Başımı yukarıya doğru kaldırdım. Gülümseyerek su şişesini elinden aldım. Ağlayarak nasıl gülünüyorsa? Sudan birkaç yudum aldığımda yanıma oturduğunu görmemle ona dikkatlice baktım. Gerçekten oldukça yakışıklıydı. Gerçekten. "Kim ağlattı seni?" Omuz silkerek "önemsiz biri." Dedim. Ufakça çapraz bir bakış atıp "önemliymiş ki ağlatmış" dedi.
"Hayır sadece yaptıkları kötü şeyler." Kafasını sallayıp kalktı ardından elini bana uzattı. Korkarakta olsa elini tutup kalktım "teşekkür ederim" gülümseyerek "rica ederim." Dedi. Okula geri döndüğümüzde şaşırarak "burda mı okuyorsun?" Dedim. Sanki yüzyılın olayıymış gibi söylemem onu güldürmüştü. "Okuyamaz mıyım?" Hala gülüyordu. Bende sırıttım tabi.
"Yok öyle demedim. Yani şe..." Kolumdan çekilmemle neler olduğunu anlamadan çeken kişiye baktım. "Ne istiyorsun benden?" Diyerek kolumu Demir'den çekmeye çalıştım. O sırada ismini bilmediğim çocuk da diğer kolumdan tuttu. Bir Demir'den tarafa bir o çocuktan tarafa gidiyordum. Demir bağırarak "Kuzey piçi kızı bırak" dedi.
Kuzey'miş demek adı. Aman be! Kolumu iksinden de kurtararak "ikiniz de bırakın." Deyip yanlarından uzaklaştım. Okula girdiğim an tekrar kolum çekildiğinde kim olduğunu anlamam için bakmama gerek yoktu. Çok belli sıkışı bile Demir'in kendisi. "Demir kolumu bırak." Beni dinlemeden arka bahçeye yöneldi. "Demir! Canımı acıtıyorsun." Hafifçe kolumu saldı ama hala tutuyordu. Arka bahçeye geldiğimizde kolumu bırakmadan konuştu.
"Derdin ne kızım senin?" Bana mı diyorsun? "Pardon?" Alayla sırıttı. "Önce geliyorsun bir şeyler söyleyip tokat atıp gidiyorsun sonra yanında başka biriyle geri geliyorsun derdin ne?" Gözlerimi devirip "Ya asıl senin derdin ne? Neden? Neden yapıyorsun ya bunları? Ayrıca yanımda kiminle geldiğim Seni zerre ilgilendirmez!" Tuttuğu kolumu iyice sıkarak "Kızım sen akıllanmazsın! Benden çekeceğin çok baştan söyleyeyim" dedi.
Bu sefer alayla sırıtan ben oldum. "Ciddi misin? Ne yapıyorsan yap yapmadığın bir şey kaldı mı? Merak ediyorum Demir Alas" kolumu sertçe çekip ondan kurtardım. Morarmıştı ve elinin izi çıkmıştı. Kolumu ovarak arka bahçeyi terk ettim. Sınıfa doğru yürüdüm. Herkes bana bakıyordu. Tabi ki bakarlardı ben Demir'in sıcak (!) Kollarında uyurken bir fotoğraf çekmişti. Kim olsa bakardı. Demir tam bir pisliksin çok ciddiyim tam bir P İ S L İ K S İ N! Sadist manyak.
Yanıma Kuzey geldiğinde ona baktım. "Şey Selin bir konuyu konuşmak istiyorum müsaitsen" kafamı sallayarak "tabi" dedim ama ne konuşacağını biliyordum. Bana telefondan ben ve Demir'in fotoğrafını gösterdi. "Sizin aranızda bir şey mi var?" Şaşırarak "tabi ki hayır Allah korusun. Sadece benimle uğraşıyor ve bu da planlarından biri işte" dedim.
Gülümseyerek kafa salladı ve Eda'yla benim arkama oturdu. Eda kantine inmişti ve şuan sınıfta yoktu. Bizde Kuzey'le biraz muhabbet ettik. Eda gelirken bize de iki ıce-tea almıştı. Hoca gelene kadar Kuzey'le Eda'yı falan tanıştırdım. Hoca girince hepimiz önümüze dönüp derse odaklandık.
✨
Çıkış zili çaldığında Eda'yla Kuzey'e gitmelerini benimde sonra geleceğimi söyledim. Çantamı toparlayıp çıktım. Okul bahçesindeyken iki elin ağzımı kapatmasıyla ne olduğunu anlamadan kendimi arka bahçede buldum. Demir karşımda pis pis sırıtıyordu. Başka kimden beklenir ki böyle bir şey Mert arkamdan ellerimi ve ağzımı tutuyordu Demir oturduğu yerden kalkıp bana iyice yaklaştı. Eliyle bir tutam saçımı geriye attı ve "bugünlük buradasın Selin Atasoy" dedi.
Soyadımı nereden biliyordu acaba? "N..ne demek b.. buradayım" Demir titreyen sesime gülüp arkasında oturduğu sandalyeyi tam önüme getirdi Mert beni oraya oturttu ve elimi ayağımı sıkıca bağladılar. Yine o gün soyunma odasındaki gibi ağzıma bant yapıştırıp gülerek çıktılar. Bu sefer ağlamayacağım.
Ağlamak yok
Ağlamak yok
Ağlamak yokKendime ne kadar tekrar etsemde etraf çok karanlıktı ve ben karanlıktan çok korkardım. Gözlerimi sıkıca kapatıp buranın güneşli bir günde bir sahil olduğunu düşünmeye çalıştım. Sakin ol Selin. Kendi kendimi sakinleştirmeye çalışırken birden Kuzey'in sesini duymamla gözlerimi açtım. "Selin!" Koşarak yanıma geldi. Ayaklarımı ve ellerimi açıp ağzımdaki bandı dikkatlice çıkarttı.
O an kim olduğunu umursamadan ona sıkıca sarıldım. Gözyaşlarım arasında "t... teşekkür ederim" diyerek gözyaşlarımı sildim. "Tamam sakin ol." Diyerek kolları arasından çıkardı ve omuzlarımdan tuttu. "Demir mi?" Usulca kafamı salladım. Birlikte onun arabasına bindik sanırım beni eve bırakacaktı bilmiyorum. Kısa süren bir yolculuğun ardından beni evime bıraktı. "Evi mi nereden biliyorsun?" Gülümsedi ve "önemli değil hadi git yat güzelce dinlen" dedi. Kafamı salladım ve son olarak "teşekkür ederim." Dedim. Arabadan inip evime girdim.
Harika iki gün sonra doğum günüm ve ben Demir Alas'la aynı okuldayım. Kim bilir o gün neler yapacak? Gerçi belki doğum günüm olduğunu biliyordur da vicdana gelip bir şey yapmaz
Saçmalama kızım nerden bilsin doğum gününü.
Haklısın iç ses. Yatağa hiç uzanmadan üzerime pijamalarımı geçirip rahatladım. Yatağa yönelip yüz üstü kendimi fırlattım. Oracıkta uyuyakalmışım.
Biraz kısa oldu kusura bakmayın ballarım 🍯💖
![](https://img.wattpad.com/cover/228044210-288-k291342.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE EĞLENİYORUM
ChickLitYeni bir şehir, okul, sınıf ve tüm her şeye alışmaya çalışan masum, saf ve temiz bir kız. Hayatı boyunca bir sürü insana sırf eğlence olsun diye bir sürü kötülük yapmış kötü, yakışıklı, kaba bir çocuk. Çocuğun yandaşçıları ve kıza yaptıkları kötülü...