Duvara yaslandım bişi yok devam dedi Gümüşsu. Ardından çocuğu odaya aldılar karanlık. O arada yan cam geçtim. Çocuğu yatağa yatırdılar ve tavanda küçük kırmızı ışık vardı. Rüzgar odanın ışığını kapattı. Ve aynen şöyle talimat verdi:
"Arda bak şimdi tavandaki kırmızı ışığa odaklancaksın ve ruhunun bedeninden çıkmasını düşünüceksin", dedi.
Bunları duyarken aklımı oynatıcaktım. Bağırmamak için kendimi zor tuttum.
"Sakın korkma ruhlar seni korkutabilir. Sadece kardeşini gör ve gel"
((Aaa! Bu Gümüşsunun bana anlattığı şey. ))Çocuk sadece kafasını sallıyordu. Herkes odadan çıktı. Çocuk kırmızı ışığa baktı. Yavaş yavaş gözü araladı ve 5 dakika olmadan bağırarak kalktı. Herkes içeri gitti. Arkadaşlarından bir tanesi ne oldu dedi telaşla.
"Yavaş yavaş sisler geliyordu sonra birden bedenimi öyle yatakta görünce korktum nefes alamadım"
Gümüşsu kahka atarak dışarı çıkmıştı hemen evin arkasına geçtim. Kalbim ayaklarımda atıyordu yürüyemedim. Birden telefonum çalmıştı. Arayan Gümüşsuydu kimse duymadan telefonu kapadım. Mesaj attım efendim diye. Ben bugün gelmeyebilirim dedi. Tamam diye mesaj attım. Bu korkuyla eve gidemezdim.
Uyuya kaldım güneş doğmak üzereydi. Kalktım ve hızla eve gittim aklımdan bir saniye bile çıkmıyordu. Onlar nasıl olabilirdi bu gördüklerim, Gümüşsu'nun anlattıkları doğrumuydu. Eve gittim ve kendimi yatağa attım. Gümüşsu eve geldi uyandırdı beni "Esra ben geldim". Bir an kalktım. Sıkıştırıcı sorular sordum. Bu arkadaşın kim ?
"Hatice diye bir kız ısrar etti kaldım", dedi.
"Dün seni yürürken gördüm mahallen uzakta değilmiydi." ?
"Biraz yürüdükten sonra bindim". Bana yalan söylüyordu. Her perşembe akşamı bahaneler uydurup oraya gidiyordu ve takip ediyordum. Yalan söylemesi canımı sıkıyordu.
2 hafta öyle böyle geçti.
Yine perşembe gecesi yine aynı yere gitti. Bende arkasından gittim. Yine aynı şeyleri yaptılar ilk önce Rüzgar yaptı. Rüzgar'ın çok sevdiği nişanlısı ölmüş nasıl öldüğünü bilmiyorum ama onu görmeye gidiyordu.
Sonra bir kaç arkadaş Gümüşsu ve Arda yapıyordu. Artık alışmıştı.
Kafasını koydu, ışığa odaklandı. 5 - 10 dakika olmuştu. Hala uyanmamıştı. İçerdekilerde merak adip içeri girdiler. Rüzgar nabzına bakmıştı. "Nabzı atmıyor çok fazla ileri gitmiş herhalde ölmüş", dedi sakince. Gümüşsu: "Napıcaz", derken göz göze geldik. 2 saniye bakıştıktan sonra hızlı hızlı koşmaya başladım. Arkadan bağırdı ama korkudan eve koşarak gittim. Eve geldim kapıları heryerden kitledim, camları perdeleri kapattım. Korkudan ağlamaya başladım. Rüzgar nasılda rahat olabilirdi. Bu kadar riskli bi işi nasıl yaparlardı.
Gözlerimi sıkı sıkı kapatıp uyumaya çalıştım ama uyuyamıyordum. Müzik açıp o anları unutmaya çalıştım.
Sabah kalktığımda hemen hemen unutmuştum. Ama aklıma geldikçe korkuyordum okula gitmek istemiyordum. Hazırlanıp İstanbul'u dolaşmaya çıktım. Fotoğraf makinamı boynuma asıp tek tek fotoğraf çekmeye başlamıştım. Sultan Ahmet Camisi sonra Topkapı Sarayı Boğaz derken saat 3'ü bulmuştu. Gidip bir yerde yemek yedim. Gayet rahat ve sakindim.
Sonra kalktım ve taksi tutup eve gittim. Okul olduğunu, derslerimin olduğunu unutmuştum.
Dağınık bir topuz yapıp masaya oturdum başladım çalışmaya. Yaklaşık 1 saattir çalıştım ardından kapı çaldı. Birden irkildim. Kapının deliğinden baktığımda Gümüşsuydu kapıyı yavaşça açıp direk odaya gittim.
"Esra dinle beni anlatıcam hepsini ama dinle beni".
"Ne anlatıcaksınn Gümüşsu bildiğin adamı öldürdünüzz. Ne yapıyorsunuz siz. Bana niye önceden anlatmadınn bunları". Öfkelenmiştim. Yatağıma oturdu.
"Bak Esra bu grup 2 seneden beri var. Rüzgar'ın nişanlasını tecavüz edip öldürdüler. Rüzgar zor günler geçirmiş bir şekilde ruhlar alemime gidip sevdiği kişiyi görüp geliyor. Rüzgarla tanıştık Rüzgarla ben bunu her Perşembe yapmaya başladık ben babamı o eski nişanlısını görüyordu. Sonra bir kaç kişi ekliyip devam ettik Arda'da yeni geldi onu uyarmıştık ama o çok uzağa gitti ve öldü. Onu alıp bir yere gömdük çocuğun zaten kimsesi yoktu. Yani kısacası kötü birşey yapmıyoruz inan. Bak eğer sende aileni görmek istiyorsan sanada öğretiriz aileni görürsün".
Bağırdım "Benide mi öldürceksiniz heee". Diyip duşa girdim. Ben böyle bişiyi yapamazdım. Ama annemsiz babamsız ve Efesiz bir hayat da çekilmiyordu. Güzel bir duş alfım çıktığımda Gümüşsu güzel bir sofra hazırlamıştı. Koltuğa oturduğumda.
"Yapma böyle Esra bak söz bir daha birşey yapmıycam söz. Zaten bunu sana şuan söylemem doğru olmazdı." Onu şuanlık affettim ve ona sarıldım.
********** 4 Ay sonra. ******
Herşey düzene girmişti. Rüzgarla sohbet ettiğimiz oluyordu onu seviyordum. Efe'nin yerini dolduramasada seviyordum. Oda beni seviyor. Yani galiba yani bilmiyorum öyle görünüyor. Bu perşembe bende onlarla birlikte gidicektik, deniycektim.
Ve o gün gelmişti...
Okuduğunuz için teşekkürler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN
Science FictionBir genç kızın bütün sevdiklerini geri kazanmak için sarf ettiği çabası ve başladığı yeni hayatın zorluklarını anlatan bir kitap.