5 : Senin İçin Aklımda Çalınan Bestelerim Var. Sana Söylemek İsterim, küçük.

90 9 6
                                    


5.Bağ : Sooyeon

Piyano çalmaktan tahriş olmuş parmakları başını ovuşturuyor, içtiği ilaçların etki etmesini bekliyordu.

Tüm geceyi şirkette geçirmişti, genç. Tıpkı diğer birkaç önemli çalışan gibi.

Pili bitmiş gibi güçsüz hissediyordu. Başını geriye yasladı, gözlerini kapattı, sert kahvesinin kalan hepsini kurumuş ağzının içine doldurdu.

Uykusu vardı. En son ne zaman uyuduğunu hatırlamıyordu. Dün iki saat kadar uyumuştu belki?

"Son düzenlemeler! Ayılın! Yoongi! Tüm besteleri odama getir. Suhuhua! Kayıtları başlat. Jin Jin! Son kontrolleri yap!"

Yorgun ayaklarını patronunun dediği gibi odasına götürdü. Elinde yüzü bile görünmeyecek şekilde taşıdığı, gecelerini ayırdığı onca beste.

Beste yazmayı severdi ama gökyüzüne yazmayı yeğlerdi.

Böyle düşünmesi kötüydü. Düşünmemeliydi ama kendini birden onun ismini sayıklarken, kokusunu solumaya çalışırken, dokunuşlarını hatırlarken buluyordu.

Delirmişti belki. Belki uykusuzluk delirtmişti onu.

"Piyano kaydına başlayacağız, Yoongi. Bu günlük sadece üç şarkı kaydedeceğiz. Hazır mısın?"

Omzuna teyit için dokunan adamı reddetmek istedi. "Hayır. Hazır değilim, efendim. Vücudum yorgun, aklım onu düşünmekten daha da yorgun. Bitap düştüm ben, bırakın uyuyayım."

"Evet, efendim."

Dudaklarından çıkan yalanı kalbini yakıyordu. Ne zaman yalan söylese, yanardı. Yıldızı yakıyordu onu. Nasıl anlayabiliyordu ki yalanını? Yılların verdiği tanınmışlık mıydı? Gökyüzünü tanımıyor ama neden bu kadar özlüyordu öyleyse? Sevmek için illa tanımak mı gerekirdi?

Gökyüzü gökyüzünü tanımıyordu ama izin vermişti gecesine sığınmaya, gecesini vermeye.

Sevgi tanımak değildi. En azından bu ikisi için değildi. Onlara sadece bir gece yetmişti, özlemek için. Bir gece yetmişti onun için göz yaşı dökmek, onun anısıyla gülmek için.

"1,2,3 kayıt!"

Yorgun başı düşmek üzereydi önündeki notalara. Direndi. Yorgun gözlerini açmayı denedi.

Gerçi kapandı onlar sonra. Uyumak üzere olan beyni, yaralarla dolu parmaklarına notaları fısıldasalar yeterdi sadece. Parmakları bilirdi onların yerlerini ezbere. Çalarlardı yorgun da olsa onları. Nasıl olsa parmakları aşıktı tuşlara, Min Yoongi'nin.

"Son şarkı!"

İçtiği ilaç işe yaramamış, sanki daha da kötüleştirmişti ağrısını. Belki yemek yemediği içindi. Belki uyuyamadığı için. Uzun bir zamandır piyano çalıyor ve patronunun yüksek sesli sesini duyuyor oluşundan da olabilirdi.

"Sadece son şarkı, Yoongi. Bitiyor. Dayan."

"1,2,3 kayıt! "

𝙎𝙞𝙭 𝘿𝙚𝙜𝙧𝙚𝙚𝙨 𝙊𝙛 𝙎𝙚𝙥𝙖𝙧𝙖𝙩𝙞𝙤𝙣 | ʸᵐ ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin