Yıldızımızı patlattık mı☆ O zaman bölüme geçebiliriz >.<
IV. Bölüm: "Geçmişin Külleri ve Geçememişin İzleri."
Geçmiş kül olurken hissetiğin boşluk..
O boşluğu kapatacak izler.
Geriye kalan geçmişten küller ve Geçememişten izler.23 Nisan 2072
Hatıralar bazen tesellidir. Düşündükçe geçmişin güzel yanları mutlu eder insanı. Bazen sadece onlara tutunur onlarla avunursun. Ama bazen de..
İşkence gibidir. Unutamazsın yaşadıklarını. Silemezsin görüntüleri. Hissedemezsin tekrardan kendini.
Ancak ben hatırlamıyordum. Geçmişime dair hatırladığım şeyler 2063 senesinden başlıyordu. Ondan öncesi yoktu zihnimde. Ama bedenimde taşıdığım simgeler vardı.
Kasığımdaki dövme.
6 kuş vardı sağ kasığımda. Baldırımın iç kısmından yavru kuş olarak başlayıp özel bölgeme doğru gittikçe büyüyordu kuşlar. Her bir kuş bir öncekinden büyüktü ve 6. Kuşun kanadı kırıktı.
Ne kadar düşünsemde hatırlamıyordum ne zaman yaptırdığımı. Yada anlamını bilmiyordum.
Yanımda uyuyan Zera yerinde kıpırdayınca kapattım defteri. Daha fazla okuyamadım. Defteri çantama yerleştirip kolyeyi de boynuma taktım. Kafamı rafa yaslarken Neva Hoca ve bu defter arasindaki bağı düşündüm.
Kolyenin defterin kilidi olması kesinlikle tesadüf değildi. Bundan emindim. Ancak defterin elime geçeceğini nerden biliyordu? Ya da böyle bir defter olduğunu?
***
"Burla! Hadisene kızım, geç kalacağız senin yüzünden."dedi üzerinde gri zincirli üniforma olan erkek bana doğru. Kaşlarımı çatıp etrafıma baktım. Bana mı diyordu gerçekten?"Of Burla ne diye alık alık suratıma bakıyorsun? Hadisene!"deyip sağ kolumundan tuttu ve çekti kendine doğru. Hızla yürürken kapıyı açıp koridora çıktık. Koridorun duvarları beyazdı ve temizdi. Hatta öyle ki yansımamı bile görebiliyordum. Üzerimdeki kıyafet beni sürükleyen kişi ile aynıydı. Ve yüzüm..
Yüzüm daha çok gençti.
Nerdeydim ben? Neresiydi burası? Rüya mi görüyordum?
"Senin yüzünden Profesörden azar yiyeceğiz Burla. Bir daha ki sefere seni yataktan kazıyarak çıkarırım."dedi yüzüme bakmadan. Kaşlarımı kaldırıp inceledim onu. Boyu benden biraz uzundu. Sesi henüz yeni oturmuştu. Sanırım 15 yada 16 yaşlarındaydı. Omuzları genişti ve vücudu hafif kiloluydu. Ama yine de fit duruyordu. Başını bir bana doğru çevirip kaşlarını çattı ve gözlerini kısarak doğrudan gözlerime baktı.
Göz rengi çok güzeldi.
"Sen iyi misin? Sana kızıyorum ve sen sesini dahi çıkarmıyorsun?"dediğinde ne diyeceğimi bilemedim ve yalandan gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORENDA
Science FictionGörebiliyor musunuz? Bedenimden akıp giden ışığı Görebildiniz mi? Duyabiliyor musunuz? Ruhumun çaresiz haykırışlarını Duyabildiniz mi? Hissedebiliyor musunuz? Sizden farklı olduğumu ve sizin gibi olabilmek için çaba sarf ettiğimi Hissetiniz mi? Gö...