Telefonumun bininci kez ısrarla çalmasıyla kalktığımda yanımda uyuyan adama baktım. İçki ve parfüm kokuyordu.
'Neler oluyor?'
Arayan menejerime fısıldarken onu uyandırmamayı diledim. Çünkü gece çok içmişti ve sızmıştı. Uyandığında gerçekten berbat bir baş ağrısı çekeceğine emindim.
'Haberleri okumadın mı? Yeni mi uyandın?'
Kafam karışık bir şekilde ona sordum.
'Neler oluyor? Ne haberi?'
'Chanel'le mankenlik sözleşmeni feshettiğin için söylentiler aldı başını gitti. Ama şirketten birinin rapor ettiğine göre bu sözleşmeyi imzalayabilmek için patronun altına girmişsin. Ofisinde. Bütün haber siteleri bunu konuşuyor.'
'Ben-? Ne?..'
Yanımda uyuyan Jaehyun'a bakarken menejerimin dediklerini anlayamıyordum bile.
'Taeyong bana doğruyu söyle. Eğer bunu yaptıysan farklı bir açıklama üzerinde çalışacağız.'
'Menejernim, sonra konuşalım.'
'Hayır, bekle...'
Telefonu yüzüne kapattığımda Jaehyun'un gece boyunca hiç çalmamış olan telefonuna gözüm takıldı. Parmağını okutup telefonu karıştırırken gözlerim dolduğu için doğru dürüst bir şey okuyamıyordum bile.
Efendim, bu haberi gördünüz mü? Bu marka değerimizi ne kadar etkileyecek haberin var mı serseri! Oppa, bu gerçek mi ㅠㅠ.
Benden istediğiniz Lee Taeyong haberini magazincilere verdim efendim.
Dae-Hwa'dan gelen son mesajın ekran görüntüsünü kendime attıktan sonra mesajı sildim ve telefonu yatapın üstüne bıraktım. Bunu bana neden yapıyordu? Jung Jaehyun bunu bana neden yapıyordu?
Üzerime bir şeyler alıp evden çıktığımda Yuta'nın aradığını görmemle ağlayarak telefonu açtım.
'Taeyong?'
'Yuta ben çok kötüyüm. Ne olur beni alın.'
'Bak, Sicheng'le arka kapının önünde arabada bekliyoruz. Önde gazeteciler var, endişelenme. Çabuk gel. Tamam mı?'
'Tamam.'
Alelacele arabaya bindiğimde Sicheng beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
'Onun altına girmediğimi biliyorsunuz. Sözleşmeyi imzalamak bile istemediğim ama beni zorladı. Biliyorsunuz.'
'Biliyoruz Taeyong. Sen endişelenme tamam mı? Eminim bir yanlış anlaşılma vardır.'
'Yoktu.' dedim buz gibi gözlerimle ona bakarken. 'Sekreterine altına girdiğim yalanını gazetecilere söylemesini emretmiş.'
'Derdi ne bu gerizekalının?'
Yuta ve Sicheng'in kaldığı müstakil eve geldiğimizde ne yapabileceğimizi düşündük.
'Aslında elimizde onun yaptığına dair bir kanıt olsa...'
'Var.' dedim ekran fotoğrafını gösterirken. Yuta bana bakarak gülümsediğinde irkildim. Aklından ne geçiyordu bilmiyordum ama Yuta oldukça vahşi bir insandı ve sevdiği kişilere zarar gelirse acımasız olabilir gibi görünüyordu.
Yuta menejerimi arayıp ona yapması gerekenleri anlattı, benim olaylar durulana kadar onlarda kalacağımı söyleyerek onu sakinleştirdi.
Birkaç saat sonra kendimi ancak toparlamışken Yuta elinde telefonuyla geldi.
Chanel'in sahibi ve tasarımcısı Jung Jaehyun'un şirketten ayrılmak isteyen ünlü model Lee Taeyong'u ilk önce şirkette kalmaya zorladığı, daha sonra da Lee Taeyong ısrar edince itibarını zedelemek amacıyla sekreterine kötü bir dedikodu yaydırdığı iddia ediliyor...
Sicheng:
'Bunu yapmamız doğru muydu?' derken Yuta onu susturdu.
'Doğru değildi ama adildi. Şimdi bırakalım da Taeyong biraz dinlensin.'
Gülümseyerek başımdan ayrıldıkları zaman çok yorgun olduğumu fark ettim. Jaehyun acaba şu an ne yapıyordu?
Onu düşünürken beni aradığını gördüğümde telefonumu kapattım ve gözlerimi yumdum. Onu düşünmeye bile mecalim yoktu. Uyuyup dinlenerek bu olaya karşı güçlü bir duruş sergilemeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
chanel | jaeyong ✓
FanfictionJung Jaehyun, Chanel'in yeni sahibi ve artık yeni koleksiyonları tasarlayan tasarımcıydı. Lee Taeyong ise ünlü markalarla çalışan bir modeldi fakat Jaehyun'la olan geçmişi yüzünden sözleşmesinin süresi dolduğunda yenilemek yerine sözleşmeyi feshetm...