli çıkardı. Üstelik Kerim'in sözleri hariç kanıtımız yoktu.
"Bir yolu olmalı."
Savaş omuz silkti.
"Buna sen de katlanmak istemezsin. Sözde sevgilin olduğu için bir kızla birlikte olamazsın ya da benim yanımda olman gerekir. Savaş lütfen. Bu olmaz."
"Neden?"
Şaşkınlıkla ona baktım. "Neden mi?"
Başını salladı.
"Savaş farkında mısın ikimizin apayrı hayatları var ve ne kadar süreceğini bilmediğimiz saçma bir oyun için bunları birleştirmeyi teklif ediyorsun. Sen benim hayatıma karışabilsen bile ben seninkine yaklaşmak bile istemiyorum."

Yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. Ağır mı konuştum?
"Ne kadar boktan bir yaşantım olduğunu biliyorum ve seni buna karıştırmayacağım. Her an yan yana olmayacağız zaten. Okulda arada bir. Tek yapman gereken diğer erkeklerle samimi olmamak. Kimseye biz sevgiliyiz diye ilan etmemize gerek yok."

Düşündüm. Fikir şimdi cazip gelmişti. Sonra üzerine çok geldiğimi hissettim. Ona doğru döndüm. "Pekâlâ,"  gülümseyerek "Herşey için de çok teşekkür ederim. Düşündüğün için." dedim. Bana boşboş baktı. Ardından kafasını salladı ve arabayı çalıştırdı. "Hadi seni evine bırakalım."

Bütün Yollar SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin