'Huzur ancak gökyüzünde vardır, biz ise yeryüzündeyiz.'
-William Shakespeare<><><>
Yatağında arkasına yaslandı Elena. Sonra bir mesaj daha yazdı Cole'a.
Elena: arayım mı?
Cole: olur
Aradı. Hemen açmıştı Cole. "Alo?"
"Cole?" Bu ismi duyunca gülümsedi Cole hafifçe.
"Elena?" Elena'nın tepkisi de çok farklı değildi ondan. Gülümsedi telefonun bir ucunda. Devam etti Cole. "İsmimi senden duymak güzelmiş."
"Bence de." Tüm negatif olayları sıyırıp atmıştı bu birkaç saniye Elena'nın kafasından.
"Bella Colin sizin eve de gelmiş mi?"
"Nasıl yani?"
"Annemlere o söylemiş nerede olduğumuzu. Sanrım bizi gören de oydu."
Şaşırmıştı Elena. Ama babası Bella eve gelse söylerdi. O sırada banasının komşu diye tanıştırdığı kadın geldi gözünün önüne. Baştan aşağı siyah giyimli güzel bir kadın. Ama hayır. Bella Colin'in daha cadı gibi olması gerekirdi. Komşularının sesi çok daha sakindi. Kadın gayet samimi ve sıcaktı. Hem kadın sadece kahve isteyip gitmişti.
Telefonun bir ucunda bu sessizliğe anlam verememişti Cole. "Kıvırcık?"
"Hnm?" Daldığı düşüncelerden irkilerek uyanmıştı Elena.
"Sustun kaldın. Bişey mi oldu?"
"Hayır. Kafam dalgın sadece."
"Çok mu kızdı baban?" Bir parça suçluluk hissetmişti Cole. Sonuçta bir noktada onun yüzünden kavga etmişti ailesiyle.
"Hayır hayır. İnan umrumda bile değil. Sadece..." derin bir nefes aldı Elena. Odanın duvarları üstüne üstüne geliyordu. Bildiği her şeyi sorguluyordu. Ne doğru ne yanlış anlayamıyordu artık.
"Sana kim olduğumu söylemediğim için kızdın değil mi?" Sıkkınlıkla bir nefes verdi Cole. Tabii kızardı!
"Cole saçmalama. Kızmadım. Kim olduğun umrumda bile değil. Sadece babam yüzünden moralim bozuk. O kadar. Kendini suçlama. Lütfen."
"Çok mu ağır konuştu?"
"Hayır. Söyledikleri umrumda değil ama ev hapsindeyim. Bir hafta çıkamayacakmışım. Tüm camları kilitledi. Buluşmamız imkansız artık."
Güldü Cole. "Bunu mu dert ediyorsun?"
"Cole evden çıkamazsam boğulurum ben! Sevmiyorum kapalı kalmayı."
"O zaman kendini iyi hissetmen için şunu söyleyim." Etrafına baktı Cole. Karanlık hücre duvarları ve üzerinde oturduğu soğuk betona baktı. "Bende zindandayım şu an."
"Ne?!" Cole güldü. "Cole ciddi misin sen?"
"Evet! Fotoğraf bile atabilirim istersen." Elena hala şaşkındı. Hemen bir selfie çekti. Ve gönderdi.
Elena fotoğrafı açtığında bile çok saçma geliyordu. "Sen bir prenssin ama seni zindana mı kapattılar?"
"Prens yada kral olmanın bir önemi yok." Gözlerini dışarı bakan parmaklıkların olduğu pencereye çevirdi. "Doğru söyleyen ve çok konuşan herkesi zindana kapatırlar."
Güldü burukça Elena. "İkimiz de doğru mu söylüyoruz yani şimdi?"
"Fazlasıyla." Ayağa kalkıp pencereden baktı Cole. Geçemeyeceği kadar küçük değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nevona
Short StoryElena annesini çok küçükken kaybetmiş ve bakıcısı Tina tarafından, Babasından uzak bir yerde büyütülmüştür. Ama olağanüstü özelliklere sahip olan bu genç kız bir gün okuluna devam etmek için babasının yanına Nevona'ya taşınacaktır. Annesini kaybett...