duyduklarım beni şoka sokmuştu. düşündüm.
lanet bir görev için ateşi kaybetmeye değer miydi? değmez. onu seviyordum. hızla koşmaya başladım. patronların olduğu masaya "göreve ben gelmiyorum başkasını bulun" dedim.
ne diyeceklerini umursamadan valeden her zaman burada duran motorumu istedim.
göğsümde yanma hissedince elim oraya gitti. sıcak sıvıyı hissedince elime baktım. dikişlerim patlamıştı.neyse ya ilk değildi.
motor önümde durunca elime bakmayı kesip motoru çalıştırdım.
son hız sürmeye başladım. telefonumu cebimden çıkarttım ve kuzey beyi aramaya başladım.
telefonu açmayınca tam çağrıyı sonlandırıyordum ki hattın diğer ucundan kuzey beyin boğuk sesi geldi.
"evet gece?" dedi. sesi uzaktan gelmişti. anladım ki telefon hoparlör de kendimi toparlayıp "ateş bey nerede acaba?" dedim
. biraz bekledi. sonra aynı boğuk ve uzaktan bir şekilde cevap verdi "şehrin dışındaki dağ evi" dedi. ardından "neden?" dedi.
fazla bekliyordu. yalnız olmadığı belliydi. bunu onara yansıtmamak adına buzdan bir ses ile "minik bir fikir değişikliği?" dedim.
önüme çıkan ani bir araba ile beklenmedik manevra yapmak zorunda kaldım. bu hareket ile dikişlerim acıdı. ağzımdan istemsiz bir inleme feryat etti.
telefondan hışırtı sesleri gelirken önüme çıkan araç bana mermi yağdırmaya başlamıştı. ateşin sesi kulağıma gelmeye başlamıştı.
" GECE!, GECE! KUZEY SİLAH SESLERİ GELİYOR! GECE CEVAP VER! GE-" derken telefonu tüm gücümle altımda hızla akıp giden asfalt yola fırlattım.
çünkü başkaları için gerekli bilgiler veya ses kayıtları vardı içinde. yanımda silah yoktu. ateşin yanına gidemezdim. dağ evleri dikkat çekmemek için korumasız olurdu.
hızla boş yolda zikzak çizerek ilerlemeye başladım. arkamda bir tane araba varken aniden yol ile birleşme noktasında yanımda iki cip belirdi.
gaza daha da yüklendim. lakin tekerime sıkılan kurşun ile motor takla atmaya başladı.
kendimi çimenlik alana fırlatmıştım. araçlar hemen yanımda durdular. ayağa kalktım. tam kaçıyordum ki enseme sert bir cisimle vuruldu. gerisi yok..
ateş demir
birkaç adamla beraber gitmesi beni sinirlendirirken peşinden bahsi geçen meşhur kafeye gelmiştik.
arada geçen konuyu bilmiyordum ama anladığım kadarı ile benim gecem yalnız başına yurt dışına çıkıp bir kaç kişiyi indirmesi gerekiyormuş.
rüyalarında bile göremezler. hayatta olmaz. geceyi tek başına yurt dışına yollayacağım. hemde ben!? bunu geceye söylemeye karar verdim.
ona "hayır gece! hayır hayır ve hayır! kesinlikle olmaz. seni oraya tek başına gönderemem." dedim.
gece bir süre bana baktı ardından "merak etmeyin ateş bey bana bir şey olmayacak. aksine eğer gitmezsem ölme riskim 95 artıyor. yani zorundayım." dedi. öfkeyle duvara yumruk atıp arabama doğru ilerlemeye başladım.
benden hemen sonra da yanımda kuzey ve asrın belirdi. asrın nereye gideceğimizi öğrenmek ister gibi bakınca "şehir dışında ki dağ evi." dedim.
son hız sürmeye başlarken tek elimle yüzümü sıvazladım. kuzey elini omzuma koyunca otomatik olarak ona döndüm. güç verircesine omzumu sıktı.
bende içimi dökme isteğimi daha fazla bastıramadan "onunla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum. onun oturmuş bir düzeni var. patronu koru, göreve çık, güvenliği sağla. hayatı bundan ibaret gibi. başka kadılarla birlikte olmayı denedim ama tam kıvama gelsem aklıma sürekli onun suratı geldi. sanki ona ihanet ediyormuş gibi hissettim. böylece daha başlamadan bitirdim... onunla ne yapacağımı.. bilmiyorum" dedim.
ardından sıkıntılı bir nefes verdim.
biraz sessiz kaldıktan sonra cevap verdi. "bence onunla ne yapman gerektiğini çok iyi biliyorsun.. sadece bu yöntemden kaçınıyorsun. göster ona. içindeki küçük masum çocuğu serbest bırak. ayrıca onunla başa çıkabilmenin en iyi yolu.." dedi durdu.
elimi aldı kalbime götürdü ardından "burası.. eğer onu bir kere buraya alırsan onunla baş etmek artık senin için bir zevk haline, rutin haline gelecek." derin bir nefes alıp devam etti.
"onu kalbine almak için de kendin olmalısın.. bizim yanımızdaki sert oğlan değil.. onun ateşi olmalısın.." dedi. gözlerimin içine baktı.
"peki ya sen bunu başarabilir misin ateş demir?" diye bir soru yöneltti. düşündüm. bunu ciddi anlamda düşündüm. onun istediği masum ateş olabilir miydim? sevdiğim kadın için bunu yapabilir miydim? ben bunları düşünürken dağ evine gelmiştik.
hızla içeri girdik. dikkat çekmemesi için koruma sayısı çok azdı. dolaptan bir kaç şişe viski çıkarttım. bardaklara doldurdum.
üç erkek içerken kuzeyin telefonu çldı. ekranı bize gösterince gördüğüm isim ile kalp ritmim artmaya başladı.. gecem arıyordu.
telefonu açtı ve hoparlöre açtı. ardından "evet gece?" dedi. gece bira bekleyip " ateş bey nerede acaba?" dedi.
bana ne diyeyim anlamında kaş göz işareti yapınca elimle burayı demesini işaret ettim. kuzeyde "şehir dışındaki dağ evi?" dedi.
asrın neden anlamında el işareti yapınca hemen kafa sallayıp onunla aynı hareketi yaptım. kendimi şuan toy bir liseli ergen gibi hissediyordum.
her neyse kuzey "neden?" diye sorunca gece büyük bir soğuklukla "minik bir fikir değişikliği." dedi. kaşlarımı çattım.
tam kuzey ağzını aralayacaktı ki keskin bir manevra sesi geldi. ardından da gecenin acı dolu inleme sesi geldi. inleme sesini takip eden kurşun sesleriyle kalbimde panik dalgası oluşuverdi. hızla telefonu elime aldım ve endişeyle bağırmaya başladım.
" GECE!, GECE! KUZEY SİLAH SESLERİ GELİYOR! GECE CEVAP VER! GE-" sözümü tamamlayamadan hat kesildi.
kalbim panikle tüm gücüyle göğüs kafesime çarpıyordu. endişeyle irice açılmış gözlerimle kuzeye baktım. hızla ayaklandım.
deri ceketimi attığım koltuktan alarak çıkış kapısına yöneldim. arabamın anahtarını cebimden çıkartırken çoktan araca yaklaşmıştım.
kapıyı açara açmaz yolcu koltuğunun ve arka koltuğun da kapısı açıldı. fazla umursamadan motoru çalıştırıp hızlı bir kalkış yaptım.
tekerler çığlık atarak hızla hareket etmeye başladı. dağ evinin yoluna doğru sürmeye başladım.
normalde 30 dakika ama benim kullanışımda 15 dakik yol ilerledikten sonra yol kenarında dumanlar çıkan mat siyah motoru gördüm.
hızla el frenini çektim. araçtan indim. motora yaklaştım. gece yoktu. kırmızı not dikkatimi çekti. elime aldım ve okumaya başladım.
' senin fiziği mükemmel hatun biraz bende kalacak. umarım kızmazsın ATEŞ DEMİR!!'
Allah'ım lütfen ona bir şey olmasın. lütfen ona bir şey olmasın diye içimden dua ederken enseme saplanan bir şeyle yüzümü buruşturup elimi oraya attım. gözlerim bulanıklaşırken son gördüğüm net görüntü bayıltıcı iğneydi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMAM
Teen Fictionmüdürün odasına girmek için kapıyı tıklattım. ben gece black. koruma akademisinin en başarılı özel koruması. bu akademi özel. ders olarak işkence görüyoruz. duygusuz olmak için zorlanıyoruz. en başarılı sınıfın en başarılı olanıyım. arkamdan gülüşer...