•}[14]{•

1.7K 275 70
                                    


02062020 ~ 2316

~~~

"Hyunjin'i gördünüz mü?"

Pijamalarımla yurtta dört dönüyordum ama paşa bey ortalıkta yoktu.
Kayıt cihazını dolabına bırakmazsam kafamı kuracağını söylemişti ama anahtarı vermeden ortalıktan kaybolup gitmişti.

Hayır adam ol Jisung bir gün de erken uyu dmeişitm Hyunjin malı yüzünden pijamalarımla mal gibi dolanıyordum.

Hava hafiften serindi ama rahatsız etmiyordu. Bahçe çıkışının önünde bulunan bekçi kulubesine gitmiş oradaki amcaya Hyunjin'i görüp görmediğini sormuştum.

Kafama geçirdiğim kapşonlumu çıkarıp bekçi amcaya sorduğum soruya yanıt beklemeye koyulmuştum.

"Ya amca varya hani bir tane huysuz bir şey böyle. Birinci falan."

Amca biraz durup düşünmüş aklına gelir gibi olunca da omzuma vurup gülmüştü.
Omzumu çürütürcesine attığı darbeyle ir kaç adım gerilerken ben, o hiç umursamadan konuşmuştu.

"Tamam hatırladım! Biliyorsun bu saatten sonra yurttan çıkmanıza izin yok. Ama o hergele sinirle çekip gitti. Yarın okul verir gereken cezayı."

İçim nedeni bilinmez bir sıkıntıyla dolup taşarken isyan edercesine söylenmiştim.

"Direk ispiyonladın mı çocuğu amca ya?"

"Bir saat içinde gelmezse öyle olacak."

Derken bu sefer cidden bir klişe olmuş ve Hyunjin bahçe kapısından içeri girmişti.

Bu seferde nedeni bilinmez bir rahatlama yaşamıştım.

Hyunjin ne bana ne de bekçiye bakmıştı.
Geldiği gibi yurdun arka bahçesine gidip kaybolmuştu.

Benle bekçi amca ise arkasından bakakalmıştık.

"Ne huysuz oğlan ama."

~~~

"Neredeymiş benim atarlı ergen tiplerine giren sahte sevgilim?"

Cümlemin uzunluğu ve bir o kadar da saçma bir şekilde komik oluşu gülmeme neden olmuştu.
Havada rahatsız etmeyen bir serinlik olsada burnumun üşüyüp kızardığı gerçeğini göz ardı edemezdim.

Lanet olası vicdanım da Hyunjin şerefsizini yalnız bırakmama izin vermiyordu.

Seslenmeme herhangi bir karşılık alamamıştım.
Ama beyefendiyi arka bahçenin korkuluklarına dayanmış bir şekilde hemen karşımızdaki denizi izlerken bulduğum içinde mutlu olmuştum.

Ailevi sıkıntıları bir yana dursun, kendi içinde yaşadığı şeylerde vardı. Seungyoun'a dahi anlatamadığı şeyler. Birde bunların üzerine her ne kadar karşılığında ücrette alsa dinlediği başka dertlerde biniyordu.

İnsani bir yaklaşım göstererek onun açısından düşünmüştüm ve cidden ağırdı.
Kırıldığı tonlarca şey varmış gibi görünüyordu.
Uzaktan bakılınca neşeli ve sıcakkanlı görünsede öyle değildi.

Derince bir nefes alıp yanına adımlarken ses etmeden ona bakmaya başlamıştım.
Sinirli görünüyordu.
Yaslandığı korkuluğun demirini öyle sıkı tutuyordu ki elleri bembeyaz olmuştu.

"Hyunjin?"

"Efendim?"

İyi misin gibi saçma sapan bir soru soracak kadar salak değildim çünkü çocuk iyi değildi.

Peki ben bu durumun içine nasıl düşmüştüm?
Aslında bunu sorgulamamam gerekirdi çünkü Hyunjin'in peşine en başından beri takılan kişi bendim.

"Onca insanın yükünü taşımak zor olmalı. Hele de kendi yüklerinde varsa."

Ses etmedi.

"Bence insanları dinlemeyi bırak. Unuttuğunu sanıyorsun ama geceleri uyumamanın nedeni tam olarak bunlar. Karşılığını alsan bile sana iyi gelmiyor.
Zekisin. Bursunda var. Bunlar sana yeterde artar. Ailene bağlı yaşamak istemiyorsan yaşama. Kimse seni bu konuda zorlayamaz."

Güldüm. Bu kadar uzun cümle kuran bir tip değildim çünkü.

"Eğer çevren olsaydı. Eğer Seungyoun dışında konuştuğun adam akıllı biri ya da iyi bir arkadaşın olsaydı belki de bu kadar zor gelmezdi sana. Zorlanmadığını düşünsen bile belli oluyor Hyunjin. Bence kendi dertlerin sana yeterince yetiyor."

Elleri sıkı sıkıya tutunduğu demirleri tutmayı bıraktığında tüm bedeniyle bana dönmüştü.
Kızarmış gözleriyle gözlerimin içine bakmıştı.

"Başım ağrıyor Jisung. Yardımcı olmuyorsun."

Kaba cümlesi sinirimi bozmamıştı. Öyle içten ve samimiyetle söylemişti ki. Dinlemekten öyle yorulmuş görünüyordu ki.
Haklıydı çünkü bu şekilde ona iyi gelmiyordum. Konuşmakda bir yere kadardı. Cidden berbat görünüyordu.
O hep dinleyen olmuştu. Benim yaptığım şeyde diğerlerinden farksız değildi.
Nasihat vermenin yeri değildi.

Gülümsedim ve yapabileceğim en iyi şeyi yaptım.
Karşımdaki berbat haldeki Hwang Hyunjin'e tüm samimiyetimle sarıldım.
Öyle sıkı sarıldım ki, o an için tüm dertlerinin unutup gitmesini diledim.
Öyle sıkı sarıldım ki, bu zamana kadar ona kimsenin vermediği huzuru bir kaç dakikalığına tatsın istedim.

Öyle sıkı sarıldım ki, o gece savunmasız Hyunjin'i gördüğümü herkesten sır gibi saklayacağıma dair hiç konuşmadan söz verdim.
Hyunjin yanımda hiçbir zaman ağlamadı. Hyunjin yanımda hiçbir zaman savunmasız kalmadı. Hyunjin hiçbir zaman dertlerinin ona verdiği ağır hasarı belli etmedi.

Söz verdim çünkü buna ihtiyacı vardı.
Sarıldım çünkü huzura ihtiyacı vardı.

~~~

03062020 ~ 0007
Syglr
Svglr

sen bu çocuktan nasıl ayrıldın lan gerizekalı / hyunsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin