Uğraşamam dünümle ve dünümdekilerle.
Ben yarına bakarım yanımdakilerle.Cemal Süreya
•
•Üç hafta geçmişti yeni ailemle yaşayalı.
Hakan Başaran bana ne kadar ilgili davransa da ben her fırsatta kaçıyordum.
Bazen bana bakıp daldığını görüyordum.
Belki de annemi hatırlıyordur.Bu üç hafta boyunca Mert'le konuşmayı başarmış ve anlaşmıştım.
Meltem hanım bana gayet sıcak davranmış ve beni rahatsız edecek tek bir şey yapmamıştı.
Çiçek okul çıkışı zorla alışveriş yaptırmıştı bana Gizemi de almayı unutmayarak.
Şansa bakın ki üçümüz de aynı sınıftaydık.
Tabi Hakan Başaranın elime zorla tutuşturduğu kredi kartı olmasaydı işler biraz karışırdı.
İnkar etmeye çalışsam da hoşuma gidiyordu alışveriş yapmak.Çiçek hunharca dolabımı karıştırdıktan sonra aradığını bulmuş olacak ki elindeki pileli sade elbiseyi havaya kaldırdı.
"Buldum!"ardından yatağa attığı gibi krem renginde taşlı sandaletleri önüme bıraktı.
"Bunları giymeden çıkmıyoruz Aylacım! Hadi hadi! Akşama kadar seni bekleyemem."dedikten sonra çıkmaya kalkıştı ki arkasından seslendim.
"Ben pantolon ve gömlek giyecektim ama!"Bana attığı yastıktan son anda kurtuldum.
"On beş dakikan var çıktın çıktın,çıkmadın ben çıkartırım ona göre."Oflayarak beyaz pileli elbiseyi üstüme geçirdim.Sandaletlerimi de giydikten sonra aynada kendime baktım.
Elbise dizimin biraz üstündeydi ama neyseki çok kısa değildi yakışmıştı.
Saçımı balık sırtı yapmıştım Çiçek yüzüme bir kaç şey sürdükten sonra çıkmıştık.Şimdi de kapının önünde on dakikadır dikiliyorduk.
"Çiçek biz on dakikadır kimi bekliyoruz?"dedim sıkılarak.
Çiçek kafasını telefondan kaldırıp göz ucuyla bana bakmaya başladı.
"Abim'i..."dedi i leri uzatarak.Bakışlarımı kaçırdım.
Tam o an siyah bir araba önümüzde durdu.
"Sonunda gelebildi hadi gel Ayla!"dedikten sonra ön koltuğa kendini attı bende arka kapıyı açtıktan sonra yerime oturdum.Keskin ama güzel bir koku arabaya hakimdi.
"Gelmeseydin abi, ağaç olduk burada!"diye söylendi Çiçek.Sonra hiç bir şey olamamış gibi Savaşın yanağını öptü."İkizler burcu olmanın hakkını veriyorsun çiçeğim."dedi Savaş gülerek.
Güldüğünü ilk defa görüyordum.Sık sık gülmüyordu hele ki beni gördüğünde hiç gülmezdi.
Gıcığın tekiydi!
Ben ona bakmaya dalmışken aynadan göz göze geldiğimizde başımı hızla çevirdim.
Kalbim niye bu kadar hızlı atıyordu?Korkudan o korkudan!
"Boşum bugün nereye götüreyim sizi?"dedi hala bakışlarını üstümden çekmeyerek.
"Önce yemeğe gidelim sonra da bovlinge gideriz."
Savaş bir şey söylemeden arabayı çalıştırdı.
Bense kendimi koltuğa yaslamış ve kollarımı bir birine dolayıp sinirli bakışlar atmakla meşguldüm.Yanlış mı anladım yoksa Savaş'ta bizle geliyordu?
"Hanımefendi sinirlenmiş gibi."Savaş bana hitaben alayla söylendiğinde Çiçek başını kaldırıp bana mahcupça bakmaya başladı.
"Ya kuzum ben sana sormadım değil mi? O zaman haftaya da senin istediğin yere gideriz.
Lunaparkı altüst edeceğiz,söz!"deyip elimi tuttuğunda,Savaş
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYLA
Teen FictionAylayım ben. Hem yetim hem öksüz olan Ayla. Okyanusta bir damla,ağaçtan düşmüş ordan oraya savrulan sararmış bir yaprak ve basılmaya mahkum ufak bir çiçek. Zorlukların,bir gelip bir gidip ama hiç bitmediği bir hayatı yaşayan kızım ben. Sende bu haya...