Kupkuru bir çölde gibiyim sanki
Vaha gördüğüm de yok
Artık bana sevgiliden
Bir hayır da yokO burada olsaydı
Yağmur yağdırır mıydı ki
Bana acıyıp
Eski günleri hatırlayıpEğer yağsaydı o yağmur
Sırılsıklam olmak isterdim
Ve yollarda avare gezmekŞimşekler çaksa dahi
Yüreğimin içindeki kasvet
Dışıma yansımasın diye
Hafifçe tebessüm ederdim
Anlardı yine de o
İçten olmadığını gülümsememin
Bir iç çekerdim
Ve ona elveda derdimÇünkü o böyle bir adamı hak etmiyor
onu güldürecek
Mutlu edecek birine ihtiyacı var
O da çok üzgün, narin, kırılmış ve yalnız
Onun teselli edilmeye ihtiyacı var
Daha fazla üzülmeye değilEndişelenmiyor değilim ama
O iyi mi diye
Bir gösterse yüzünü
Başka bir şey istemezdim.Eğer mutlu ise
Bana gülümsemesini bahşederdi
Çiçekler açtırırdı yüreğimdeO gülümseyince
Sana dünyanın en güvende insanı olduğunu hissettiriyor
Asla yalnız kalmayacakmışsın gibi
Unutturuyor kimsesizliğiniEvet ama o orada
Çölün sonunda
Bu yolu atlatabilirsem
Onu görebileceğim
Fakat kendimi daha iyi hissederdim
Güneş bu kadar yakıcı olmasa
Özlemin kızgınlaştırdığıKavuşmanın habercisi ay çıksa
Dolunay hâlinden
Buluşurduk belki onunla
Söz vermişti çünkü o
Bu anda buluşacağımızaTer içinde kalmışken
Varıyorum çölün sonuna
Ovayı sarmış birinin saçı
Sapsarı gerilmiş etrafa
Güneşin ışıklarıymış bunlar oysa
Tam vazgeçip serilecekken
İçimdeki çölün ortasına
Karşıma çıkıyormuş o güzelBundan sonra hep yan yana olacağız ve
Hiç ayrılamayacağız diyormuş bana
Ben de evet ayrılmayacağız diyormuşum
Yorgunluktan gözlerim kapanırkenFakat tam da bu andan sonra
Her yer birden kararmış
Ellerim soğumaya başlamış
Anladım ki o yalnızca
Çöldeki bir rüyaymış