5.BÖLÜM: Doğum Günü İzni

8 3 3
                                    

Pekte güzel olmayan bir sabaha gözlerimi açıp yatakta doğruldum. Banyoya geçip hızla elimi yüzümü yıkadım ardından odama geri dönüp okul formalarımı giydim. Kahvaltıya isteksizce oturdum. Annem bendeki bu değişimi fark etmiş olacak ki "Selin güzel kızım bir sıkıntın mı var?" Demişti. Kafamı gülümseyerek 'hayır' anlamında salladım.

"Sadece uykumu alamadım sanırım anne" annemde kafasını salladığında babam bugün beni bırakmayı istedi. Kafamı sallayıp yemeğimi bitirmeye odaklandım. Pek iştahım yoktu pek bir şey yiyemeden masadan kalktım. Ayakkabılarımı giyerken babamda arabayı hazırlıyordu. Ayakkabılarımı giyip çıktım arabada giderken babam "heyecanlı mısın kızım?" Demişti.

Anlamayan gözlerle ona baktım "ne için?" Dedim kuşkuyla. Ufak bir kahkaha atıp "doğum gününü unutmadın değil mi Selin?" Demişti. 'ah doğru ya' bakışı atıp "yok baba unutmadım da şuan birden aklımdan çıkmış" dedim. Babamlar güzel bir şeyler yapacağını falan söylediler ve güzel de bir hediye alacaklarmışlar. Merak ediyorum ama o kadar da değil sanırsam.

Okula geldiğimizde babamın yanağına bir buse kondurup arabadan indim. Bahçede tek tük birileri vardı ama onlara pek dikkat etmeden sınıfa çıktım. Girdiğimde Demir'lerin sınıfta olduğunu görünce sırama çantamı bırakıp çıkmaya yeltendim. Birden Demir'in sesini duymamla durdum. "Yarınki doğum günü kızı buradaymış bir alkış Selin hanıma" o sırada arkadaşları alkışlarken nedensizce doğum günümü bilmesi hoşuma gitmişti

Ne diyorum ben? Doğum günümü biliyorsa nolmuş? Demir'in yanıma yaklaştığını hissedince tekrar adımladım. Kolumu tutup kendine çevirince yüzüne bakmıyordum. Yere bakışlarımı çevirdim ve sadece oraya odaklandım. "Dün nasıl kurtulduğunu bilmiyorum ama bunun hesabını vereceksin koca göz" kolumu kurtarıp nefretle yüzüne baktım. Sonra da kantine gitmeye koyuldum.

Birde doğum günümü biliyor diye havalara giriyorum. Ne için biliyor olabilir tabi ki planlar kuruyor aklında. Bende havaya giriyorum. Hayır birde havaya girsem ne olacak sanki haspama bak. Düşüncelerimi yanıma oturan Eda dağıttığında kocaman gülümsüyordu. "Yarın için heyecanlı mısın?" Dedi gülümsemesi büyürken "baya" deyip göz devirdim. "Kızım niye böylesin ya azıcık heyecanlı ol." Ne kadar heyecanlı olduğumu bir bilsen yerinde duramazsın.

Gerçekten yarın için heyecanlıyım. Yarın benim doğum günüm çok önem veririm doğum günlerine ve yarın benim doğum günüm. "Ya tamam aslında heyecanlıyım ama aynı zamanda korkuyorum." Eda kaşları çatık bir bakış attı. "Neden?" Dediğinde gözlerimi devirip "Ya Demir kötü bir şey yaparsa?" Dedim kuşkuyla kolumu sıvazlayıp "büyük bir şey yapacağını düşünmüyorum" dedi.

Ardından sıradan bir sohbet ettik zilin çalmasıyla da yerimizden kalkıp sınıfa yöneldik. Hoca gelmeden Eda ayağa kalkıp herkesin ona bakmasını sağladı. "Arkadaşlar yarın aramıza yeni gelen Selin arkadaşımızın doğum günü nasıl olsa cumartesi hepiniz davetlisiniz adresi size atarım teşekkürler" geldiğinde kolunu cimcikleyerek "kızım napıyorsun ya?" Dedim.

Kolunu sıvazladı ve "ne kızım ya ufak bir parti vereceğiz" deyip güldü. Göz devirerek önüme döndüm ama fena olmazdı sanki. Aman neyse.

Okul dağıldıktan sonra yürüyerek evime yöneldim. Hızlı adımlarla eve girip yemeye oturdum. "Selin tatlım yarın arkadaşların geliyor mu?" Başımı sallayıp gülümsedim. Annemlerle klasik bir konuşma yapıp odama çıktım. Yarın giyeceklerimi seçmem lazımdı ama tabiki de seçmedim yatağa uzanıp öylece tavanla bakıştık.

Güzel bir sabaha uyandım aslında mutluydum yani içim kıpır kıpırdı. İlk işim banyoda elimi yüzümü yıkamak oldu. Odama dönüp dolabın kapağını açtım. İçinden lila rengi dar yırtmaçlı göğüs bölgesi güzel taşlarla kaplı güzel bir elbise giydim. Ayakkabı olarak koyu mor bir stiletto tercih ettim saçımı da dağınık bir topuz yaptım. Aşağı indiğimde güzel bir manzara karşılamıştı beni. Heryer süslenmişti. Annem tabiki önce kahvaltı yapmamı söyledi.

Kahvaltımı hızla yapıp geri odama yöneldim. Makyaj yapmayı unutmuştum. Çok hafif bir makyajla kendimi tamamen hazır hissettim. Zilin çalmasıyla aşağı indim. Tabiki ilk gelen Eda'ydı. O da sade krem rengi bir elbise giymişti saçını açık bırakıp maşalamıştı. Çok güzeldi.

"Kızım çok güzel olmuşsun"

"Asıl kendine bak Eda mükemmelsin"

Tekrar sıkıca sarılıp oturma odasına yöneldik. Yavaş yavaş herkes dolarken bir zil daha çaldı. "D...Demir?" Bana sırıtarak bakıp "evet davetliyim" dediğinde Eda'ya sövmemek için kendimi zor tuttum. Demirler içeri geçip oturdular. İlk başta biraz dans müziği falan çaldı. Sonra sevgililer için slow bir müzik çaldırdım. Birden Mert hiç sormadan beni dansa kaldırdı.

"Bugünlük ceza yokmuş canım" deyip sırıttı. "Niye beni dansa kaldırdın?" Dediğimde daha da gülerken "bunun için" dediği an beni elimden tutarak döndürüp ileriye doğru itti. O sırada elimi bıraktı. Gözlerimi düşme korkusuyla kapattığım an elimi başkası tuttu. Elimi tutan kişi iki elimi alıp boynuna sardığında gözlerimi açıp elimi tutan kişiye baktım.

Demir. Cidden bu çocuk feci halde dengemi şaşırtıyor. Mert'in benim yerime aldığı kıza bakmamla şoka girdim. Eda? "Birbirlerini seviyorlar" Demir'in söyledikleriyle daha da şok oldum. Demir dans etmeye başladığında kendimi kurtarmaya çalıştım ama belimi sıkı sıkı kavramıştı. "Hadi bugünlük tüm düşmanlığını unut" dediğinde daha hızlı çıkmaya çalıştım kollarından. "Unutmam için kaza falan geçirmem lazım" kollarımı tekrar boynuna sardığında hiçbir şey demedim.

Birden kalp ritmimim hızlanmasına şaşırarak baktım. Neden böylesin lanet olası? Niye böyle atıyorsun? "Sen bana aşıksın" gözlerimi bölerterek Demir'in gözlerine baktım. İmkansız Demir Alas sana asla aşık olmam.

Bölüm sonu ✨

Nasıl buldunuz? bu bölümlük kötülük yok masum bir Demir var karşınızda tabi biraz da gıcık 😜

SADECE EĞLENİYORUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin