yavaşa yemeğini yedirdikten sonra sakince kazımın getirdiği sandalyeye oturdum. ateş bey mırıldanarak "gece.. baskın.. koruma.." diye anlamsız şeyler mırıldanıyordu. ses kaydına aldım ve kazıma söylemek için dışarı çıktım. ona koruma sayısını arttırmasını baskın olabileceğini söyledim. onayladı. tam uzaklaşıyordu ki arkasını dönüp "ateş beyin ve sizin köpekleriniz geldi." dedi. bende "tamam hayvanları odaya bir kaç silah ve mermi ile yolla. bizim çocuklarda kapıda dursunlar." dedim. hemen onay verip aşağı indi. o sırada ateş beyin odasında yalnız olduğunu fark ettim.
hızla odaya girdim. etrafı kolaçan ettim. ateş beyin havlusunu değiştirip yenisini koydum. o sırada kapı açıldı. üç köpek ve bizimkiler geldi. hızla bana selam verip kapıya geçtiler. bende köpeklere baktım. ares hızla yanıma gelip ona sarılmamı bekledi. alex zaten yanıma gelmişti bile ikisini de sarıldıktan sonra Dobermana baktım. bana bakıyordu. yanına yaklaşıp elimi uzattım "selam dostum. ben gece. sahibinin korumasıyım." dedim.
sanki normal bir insanmış gibi patisini elime uzattı. patisini tuttum. ardından yavaşça sıktım. boynunda ki zincir tasmaya baktım. spark. ismi sparktı. alex büyümüştü. artık yavru bir labrador değildi. hepsine seslendim "şimdi ateş bey hasta ve baskın olma ihtimali var. onu koruyacağız. silah ile yaklaşana saldırın" dedim. ares tüm görkemli hali ile bana bakıyordu. yavru labradora baktım. ona "Alex sen fazla kendini yorma." dedim.
patisi dikkatimi çekmişti. hafif aksıyordu. spark sahibinin yanına gitti ve hafifçe üstüne çıktı. biraz sonra kapı tekrar açıldı. köpekler hırlamaya başladı ve saldırı pozisyonuna geçti. gelen ateş beyin adamıydı. sakince "evet silahları getirdin mi?" dedim. kafa salladı ve silahları bana uzattı. sonra hızlı adımlar ile dışarı çıkmıştı. silahlara baktım ardından bir kaçını belime taktım. hayvanlar için getirilmiş olan koruyucu yelekleri bir kenara bıraktım. ardından bıçaklarımı takındım. ateş bey için bir koruyucu yelek vardı. hızla onu giydirdim.
benim yeleğim yoktu. hızla köpekleri giydirdim. ardından odama gidip kendi özel silahımı ve dikiş tutmaz bıçağımı aldım. son hız ateş beyin odasına geçtim. olacakları beklemeye başladım. ateş beyin telefonu çaldı. açmak ve açmamak arasında kararsız kaldım.
en sonunda telefonu kulağıma yasladım. ses tanıdıktı. "kardeşim ateşin varmış. dikkatli olun size baskın yapılacak" dedi. ses kuzey beye aitti. bende hemen "kuzey bey sakin olun. ben gece. baskın olacağını bize söyledi. koruma sayısı arttırıldı. herkes hazır koruma pozisyonunda bekliyor." dedi. kuzey bey biraz olsun rahatlamış sesi ile "kardeşimi koru gece. şehir dışındayız. ama son hız destek olarak geleceğiz"dedi. o sırada silah sesleri gelmeye başladı. bende hemen "merak etmeyin efendim. ateş beye zarar gelmesine izin vermeyeceğim. canım pahasına koruyacağım lakin şu an kapatmam gerek" dedim ve ne diyeceğini dinlemeden telefonu kapattım.
telefonu bir kenara attım ve dışarıdan gelecek olan adamları indirmek için pencereye geçtim. köpekler hırlayarak saldırı pozisyonuna geçmişti. kapıda bizimkiler vardı. ama bu odaya iki taraftan da giriş olduğu için zorlanacaklardı. kapıyı açıp onlara bağırdım "zorlandığınız zaman içeri gelin. kapıya bomba sallayacağım" dedim. hepsi onayladı. ateş bey yavaşta olsa kendine geliyordu. bana seslendi "ben iyiyim gece. silah ver bende çatışmaya katılayım" dedi.
bende "hayır efendim. kendinizde değilsiniz. kuzey beylerde desteğe geleceklermiş. çok kalabalıklar. sadece dinlenin" dedim. ve bir silah ta ona verdim. ardından savunmaya devam ettim. kapı açıldı bizimkiler içeri geçti. hızla bir bombanın pimini çektim ve kapıya salladım. ardından aynı işlemi diğer tarafa da yaptım. bombalar patladı. bizimkiler dışarı çıktı. oda salon kadar büyük olduğu için rahat rahat hareket ede biliyorduk. aniden pencereden de adamlar gelmeye başladığında atışlarımı sıklaştırdım.
köpeklere "saldırın! ateş beyi koruyun!" dedim. sanki üçü de bunu bekliyor gibi saldırmaya başladılar. sayıları arttı. silah değiştirip seri atış yapmaya başladım. ama bir mermi.. işte o bir mermi tam ateş beye saplanıyordu ki kendimi onun önüne siper ettim.
ateş bey bağırdı "gece. vuruldun! gece!" sessiz kaldım. canım yanıyordu. yere düşmemiştim. hızla ateş beyi kaldırdım. odasında olan güvenli bölgeye geçirdim. her ne kadar ısrar etse de eski yerime döndüm. göğüs bölgemin hemen altından yani kalbimin altından kan akıyordu. kırmızı sıvı her yerime yayılmıştı. sıkıntı şuydu ki kan gurubum çok zor bulunuyordu. 0 rh-null kimsenin bilmediği bu kan gurubu çok nadir bulunurdu. köpeklere bağırdım "geri çekilin" dedim. hızla adamlardan uzaklaştılar. bir bomba daha salladım. ardından bir tane daha. dikkatimi biri çekti. platin rengi saçları ve botokslu dudakları ile rojinden başkası değildi.
o sırada odaya kuzey bey girdi. arkasında da bizim ekip vardı. yavaşça yere çöktüm. asrın hemen yanıma geldi. beni kucağına alıp banyoya götürdü. yarama baskı yapmaya başladı. yavaşça doğruldum. beni geri yatırdı. biraz sonra sesler kesildi. bizimkiler hızla yanıma geldi. yıldırım benimle çok fazla uğraşmasına rağmen ağlıyordu. yanıma eğildi hepsi. kuzey beye zorlukla "ateş bey güvenli bölgede.. efendim. o iyi" dedim. yanımdan hızlıca ayrıldı. gitmeden önce de bana endişeli bir bakış atmıştı. karan saçımı okşarken beni yavaşça kaldırdı. hızla adımlamaya başladı. ateş bey endişeli adımlar ile yanımıza geldi. köpeğimin arkadan havlamalarını duyuyordum. gözlerim kararmaya başlıyordu. son duyduğum şey bizimkilerin, kuzey bey ve ateş beyin "GECE!" diye bağırmasıydı..
~yazardan~
genç kadın gözlerini kapattığında herkesin içinde endişe filizlenmeye başlamıştı. yıldırım ağlıyordu. yılardır birlikte oldukları dostunu, dosttan da öze manevi kardeşini kayıp etmek istemiyordu. diğerlerinin de aklında aynı düşünce vardı.
asrın üzgündü. gözünden bir damla düştü. kendini sanki genç kadının ağabeyi gibi hissediyordu. hastaneye geldikleri gibi ameliyata alınmıştı genç kadın. genç adamın yani ateş demirin içinde anlamlandıramadığı bir duygu vardı. sanki genç kadın olmadan o da olmayacakmış gibi hissediyordu. bunu kim yapmıştı. koruması olan genç kadının zarar görmesini sağlayan kişi kimdi. peki ya neden bu kadar öfkeliydi genç adam.
yavaşça ayağa kalktı genç adam. kuzey ona baktı. genç adam ona dışarıyı işaret etti. kuzey hemen ayaklandı. merak ediyordu neden bu kadar endişeli olduğunu. kuzey kardeşi olarak gördüğü genç adamın, genç kadına karşı bir şeyler hissettiğini düşünüyordu. hatta bunu biliyordu. dışarı çıkınca aralarında kısa ama onlar için en uzun konuşma geçti "onu seviyorum.. ama ona benim yüzümden zarar gelmesini istemiyorum" dedi genç adam. kuzey yavaşça gülüp "biliyorum" dedi. ateş devam etti. "ona duygularımı söylemek beni korkutuyor. bir saattir içeride. hala bir haber yok. bunu denizin yaptığını biliyorum. çatışmada.. çelik yeleği kendisi değil bana giydirmiş. bilmiyorum.. kendi canını düşünmeden benimkini düşünmesi... sanırım canımı acıttı" dedi genç adam. kuzey sadece baktı. kardeşini ilk defa bu şekilde görüyordu. genç kadın bilinci kapalı bir şekilde uyuyordu. bir yer gördü. bir depo. depoda bir kaç adam ve patronu olan ateş beyi gördü. kafasında silah dayanmıştı. onu kurtarmak istedi genç kadın. neden kalbi hızlanmıştı. korkuyordu. peki bu sadece patronu olduğu için miydi? genç kadın biliyordu. her ona baktığında hızlanan kalbini, her konuştuğunda karıncalanan zihnini. bunlar daha önce hiç yaşamadığı şeylerdi. onlarca erkek arasına girmiş ve bir kaçını kardeşi yapmıştı. ama hiç birinde bu şekilde hissetmemişti. seviyor muydu genç adamı? bu olmaması gereken bir şeydi. ama neden onu hizmetçi bozuntusundan kıskanıyordu. her ne kadar kabullenmese de seviyordu genç kadın, genç adamı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMAM
Teen Fictionmüdürün odasına girmek için kapıyı tıklattım. ben gece black. koruma akademisinin en başarılı özel koruması. bu akademi özel. ders olarak işkence görüyoruz. duygusuz olmak için zorlanıyoruz. en başarılı sınıfın en başarılı olanıyım. arkamdan gülüşer...