ahmet kaya - kendine iyi bak

71 12 46
                                    

Heejin topuklu ayakkabılarını bileklerinden sıyırarak inci küpelerini çıkarmak üzere oturduğu makyaj masasının aynasına baktığında karşısında yorgun bir kadın buluyor.

Saatlerdir üstünde durmaktan kırışmış olan siyah elbisesinin açık bıraktığı güneş yanığı çilli omuzlarına ensesindeki topuzundan kurtulan saçlar dökülüyor, bitkin bakan ela gözlerinden makyajı elmacık kemiklerine doğru akmış, dudaklarını birbirine bastırarak gererken ağzının kenarında daha önce hiç fark etmediği yeni çizgiler var, yüzüne götürdüğü pamuk yansımasını gördükten sonra duruyor, aynada o yok da sanki yorgun mu yorgun bir kadın var.

Gözüne düşen, makyaj aynasının soluk ışığında kızıl kızıl parlayan tutamı kulağının arkasına sıkıştırıp gözlerinin içine  dikkatle bakıyor; yeşilleri solmuş gözlerinin. Öylesine yorgun bakıyor ki aynadaki bir türlü kendisine benzetemediği kadın 25 değil de 35 yaşında sanki.

Parmaklarını yüzüne götürüp usulca yanağını okşuyor ve gözleri dalıp gidiyor.

birkaç saat önce

" Bu aralar sosyal medyada gündem olan konu hakkında ne düşünüyorsunuz?"

Heejin'in ağzına götürdüğü çatalı bir an duraksıyor ardından da çatalı tabağa bırakıp hızlı hızlı ağzındakini çiğniyor, son zamanlarda aklını kurcalayan bu baro konusunda tartışma başlaması hoşuna gidiyor.

" Bay Yang bana kalırsa bu durum basit bir olay olmaktan çok daha fazlası,"

Sözünü bir anlığına kesip insanların yüzüne bakıyor, şirketinde sürekli tartışılan bu konunun açılması ve bu konu hakkında söyleyecek birkaç düşünceye sahip olmak konuşurken dudaklarını kıvırmasını sağlıyor.

" Evet önemli bir olay ve üzerine düşülmeli ama bunun gündemi meşgul etmek için yapıldığını düşü-"

Bacağında hissettiği ani acı ile birden duraksıyor, sol bacağının üst kısmını yakan acının mengene gibi kavrayan el olduğunu kavraması birkaç saniyesini alıyor, bir anlık boşlukla acıyla bağıracak gibi olsa da başını çevirip eşinin yumuşak gülümsemesini ve Bay Yang'a karşı çevrilmiş özür dilercesine gülümsemesini görünce kendini tutuyor.

Bacağındaki el bir an daha etini kıstırıyor ardından da çekiliyor, Heejin irkilmemek için kendini zor tutuyor, eşine bakmaktan kaçınarak ağzını tamamen kapatarak ne düşüneceğini bilemeden tabağına dikerken gözlerini hafiften öksürüyor, sanki konuşmasını ani öksürük kesmiş gibi.

Boynu ürperiyor, yanı başında harıl harıl yanan şöminenin aksine üşüyen kollarını ovuşturmak ve bacağında yanmaya devam eden acının durumuna bakmak istese de yapmıyor, tabağına bakıyor sessizce, dudakları gergin ve sımsıkı kapalı.

Bir anlığına sessiz kalıyor masa ardından da herkes nasıl davranması gerektiğini hatırlamışcasına sessiz bir uğultu başlıyor kalabalığın arasında, yeniden rahatlayan ortamla Bay Yang bıçağını tabağına bırakıp ağzını siliyor ardından Heejin'e gülümsüyor.

" Evet Heejin oradan da bakılabilir bu konuya fakat bana pek bilgi sahibi gibiymişsin gibi gelmedi, bu konu hassas bir konu ve özel bir şekilde araştırılması gerekiyor, sana şu kaynağı önerebilirim böylece daha sağlam fikirlerin olabilir."

Heejin bir şey demeden gözlerini tabağından kaldırıp kendini zorlayarak bir anlığına karşısında hâlâ konuşmaya devam eden adama gülümsüyor ardından yeniden aşağı iniyor gözleri, özenle düzleştirilmiş saçının kısa bir tutamı gözlerinin üstüne düşerken ne düşüneceğini bilemeden kulağının arkasına sıkıştırıyor, parmakları acıyan bölgeyi okşamaya cesaret edemeden masa örtüsüyle uğraşıyor.

Yemekten sonraki sohbetler, ikramlar ve dansların hepsinin dışında gibi hissederek sisli bir perdenin arkasında gerçekleşiyormuş gibi geçirdiği davetin ardından eve dönmek üzere arabaya biniyorlar, Donghae ve o.

Emniyet kemerini bağlayıp cama dikiyor gözlerini, buhar yapan pencerenin ardında her şey bulanık, Heejin kendini tıpkı öyle hissediyor.

" Heejin,"

İrkilmemek için kendisini tutması gerekiyor yeniden, sabah kalktığında bu kadar büyüttüğü ve bu olayın gecesini mahvetmesine izin verdiği için kendine kızacağını bilse de şu anda Donghae'ye bakmamaktan daha fazla istediği hiçbir şey yok.

" Dizini öyle sıktığım için özür dilerim, çok sinirlendim kendimi tutamadım."

Derin bir nefes alıp özenle şekillendirdiği saçlarını dağıtıyor tek eliyle, yüzü aynı anda hem sinirli hem de pişman gibi görünüyor karanlıkta, Heejin sesini çıkartmak istemeden camdan yansımasına bakıyor.

" Ama orada öyle lafa atlamamalıydın Heejn, uygun kaçmadı."

Başını çeviriyor eşi, her zamanki yumuşak gülümsesiyle bakıyor ona. Heejin başını sallıyor ardından da önüne bakıyor. Sabah uyandığında her şey daha iyi olacak, gözlerinin arkasındaki bu bunaltı, kollarındaki üşüme, bacağındaki acı ve boğazına takılmış yumru geçecek.

Heejin akmış makyajının kapladığı yüzünü okşamayı bırakıp bacağına götürüyor elini, yüzünde boş bir ifade var.

Bacağı parmak izlerinin mor mor çürüdüğü yerlerde şişip çirkin bir görüntüye bürünmüş, siyah mor ve sarının baktıkça daha da birbirine karışıyor, sanki el izi değil de irinli bir yaranın resmedildiği bir tuval.

Elini sürüyor usulca, morluk hemen tepki gösterip sızlıyor, Heejin gözlerini kaçırıyor ve ayıp bir şey hissediyormuş gibi aceleyle makyajını çıkarıp geceliğini giyiyor ve masanın lambasını söndürüyor.

Yatak odasına doğru yürürken içinde bir his var, ne olduğunu çözemiyor ama kendi tarafındaki komodinin lambasını kapatarak yatağa girerken kendini hiç bu kadar yorgun hissetmediğini düşünüyor.

Yatak odasına doğru yürürken içinde bir his var, ne olduğunu çözemiyor ama kendi tarafındaki komodinin lambasını kapatarak yatağa girerken kendini hiç bu kadar yorgun hissetmediğini düşünüyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu kadar boktan bir bölüm okuduğunuz için özür dilerim, hiç üstüne düşünmeyin bile, ana fikir heejinin kocasının ve çevresinin bok gibi olması

şiirler dökülüyor kirpiklerinden | heelipHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin