Annemin gülüşünü
"Merhem diye yıllarca sürdüm yüzümdeki acılara..."Tahsin Özmen
***
Güneş aynadan yüzüme yansımaya başladığında son kez aynadan kendimi süzdüm.Dizimde biten güllü yazlık elbisem ve ipli ayakkabım bir uyum içindeydi.
Saçlarım dün ördüğüm için su dalgası olmuştu.
Dudağımdaki bordo ruja kararsız bir bakış attım.İlk defa bu rengi dudağıma sürüyordum ve silip silmeme konusunda kararsızdım.O kıza yakışmıştı ama...
Başımı salladım.Ne vardı yani? Bana da yakışıyordu diye düşünüp evden çıktım.
Şöför ayakta beni bekliyordu ona gülümseyip arabaya yerleştim.
Araba yola düştüğünden beri şirkete gideceğim için endişelerim beni içten içe yiyordu.
Savaşın bir nevi yardımcısı gibi bir şeyi olacakmışım işleri anlayana kadar.Babama bunları istemediğimi Holdingin Mert abimin olduğunu söylediğimde bana kızmıştı.
Kesin bir dille uyarılmıştım,sakın bir daha böyle konuşma!Arabada çalan şarkıyla daha derin bakar oldu gözlerim dışardaki yaşama.
"Takvimlerden haberin yok mu geçiyor yıllar."
Gözlerim yanıyordu.
Takvimlerden haberim yok anne.
Kaç yıl geçti sensiz?"Bana küsmüş yüzüme gülmez zalim aynalar."
Ben küstüm aynalara anne,kimsesizliğimi yüzüme vurmasın diye.
"Kimimiz yorgun kimimiz vurgun kimimiz isyankar.
Acı gerçek bu,ömrümüz bir su, geçiyor yıllar."Gözümden bir damla düştüğünde onu hemen silmedim.Yanağımdan çeneme bir yol izledi.
Bana hatırlatsındı o yaş, acı sonsuz değildi elbet ama yarası kendisini hatırlatırdı her zaman.Araba durduğunda acele etmeden yanağımı sildim.Kapım açıldığında güneş yüzüme vurdu.
Çıktığımda karşımda devasa büyüklükte yapı duruyordu.Saraçoğlu & Başaran Holding
Uzaktan bir adam önünü ilikleyerek bize doğru koşuyordu aceleyle.Önümde durduğunda gülümsedi.
"Hoşgeldiniz Ayla hanım,buyrun size eşlik etmem için görevlendirildim."
İçeri girdiğimiz andan beri tuhaf bir şeyle karşılaşmamıştım.Herkes işindeydi bazıları kağıtlarla koşuşturuyor kimi elinde kahvesiyle telefonunda son derece ciddi bir şekilde bir şey okuyordu.
Buradaki kadınların hepsi çok tarzlardı.
Bir kendime baktım birde onlara...Yanımda yürüyen ve hiç susmak nedir bilmeyen adamın sözünü ister istemez böldüm.
"İlk abimin odasına gidelim."Başını salladı.
Üste katta çıktığımızda koridoru geçtikten sonra masasında oturmuş kahvesini yudumlayan bir kadınla karşılaştık.
Muhtemelen sekreterdi.
Göz göze geldiğimizde gülümsedim o ise istifini hiç bozmadan gözlüğünün altından bana bakmaya başladı."Bir şey mi istemiştiniz Fuat Bey?"dedi yanımda ki adama bakarak.
"Ayla hanım Mert beyle görüşecekti izninizle." dedikten sonra sırtıma yüklenip kapıya doğru adımlamama yardımcı oldu.
"Affedersiniz? Her isteyen bu odaya girecekse ben ne diye burada duruyorum? Hanfendi randevunuz var mı? Bana zorluk çıkarmayın."
"Randevum yok."dedim baygın baygın yüzüne bakarken.Allahım bu ne çirkef bir kadındı ya!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYLA
Teen FictionAylayım ben. Hem yetim hem öksüz olan Ayla. Okyanusta bir damla,ağaçtan düşmüş ordan oraya savrulan sararmış bir yaprak ve basılmaya mahkum ufak bir çiçek. Zorlukların,bir gelip bir gidip ama hiç bitmediği bir hayatı yaşayan kızım ben. Sende bu haya...