Bölümden önce aşağıya yazdıklarımı okuyabilir misiniz?
Biliyorum bölüm çok gecikti, bunun için hepinizden özür dilerim.
Ama arkadaşlar bakın şöyle bir olay var ki;
Çoğu kişi sadece okuyup geçiyor ve ben bu durumdan çok rahatsızım. Bu bölüme kadar okuduysan bir zahmet oy da verirsin yani.Size 'oy dileniyor' izlenimi vermek istemiyorum yanlış anlamayın lütfen. Ama biraz empati yapmaya çalışırsanız anlayabilirsiniz. Oy ve yorum gelmeyince yazma hevesim falan uçup gidiyor...😔
Sınır hiçbir zaman koymadım ama bu sefer beni yazmaya sizin teşvik etmeniz lazım. Hayalet okuyucu olmayın lütfen 😔
15 oy ve 50 yorumu geçtiği zaman yeni bölümü atacağım.
Uzun uzun yazdım bölümü. Umarım okurken sıkılmazsınız.
Bölüm sonunda düşüncelerinizi aşağıya yazabilirsiniz.
Hepinizi koccamaaannn öptümm, keyifli okumalar. 💜
*****
"Neyin nesiydi bu mesaj Taehyung?"
O gergin dakikalardan sonra
kısa bir geçiştirmeyle herkesin dikkatini dağıtıp konuyu kapatmıştım. Birkaç saat bizimkilerle vakit geçirdikten sonra da herkesi evlerine postaladım.Ve şimdi de yatağımın üzerinde oturmuş bir şekilde Namjoon hyungun sorularını cevaplamaya çalışıyordum.
"Bilmiyorum hyung, ben de anlamadım. Durduk yere attı."
Sessizce mırıldanmamın üstüne doğru söyleyip söylemediğimi anlamaya çalışır gibi tek kaşı havalandı. Kapüşonlumu çekiştirip kaşlarımı çattım. "Öyle bakma bana hyung! İnanmıyorsan mesajları gösterebilirim."
Kollarını göğsünde birleştirip,
"Peki, ver bakalım."dedi.
Hızlıca konuşmaları açıp telefonu ona uzattım ve okumasını bekledim.Saniyeler sonra, bakışlarını telefondan ayırmadan konuşmaya başladı.
"O saatte ne halt ediyordun Taehyung?""Sadece...uyku tutmamıştı ama sonrasında tam uykuya dalacakken bildirim geldi ve o şekilde gelişti sonrası."
Başını aşağı-yukarı sallayıp telefonu bana uzattı.
"Taehyung, gidip onunla konuşmalısın."
Saçlarımı karıştırıp nefesimi dışarı verdim. "Ben de öyle düşünüyorum hyung, fakat-"
"Fakat?"
"Bilmiyorum, zor biri."
Elini elimin üzerine koyup gülümsedi. Ne zaman endişelensem hep böyle yapardı. Yanımda olduğunu her daim hissettirirdi. Ben de gülümsedim, içimde ki garip hislere tezat bir şekilde.
"Ama ne olursa olsun o iyi bir insan, gözlerinde ki parıltıları gördün mü?"
Anlamayarak kaşlarımı çattım tekrar,
"Parıltı mı?""Gülümserken gözleri parıldıyordu Taehyung, sana bakarken gözlerinin içi gülüyordu.." elimin üzerinde duran elini kaldırıp ensesine attı. "Ve sana gerçekten değer veriyor sanırım."
Dudaklarıma, engelleyemediğim bir sırıtış yer ederken yavaşça omzuna yumruk attım, "Veriyor mu dersin?"
"Hayırdır ne bu tavırlar."dedi gülmeye başlamadan hemen önce, ki o sırada da telefonu çalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rewrite the stars, taejin
Fanfictionçünkü senin gülüşlerin dudaklarının kenarında değil sevgilim. bu yüzdendir ki bana hep gözlerinin içi ile gülersin.. ❥ TaeJin