ÜNİFORMA

19 3 18
                                    

Selam ben bölüm 8 ile geldim!Neden bu kadar geciktiğini sorarsanız günde  9 saat online ders +4-5 saat ödev verilen bir okuldayım dolayısıyla 24 saatlik günün 14 saati derslerle vs.geçiyor ben bu bölümü ders aralarında yatmadan önce falan hep dakika dakika yazdım o yüzden bence bol bol oy ve yorum istemem normal,SINIR:  18 OKUNMA 8 OY,5 YORUM... 

 bu arada bence bu bölüm en uzun ve en güzel bölüm oldu.Neyse işte karşınızda Efes günlükleri bölüm 8 dırırırırırırıırırırır::!


Adın gibi emin olduğunuz bir şeyin aslında çok ve çok yanlış olduğunun anladığın anı hatırlıyor musun? Yokla beynini aç o dosyaları teker teker. Neler hissettiğini biliyorum bende çok yaşadım çünkü. Şimdi tak kulaklığını aç bir müzik ve gözlerini kapat, dünyayı bir süre sessize al. Ve açmaktan korktuğun o dosyaları aç. Teker teker narince çevir o sayfaları. Biliyorum haksız çıkmaktan korktuğun için açmıyorsun o dosyaları. Ama emin ol ki eğer düşünmekten bile korkuyorsan aslında sen haksız çıkmaktan değil karşı tarafın haksız olduğunu kabullenmekten korkuyorsun. Benim durumumda aslında senden çok farksız değil yanıma aldığım birkaç arkadaşımla beraber kendimizi geri dönüşü olmayan bu yola attık. Hiçbir dayanağımız hiçbir kanıtımız olamadan kendimizi de arkadaşlarımızı da bu yola soktuk. Peki ya şimdi; tam bir belirsizliğin ortasındayız ama yine beraberiz...

Yemekhaneden aşırdığımız şeyler ve sırtımızdaki eşya dolu birkaç dikişi patlamış çantalar hariç okulumuz, arkadaşlarımız, ailemiz yani kısaca eski hayatımız ile hiçbir bağımız kalmadı, ellerimizle kopardık.

Daha sonra;

Beren ile birlikte evden ve yemekhaneden gelen yemekleri koruluktaki kalın ağaçlardan birine dizdik, Ada ve Bartu birkaç adım uzağımıza 2.çadırı kurarken Ecem ve Gizem ise odun ve çalı toplamaya gitmişlerdi. Yaklaşık 30 dakika sonra toplanan odunların ve çadırların yanına dizdiğimiz yemeklerin başına altımız birden oturup günlerdir açmışçasına yemeklere gömüldük.

Bir yandan da şimdi ne yapacağımız konusunu düşünüyorduk, hepimiz ne kadar sessizsek zihinlerimiz o kadar sesliydi. Ardından Ecem'in sesi sessizliği böldü

-Bence gidelim düzgünce konuşalım tedbirlerini alsınlar?

-İyi de okuldan kaçtığımızı nasıl açıklayacağız? Dedi Bartu.

-Okul yetkilileri tedbir almadı desek? Diye atıldım söze.

Kimseden ses çıkmayınca hepimiz tekrar sessizliğe sarıldık. İzmir gibi büyük bir şehirde yaşıyorduk, korulukta olsak bile çevrenin sesi bolca geliyordu bisiklet süren yaşıtlarımız, yürüyüş yapan insanlar çevre doluydu. Belki de her şeyden habersiz ve tehlikede insanlarla. Kafamı tekrar ekibe çevirdim 'o zaman yarın deneyeceğiz' dedim daha çok sorar gibi bir tonda.

Beren titrek bir nefes aldı bitmeden önce Ada ona eşlik etti, ardından Ecem ile Beren 'deneyeceğiz' dedi tek bir nefeste

Ortama yine gergin bir sessizlik havası hakimdi, Bartu araya girip hadi hadi toparlanalım daha çok iş var dedi. Daha sonra hep beraber küçük soframızı toplamaya başladık.

Ada ve Gizem 'soframızı' toplarken bizde Beren ile 3. Yani son çadırı kuruyorduk Gizem, Ecem ve ben evlerimizdeki çadırı güç bela getirmiştik. 6 kişi olduğumuzdan her çadırda 2 kişi kalacaktı. Aslında bu iyiydi çünkü çadırlarımız oldukça küçüktü. Sonunda çadırı kurmayı bitirdiğimizde çok yorgunduk çünkü 3 kere denemiş, yapamamış, 4.ye gelince Ada ve Gizem ikilisi de işlerini bitirip bize yardıma gelmişlerdi. Çadır işi de bitince hepimiz çadırların etrafında toplanmış çadıra bakıyorduk. B ir kaç dakika sonra Ada çantasındaki telefonuna uzandı ve bize ekranını gösterdi ders programı olan duvar kağıdını da tabii. Saat 19.28 olmuştu çoktan okul bitmiş bizi aramaya başlamışlardı. Ancak biz hem sinyallerden bulunmayalım, hem de ailelerimiz bize ulaşmasın diye telefonlarımızı kapatmıştık. 'Erkende yatalım yarın lazım olacak deyipte çadırlarımıza girdik. Ada ve ben 1.çadıra ,Gizem ve Bartu 2.çadıra , Beren ve Ecem de 3. Ve son çadıra girdiler.

EFES GÜNLÜKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin