14 - gençliğe (veda)

273 38 59
                                    


Sanırım olmaması gereken birçok şeyin olduğu noktada ben ve benim iç dünyam bulunuyordu. Ne zaman kendime gelmeye çalışsam ellerimin altında parlayan piyano gibi... hep bir arada olmaması gereken insanların ya da bir arada olmaması gereken olayların tam ortasındaydım. İstesem de istemesem de benliğimin onda can bulduğunu iddia eden piyanom böyle söylüyordu.

İki ay bir anda geçip gitmişti. Tabii bununla birlikte pek çok olay zihnimizi yakmış, pek çok olay ise dantel işlememize neden olmuştu. Baştan belirtmek istiyorum, Junmyeon'un öğretmen olması kadar kötü bir şey bu evrende bulunmuyordu. Pekala, sesimi geliştirmemde ve at gibi çalışmamda yardımı çok dokunmuştu. Ancak ne zaman ara versek, o zehirli anlarda ne yapıp ne edip elimde bir anda tığ ile onu dinlememe neden oluyordu. Onun sayesinde bir idol olmaktan çok şu iki ay içerisinde dikiş makinesine dönmüştüm. Hatta bir keresinde Hana teyze ve yaşlı adamları kesen arkadaş grubu beni görmüş, gördükleri gibi de onlarla takılmamı teklif etmişlerdi. Teyzelikte atlayabileceğim en yüksek mertebeydi bu. Chanyeol ile evleneceğime inanıyorlardı, bu fikri henüz ikimiz dahi konuşmadığımız halde. Ve de birkaç hafta içerisinde ikimize yetecek kocaman bir çeyiz dizmiş, onlara katılmam için rüşvet olarak o çeyizi öne sürmüşlerdi. Elbette ki kabul etmedim.

Junmyeon ile Yixing henüz olmasa da arada bir çift gibi davranarak zihnimizi bulandırmıştı o zamanlarda. En sonunda artık bir karar vermeleri gerektiğini bağırarak söyleyince ise beni odadan atmışlardı... Günümün uzun bir vaktini geçirdiğim Jongin ise şu an Junmyeon'un favorisiydi. Evet evet, ben de şaşkınım. Ancak kendisi şu zamana kadar yapamadığımız o şeyi yapmıştı. Evlenmişti... Hem de öyle bir anda, hazırlığa falan gerek duymadan. Kyungsoo ile tuhaf bir çift olmuşlar, Jongin'in alttan alttan 'gül gibi geçiniyoruz Baek, sen de evlen' diye bana mesajlar vermesine sebep olmuşlardı. Onun için hava hoş tabii. Düğünü öyle hiçbir hazırlık olmadan yapmışlardı. İkisi de üşengeç olduğu için en süslü pijamalarıyla ve takılarıya gelmişti salona. Bu Junmyeon'un, benim, Minseok'un hatta dokuz yaşındaki Sehun'un bile çıldırmasına neden olmuştu. Chanyeol ise Jongin ve Kyungsoo ile konuşmama kararı almıştı. O kadar şarkıcılarının çıkaracağı herhangi bir single için bile manyak gibi özen gösterirken, pijama ile evlenmeleri onu delirtmişti. Eh, haklı da.

Öte yandan Kim Minseok isimli güzel sincaba gelecek olursak, kendisinin toparlanması bir ay almıştı. Fakat endişelenmeyin. Sizden, bizden çok daha iyi bir şekilde geri dönmüştü sahalara. Bir sürü sanat eseri ortaya çıkararak gözlerimizin bir süre bayram etmesine neden olmuştu. Sergilerinde ufak görünmelerim sayesinde de bayağı ünlenmişti. Eserlerine hayran olduğumu belirttiğimde benim için de bir şeyler yapabileceğini belirtmişti alttan alttan. Hatta şirkettekilerin söylemlerine göre de albümümün kapağını kendisi tasarlamıştı. E tabii albüm çıktıktan sonra görecekmişim, sürpriz olsun diye... O zamana kadar heyecanla bekliyordum işte.

Böyleydi. Chanyeol ile genelde normal iki yakın arkadaş gibi takılıyorduk şirket sınırları içerisinde. Tuhaf bir ilişkimiz vardı. Zira Chanyeol'ün sevgililik anlayışı bana kazaklar örmekten ibaretti. Günün sonunda ona dantelli gömlekler tasarlarken bana içinde sıcaktan kafayı bulacağım kazaklar, bereler ve daha bir çok şeyi örüyordu. Hoş, diğer insanlar gibi kafelerde bilmem kaç saat boş boş oturmaktansa şöminenin önünde birbirimize güzel şeyler örmek ya da işlemek bence çok daha güzel ve samimiydi. En azından böyle hissettiriyordu.

Fakat biliyorsunuz ki hayatım olumlu gözüken bir olumsuzluk çukuru iken gene önüme kocaman engeller çıkabiliyordu. Gerçi bu olması gereken bir şeydi, sonuçta benim hayatım ve hayatımın olumlu ilerlemesi Jongdae'nin Minseok'u öpmesi kadar imkansızdı. Öncelikle CeruBh'nin ilk şarkısı olan şaraptan gömlek'in çekimlerinde olduğumuzu ve yanımdaki kocaman bedenin sinirle beni izlediğini belirtmem gerekiyor. Çünkü Chanyeol, kendisi şirketin ceo'su olduğu halde grubun görselliğini en üst düzeye çıkarabilmek için ne kadar yakışıklı stajer varsa gruba almıştı. Tabii kendisi beni işin içine katmadığından ötürü olur da birisi bana yaklaşır ya da birisi bana şeker verir diye dibimden ayrılmıyordu. Kıskançtı fazlaca. Ki bunu en üst düzeyde yaşamaktan veya yaşatmaktan çekinmiyordu.

çürük vişne kokulu geceler ve şaraptan gömlek  // chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin