Y-5

143 6 4
                                    

Çok heyecanlıyım. Efe'yi bulucaktım. Sabah kalktım kıyafetlerimi giydim ve okula gittim. Rüzgar motoruyla evin önünde bekliyordu. Rüzgar:

"Hadi atla bir şeyler içelim sonra okula gideriz."

"Bilmem ki."

"Bilmem ki deme gel işte."

Biraz düşündükten sonra; " Tamam".

Motoruna bindim. Rüzgar beni sahil kenarına getirdi sesiz ve güzeldi.

"Çaylar nerde Rüzgar"? Güldü.

"Kandırdım ki", dedi ve kahka attı. Güldük. Kumun üstüne oturduk. Birden elini omzuma koydu. İçimde anlatamıycağım milyonlarca duygu oluştu. Onu seviyordum oda beni seviyordu galiba.

Hislerimle birlikte sessizlik kapladı etrafı. Huzurluyum buna eminidim. Bir türlü duygularıma anlam veremiyordum. Aklım Efe'de kalbim Rüzgardaydı ne yapıcağımı bilmiyordum. Ama şuan için huzurluydum.

Yanımızdan geçen pamuk şekerciden pamuk şeker aldık. Ona kendi ellerimle yedirdim. Saate baktım ders saatim yaklaşıyordu. Rüzgara gitmemizi söyledim beni okula bıraktı ve derse girdim.

Gün öyle böyle bitti.

Akşam oldu. Eve gittik ve oturduk ilk önce Gümüşsu babasını görüp geldi sonra Rüzgar sıra bendeydi. Artık işi öğrenmiştim biraz zorlamdım ama diğer tarafa ulaşmıştım. Bu sefer annemleri görmiycektim.

Biraz gezinmiştim. Efe ile sürekli gittiğimiz dondurmacıyı gördüm oda ölmüştü. Biraz sohbet ettikten sonra Efe'yi sordum bana onun belkide ölmediğini söyledi. Bu olamazdı ölmese beni bulurdu yanlız bırakmazdı. Aklım daha çok karışmıştı çok az bir vaktim vardı annemle babamın yanına gittim ve olanları söyledim. Birşey demediler. "Konuşsanıza anne" ? Babam tam konuşurken annem: " Tamam kızım sana herşeyi anlatacağız", dediğinde susup "Dinliyorum sizi" dedim.

"Bak kızım biz kaza yaptıktan sonra Tanrı bizim canımızı almıştı fakat Efe can çekişiyordu. Bir adam geldi nabzımıza baktı çoktan ölmüştük Efenin yaşadığını görünce sırtına almış ve gitmişti. Yani Efe yaşıyor ama nerde olduğunu bilmiyoruz".

Bu olanlara çok şaşırdım ne diyceğimi bilmiyordum. Zamanım azaldı annemlere sarılamadan uyandım.

Oturdum bu olanların hepsini onlara da anlattım. Rüzgarın suratı düşmüştü dışarı çıktı. Gümüşsu "Bence yarın işbirliliği yapıp Efeyi arayalım. Hastahanelere bakarız polislere sonra nufüslara sorarız."

"Tamam olur sabah olsun bakarız".

Rüzgarın yanına gittim üzgün üzgün oturuyordu.

"Ne oldu sana"

"Yok birşey"

"Emin misin"?

"Evet".

"Ama canın sıkkın gibi görünüyor".

"Yok birşey dedim".

Biraz sinirlendi daha çok üstüne gitmedim

"Peki sen bilirsin" dedim agrasif şekilde. İçeri gittim eşyaları aldım "Hadi Gümüşsü gidelim" dedim. Sormadan eşyalarını alıp çıktık. Yolda yürürken

"Ne oldu" dedi.

"Rüzgarın yanına gittim morali bozuktu Ne oldu diyince beni tersledi."

"Bencee..."

"Ne oldu gümüşsu".

"Bence Efenin yasamasina üzüldü".

"Nedenki".

"Kızım salak mısın neden olabilir. Efe gelirse aranız bozulcak yani kısacası korkuyor."

Eve vardığımızda hemen uyudum.

Bu bölüm biraz kısa oldu kusura bakmayın zamanım yoktu :)

YENİDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin