Önceki bölümün bildirimi gelmemiş. O yüzden çoğu kişi okumamış. Geri dönüp okursanız sevinirim🌅
°
"Nedir aşk? Duyduğumuz, hissettiğimiz bu duygu yoğunluluğu nedir? Her dilde farklıdır, her lüğatda farklıdır karşılığı.
Mesela şu kalın kitabı açsam. Sayfaları arasından bulsam aşk sözünün anlamını.. Birine duyduğun sonsuz saygı ve sevgi der.
Ya gerçekten bu kadar basit midir bu aşk dediğimiz illet? Sadece saygıdan mı oluşur, sadece sevgiden mi? Bu kadar basitse neden yakıyor o zaman bu kadar insanın ciğerini?
Bilemeyiz. Yaşamadan, o illeti tatmadan, acısını çekmeden, ateşinde yanmadan bilemeyiz.
Belki de Oscar Wilde'nin anlattığı gibidir. Her insan öldürürmüş sevdiğini.
Her insan öldürür gene de sevdiğini
Bu böyle bilinsin herkes tarafından,
Kiminin ters bakışından gelir ölüm,
Kiminin iltifatından,
Korkağın öpücüğünden,
Cesurun kılıcından!Kimisi aşkını gençlikte öldürür,
Yaşını başını almışken kimi;
Biri Şehvet'in elleriyle boğazlar,
Birinin altındır elleri,
Yumuşak kalpli bıçak kullanır
Çünkü ceset soğur hemen.Kimi pek az sever, kimi derinden,
Biri müşteridir, diğeri satıcı;
Kimi vardır, gözyaşlarıyla bitirir işi,
Kiminden ne bir ah, ne bir figan:
Çünkü her insan öldürür sevdiğini,
Gene de ölmez insan.Belki de bir kaç güzel sözden ibaretdir, belki de bir kaç dokunuşda. Herkesin aşk adı altında duyduğu duygular başkadır. Bazıları vardır şehvetde bulur sevgini, bazıları da vardır parmak uçlarından gözlerine kadar her zerresinde bulur. Göğüs kafesinin altında yatan kalpte bulur.
Bazı aşklar vardır uçurumun kıyısına vardırır, bazıları da vardır sen uçurumun kıyısından atlarken incinmeyesin diye o uçurumun altına yastıklar dizer. Farklı insanlar, farklı duygular.
Videonu çok sevdiğim şairin bir kaç mısrası ile bitirmek istiyorum..
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgiliVideonu beğenmeyi, kana-"
Telefonu telaş ve heyecanla kapatıp koltuğun en ücra köşesine fırlattım. Kafamı yastığa gömerken çığlıklar atıyordum.
"Tanrım.. Tüm dünya benim birinin sesine aşık olduğumu biliyor mu cidden?!"
Yastık yüzünden boğuk çıkan sesimle konuşmaya ve yerimde debelenmeye başladım. Hadi ama. Tüm insanlar ve şu lanet dünya sırrımı bildikleri için benimle oyun mu oynuyordu?
Kafamı gömdüğüm yastığımdan kaldırdığımda Namjoon hyungun şaşkın bakışlarını gördüm. Aynı Hoseok hyungla beni görünce aldığı yüz ifadesini takınmışdı suratına. Gözlerimi devirerek içimden büyük bir siktir çekdim. 'Bir bu eskikdi zaten.'
"Sen.. Birinin sesine mi aşık oldun? Ve bunu bize söylemiyorsun? Ah cidden nankör birisin. Nasıl biri? Yakışıklı mı? Sesi güzel mi? Kız mı erkek mi? Göz rengi ne mese-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•4 O'clock||Taejin|
Fanfiction°Bir gün Ay'a, Uzun uzun mektup yazdım. Senin kadar aydınlık olmayacaktı, Küçük bir mum yaktım.. Loş bir parkta, Şarkı söyleyen isimsiz bir kuş, Neredesin sen~ Ah sen~ Neden ağlıyorsun? Burada tek başımızayız, seninle ben, Ben ve sen~ Ah sen~