Kim Heejin'in ensesinde topladığı kızılla karışık kahverengi saçları alçak topuzundan kurtulmak için diretse de elmacık kemiklerine düşen asi bir tutamı kulağının arkasına sıkıştırıp tokasını sıkılaştırıyor, loş koridorda botlarının topukları yankılanan gardiyanı takip ederken gömleğinin düğmesi boğazını fazla sıkı yormuş gibi hissediyor.
Önündeki ince yapılı kadına belli etmemeye çalışarak şakaklarını ovuşturuyor usulca, ne zaman gergin olsa şakakları sızlar, bugün de önceki günlerden pek farklı değil.
Pek de uzun sürmez, diye teselli ediyor kendisini, ona mahkeme süreci hakkında birkaç bilgi vereceğim ardından da önceki duruşmalarda verdiği ifadeleri gözden geçireceğiz, uzun sürmeyecek, eve gidebileceğim yakında.
Ceketinin özenle iliklenmiş düğmeleri göğsünü sıkıyormuş gibi oluyor o anda ne düşünürse düşünsün, ara sıra böyle olmasına alışkın heejin, o anda sadece bir bardak filtre kahve çekiyor canı, bu işi bitirmek ve eve dönerek bir bardak şekersiz filtre kahveyi dudaklarından aşağıya göndermek.
Gözlerinin üstüne nazikçe masaj yapıyor gardiyan sonunda gelebildikleri kapının kilidiyle uğraşırken, bir deste anahtar kalın zincirden sarkarken heejin deri çantasının saplarını sıkıca kavrayarak bekliyor, topuklu ayakkabılarını çıkarmak ne büyük keyif olur şimdi.
Gardiyan sonunda kilidi açabildiğinde kapının kulpuna uzanmadan önce doğrulup Heejin'e bakıyor, küçük siyah gözlerinde büyük bir ciddiyet var.
" Bir sorun olursa size verilen bileklikteki düğmeye basabilirsiniz, gerçi sorun çıkacağını zannetmem ya."
Tek istediği içeri girmek olan Heejin gardiyanın kendisine nasıl sorun çıkmayacağından bahsetmesinden korksa da gardiyan saygılı bir şekilde eğildikten sonra koridorda uzun adımlarla ilerliyor, birbirine çarpan anahtarların sesi giderek uzaklaşırken Heejin rahatlamayla nefesini verip yeniden elmacık kemiğine sürtünen tutamı kulağının arkasına sıkıştırıp kapıya bakıyor.
Müvekkili onu içeride bekliyor olmalı, Heejin kendisine bir an tanıyarak derin bir nefesle şakaklarını kısaca ovuşturuyor, istemediği dava müvekilleriyle ilk kez görüşürken her zaman biraz gerilir, karanlık ve havasız koridor da ona pek yardımcı olmuyor.
Tuttuğu nefesi yavaşça bıraktıktan sonra ceketinin kol düğmelerini düzeltip saçını geriye attıktan sonra yavaş bir hareketle kapıyı açıyor.
Küçücük odanın kapısına bakan masanın karşısındaki sandalyede oturmuş olan müvekkili öne eğdiği başını çökmüş omuzlarının arasına saklar gibi kapının açılmasına aldırmadan kucağında birleştirdiği ellerine bakıyor, üstündeki rengi solmuş ince gri kazak ve kot pantolonla odanın kasvetli atmosferine ait bir dekormuş gibi duruyor.
Heejin ne yapacağını ya da ne söyleyeceğini bilemeden bir an duruyor, sıkı sıkı kavradığı deri çantası terli avuçlarından kayarken fakat profesyonelliği yeniden kontrolü eline alınca topuklu ayakkabılarının hafif sesiyle yürüyerek masanın başına oturuyor, çantasını önüne koyarak içini açarken yan gözle müvekkiline kısa bir bakış atıyor, alttan topladığı saçları dağılmış olan kadının eğik yüzü görünmüyor.
Kim Jungeun'un 3 yıl boyunca önemsenmeyen incecik dosyasını çıkarttıktan sonra aklındakileri not almak için deri ciltli küçük defterini de çıkartıyor, karşısında ona bakmadan oturan kadın onu gerdiğinden ellerini meşgul etmek istediğini anladığında ise kendisine kızarak çantasını sandalyesinin yanına bırakıyor.
Okuldan yeni çıkmış bir genç kız değilsin Heejin, kendine gel.
" Kim Jungeun olmalı değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
şiirler dökülüyor kirpiklerinden | heelip
Fanfictionkim heejin üstlenmek zorunda bırakıldığı yeni davanın ve müvekkilinin onun devrimi olacağını bilemez. ゃ bir avuç kül, külün ardına gömülü köz parçaları ve madenci eleklerinde toprağa karışmış bakır teller gibi kestane renkli saçlarının arasındaki k...