'2

4 5 0
                                    


Tavanla bakışmayı kesip odasından çıktı.

Salonda televizyon izleyen annesinin önüne geçti.

Annesi iğrenerek baktı kızının suratına.

"Hangi yüzle geçiyorsun karşıma?" Dedi iğneleyerek.

"Anne.."

"Bana anne deme! Senin yüzünden el-âleme rezil olduk! Bir de karşıma geçmiş."

"Benim suçum değildi anne."

Kadın güldü.

"Öyle mi? Elin erkeklerine göt sallamasaydın başına bunlar gelmezdi!"

Acıyarak baktı kız annesine. Cümleler birer birer dizildi boğazına.

Oysa o sadece okuldan dönüyordu...

"Anne, ben... Ben sadece okuldan dönüyordum."

Sonlara doğru sesi aciz çıkmıştı. Ama ağlamamalıydı.

Belindeki silaha susturucu taktıktan sonra annesinin kafasına dayadı.

Kadın şaşkın gözlerle kızına bakarken; "Ne yapıyorsun sen?!" Diyerek bağırmıştı.

"Umut, bağırmanı hiç beğenmedi anne."

Gözlerini gözlerine kilitledi.

"Göremedin, küçükken morg da kilitli kalıp ölülerin küstükleri için konuşmadığına inanıp onlarla barışmaya çalışan küçük masum kızındım."

Geriye çekilip kahkaha attı.

"Ama onu diri diri gömdüm içime. Çünkü o çok masumdu. Merak etme anne. Yaşayan bedenin bir işe yaramadı ama..."

Durakladı kadın. Gerisini getirmek istemedi ama tekrar konuşmak için ağzını araladı.

"Ama ölü bedenin birçok aç köpeği doyuracak."

"Sen ne-" kadın cümlesini bile bitiremeden gözleri açık ölmüştü.

Kini ve nefreti dişini sıkmasına sebep olmuştu.

Bir kez daha ateş etti, defalarca.

Evden çıkıp bahçedeki küçük kulübeye ilerledi.

Kulübeden baltayı alıp eve geri döndü.

Koltuktaki ölü bedene baktı ve tekrardan kahkaha attı.

Delirmemişti. Sadece intikam almanın zevkini yaşıyordu.

Kadının ayak parmaklarından başlayarak parçalamaya başladı.

İşi bittiğinde büyük bir çöp poşetine doldurup boş bir alana gitti.

Parçaları oraya fırlattı. Gece burda birsürü köpek olurdu. Onların karnı doyardı en azından...


'TUTSAK |•|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin