OYUNBOZAN

104 14 11
                                    


İzmir'de yaşamanın da en çok bu yönünü seviyordum sanırım. Aralıkta bile bir mont giyip çıkabilirdiniz hatta o montla terleyebilirdiniz bile. Ben ise beyaz-yeşil okul formam ile bir slyhterin öğrencisi gibi okula giderken bana bayan kireç demelerine sebep olacak kadar açık beyaz tenim, çok hafif kumrala kaçan sarımsı saçlarım ve petrol mavisi montum ile servisten dışarı adımımı atmış, hızlı adımlarla okula ilerliyordum.

-Ayçiçeği!

+ Sana da merhaba!

-sultan hazretleri, eğer rahatsız olmayacaksanız naçizane aklımdaki naif ve önem arz etmeyen bir soru sorabilirmiyim efendim? Teşekkürler.

-İlk ders ne?

+Matematik.

Selam, ben Ayçiçeği ,Galiba bu bir kitaba başlamak için daha uygun bir cümle. Emin olun ve inanın bana .Hayatınızın dönüm noktası olan bir olayı aylar sonra anlatmak fazla heyecan kaynağı.

Ve evet, bu da okuldan bir diyalogum, Evet diyaloglarım çok kalitelidir . Servisten inerken çıkardığım kulaklığı çantama attıktan sonra koridorun sonundaki sınıfıma ilerledim ve girdim .Sonra pek de kalabalık olmayan sınıfımızın 4.sırasındaki sağ tarafa çantamı bıraktım. Hayır, hayır ben o asosyal arka sıra tiplerinden değilim sadece boyum çok uzun.

Zeytinli poğaça almak için çantamdan cüzdanımı çıkarırken hafif havasızlık kokan sınıfa göz attım .Ecem yanmayan kombi peteğinin dibinde, Bartu sırasına anatomi cinsi objeler çiziyor, İrem ise dolabından matematik kitaplarını çıkarıyorken gördüm.

Sınıftaki tek arkadaşım Gizem ise kitap okuyordu..

Cüzdanın demiriyle oynayarak alt kata indim. Gizem de beni takip edip kantine gelmişti.

Sıramı kaptırmamak İçin verdiğim birkaç sıkıcı dakikadan sonra poğaça elimdeydi. Size bir tavsiye, zeytinli poğaça daha az sevildiği için içine daha fazla koyarlar .Böylece poğaçanız kokulu değil sebzeli/peynirli olur. Teşekkürler.

Dersin başlamasına 22 dakika olduğunu görüp rahatça yemeğe başlamıştım .Daha sonra karşıma Gizem oturdu.Önce beni süzüp sonra telefonunu eline aldı.

Birkaç saniye sonra telefonum bir bildirimle titrediğinde bana yazdığını anlamıştım.

Köpke 1:Ben artık dayanamıyorum Ela.

Ela:Ne?

Köpke1:Sen de biliyorsun bunu

Bende. Sessizlik.

Köpke1:Böylece susamayız bunu biliyorsun değil mi?

Ela: Ben ne yapmalıyım*

Köpke1:Sana anlatıyorum çünkü bir tek sana güveniyorum.

Köpke1:Plan yapabilirsin ,uygulayabilirsin, kontrol edebilirsin

Köpke1:Katılmaya da bilirsin. Anlarım.

Tamam, yapalım.

Birkaç dakika sonra vucütlarımız çalan zilin titreşimleriyle dolduğunda kurtarıcım zil olmuştu.

Yıllardır aynı merdivenleri çıkmanın getirdiği ezberlemişlikle merdivenleri çıkarken beynim düşüncelerle dolup taşıyordu.

Pazartesi günü hem de ilk ders olarak matematik çekmiş bir sınıf düşünün; adını 10/A koyun. Ha birde zil sesi en cırtlağından, Bu ziller ikidir kurtarıcım oluyordu ilki beni Gizem'den ikincisi ise matematikten kurtarmıştı. Zaten Gizem yüzünden dinleyemediğim ders bitmiş şimdi bende tüm sınıf gibi boş bakışlarımdan arınmaya çalışıyordum .Gizem'in böyle bir konuda bana güvenmesi beni korkutsa da hafiften mutlu etmişti.

EFES GÜNLÜKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin