Zorlu eğitim

94 3 0
                                    

Ruffols  adamın  sesini  uyandı.  "Evlat  hadi  gel   buraya" Ruffols  yataktan  kalktı  ve  üstündekileri  çıkardı.  Daha  kalın  giysiler  giyip  dışarı  çıktı. Evdeki kadehler  altından  dı  hatta  bazı  tepsiler, çatallar, tabaklar  bile. Ruffols  böyle  bir köyde  bu adamın  nasıl  bu kadar  zengin  olduğunu  merak  etti  ve sonunda  büyük  salona  vardı.  Yuvarlak  geniş  bir  masada  adam  ve  kızı  oturuyor  du.  Kız  daha  güzel  giyinmiş  ve temizlenmişti.  Ruffols  uzun  siyah  saçlarını  arkaya  attı  ve  masaya  oturdu.  Ortada  pişmiş  kocaman  bir koyun  vardı  ve  üstüne  çeşit  çeşit  baharatlar  dökülmüştü. İçerden  bir  hizmetçi  gelip  kadehlere  şarap  doldurdu  ve gitti.  Ruffols  bu hizmetcileri  daha  önce  fark  etmemişti. Adam çok  zengindi ama bir  Barbar  gibi  davranıyor  du  büyük  bir  but  alıp  neredeyse  tek ıssırıkta  yedi.  Kızı  daha  kibardı. Çatal  ve bıçak  kullanarak  etleri  kesiyor  küçük  parçalara  ayırıp  yiyor  du.  Ve adam  sonunda  konuştu.  "Evet  şimdi  bahsettigim  anlaşmayı  konuşalım. Bu  anlaşmada  kimseye  güvenemem. Ama evlat  sende  birsey  var." Yağlı  elleriyle  Ruffols'u  parmağıyla  işaret  etti.  "Gözlerinde  tanıdığım  birşey  var  evlat.  Acı,hüzün.. ben  çok  uzun  zamandır  işim  yüzünden  bunları  çok  iyi  bilirim.  Anlat  evlat nasıl  geldin  buraya?" Ruffols  olup  biteni  herkese  anlatmamalıydı  ama bu  adam  başkaydı  ortada  kalmışken  ona  elini  uzatmis  sıcak  bir  ev  ve kuş  tüyü  bir  yatak  vermişti. Ona  herseyi  anlattı.  Ve  adam  hiç  şaşırmadan  kafa salladı.  "Biliyordum  evlat  zor günler  geciriyorsun  bunu  yüzünden  anlıyorum."

Babası  şaşırmasada  kız şaşırmıştı. Ve hiç  konuşamadı  masmavi  gözleriyle  Ruffols  a baktı. "Bu köydeki  herkes  bana  düşman  dır  evlat.  Herkes.  Bu altınları   onların  yakınlarını  veya  zayıfı  alt  ederek  kazandım. Ve  dövüşerek. Ama burdan  gidemem  ne olursa  olsun  gidemem.  Ama kızım  gitmeli.  Onu  götürmelisin sen  yapmalısın." Ruffols  şaşırdı  daha kılıç  bile  kullanamıyordu.  "Nereye?" Dedi  şaşkın  bir sesle. Adam  cevap  vermeden  kız  bağırdı. "Ben tek gidebilirim  baba!  Tanımadığın  birine  beni  emanet  etmenden  güvenlidir!" Babası  homurdandı "Tabi  yollarda  ne oldunu  sende  biliyorsun. Evlat  adını  soramadım  adın  nedir?" Ruffols anlamaya  çalışıyordu. "Ruffols  peki  ya sizin?"  "Jon evlat  bu arada.. Beyaz  Kaleye  götüreceksin." Ruffols  bir an  öylece  kaldı  çünkü Beyaz  Kale  Kuzey'de daha kuzey de   bazılarının  Kuzeyin  Sınırı  dedikleri  yerdeydi  Kale  o kadar  büyüktü  ki  bir  tarafı  yerin  altında  bir  tarafı  gök  yüzüne  ulaşıyordu. Ve orda  hep  kar  yağardı  bu yüzden  adı Beyaz  Kaleydi.  Kuzeyin  Kalbi'ydi asla  ele  gecirilemeyen  Kaleydi orası.  Ama gitmesi  kolay  değildi. Adam  tekrar  konuştu.  "Kızımı  oraya  götüreceksin  ve  krala  benim  dediklerimi  söyliceksin  ama suan  bunları  örenmenden  daha önemli  islerimiz  var." Yemeğini  bitirmişti  son  kez  kadehindeki  şarabı  bitirdi  ve kalktı. "Benimle  bahçede  buluş  evlat seni  bekliyor  olacağım  kızım   bir  silah  seçmene  yardımcı  olacak." Ruffols  kıza baktı "Baban  neyden  bahsediyor  du?"  Kız  isteksizce.  "Yerin  altında  yaşayan  şeyler. Şekil değiştirenler  ve  daha yüzlere şey." Ruffols  güldü.  "Onlar  çocuk  masalından  başka  birşey  değil." "Köyden  kimse  ayrılamıyor  ama babam  başka  bir sebepten dolayı  burda  duruyor.  Her neyse  2 mizde  gerçeği  göreceğiz  benle  gel." Ruffols kızı  takip  etti  ve dev bir  odaya  girdiler  her yerde  Kılıçlar  mızraklar  oklar   ve daha  binlerce  silah  çeşidi  vardı. "Muhtemelen  bunların hepsini  kullanmayı  öğreneceksin.  Ama ilk  kılıç  ve yay." Ruffols  kendi  kılıcını  bir kenara  attı  onu  görmek  istemiyor  du  ve kızın  özel  bir  sandıktan  çıkardığı  kılıcı  aldı.   Çok güzeldi  ve neredeyse  onun  kadar  güzel  bir yay  aldı.  Avluya  çıktı  ve adam  elini  Ruffols  un  omzuna  koydu.  "Merhametli  birimisin  evlat?"

"Evet"

"İlk  Dersimiz  merhamet  yok  Ruffols. Anlaşıldımı?"

"Evet!"

"Ve şimdi  2. Dersimiz." Kılıcını  aldı.  "Kılıcından  başkasına  güvenme  tek  dostun  budur!"

Önündeki  samandan  adamın  kafasını  tek darbede  havaya  uçurdu  ve kafa  Ruffols'un  önünde  düştü.  Garip  bir şekilde  bu Ruffols'un  çok hoşuna  gitti

Kuzey' in GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin