╰☆☆ 𝕭. 2 ☆☆╮

192 27 12
                                    

"Ne yani? Bütün bu güçlere sahip olan bir kız mı diyorsunuz siz? Üstelik biz senelerce bir küre ya da buna benzer bir şey ararken?"

"Enerji sürekli yer değiştiriyor veya kendini gizliyordu. Sence de, yeterli ve mantıklı bir sebep değil mi?" diyerek dolaşmayı bırakıp koltuğa oturdum.

"Iyi de, sıradan biri nasıl olur da bu kadar gücü içinde toplayabilir? Ve nasıl olur da tek başına başa çıkabilir?"

"Başa çıktığını nerden biliyoruz ki?" Ayza haklıydı. Hiç kimse kim olduğunu, ne olduğunu ve ne yaşadığını bilmiyordu. Herkes onu arıyordu sadece. Bizim arama sebebimiz sadece Rima'ydı. Onu koruyabilmek için düşmüştük peşine. Ve hiç beklemediğimiz, ümidi kestiğimiz bir anda, kendisi yardım etmişti bize. İyi de, neden?

"Ben artık uyuyabilir miyim? Başka bir şey bilmiyorum. Ve çok uykum geldi." diyerek esneyen Rima'ya döndük hepimiz.

"Tamam."

"Sadece tamam mı? Masal yok mu yani?" Gözlerini bana diktiğinde "Hadi yürü." diyerek ayağa kalktım. Özellikle bu günden sonra, yalnız yatacağını düşünmek saçma olurdu zaten.

Yatağa yattığında "Biliyor musun amca?" dedi bana bakıp "O, çok güzel bir kızdı."

"Kim?" Kaşlarımı çattığımda gülümsedi.

"Sanırım buna cevap veremem."

"Neden?"

"Çünkü bu bir sır." Parmağını dudağından çektikten sonra "Hadi başla." dedi. "Bir an önce uyumam lazım."

"Uyuman mı lazım?"

"Ne çok soru sordunuz bugün?" Gülümsediğinde, gülerek kitabı açıp, okumaya başladım. Nefes alışverişi düzene girdiğinde, yüzüne gelen saçlarını yana aldım ve gülümseyerek uykusuna devam etmesini izledim. Onu korumam gerekirken, yanından ayrıldığım için kaçırılmıștı ve bir daha buna asla izin vermeyecektim. Bir dahaki sefere bu kadar şanslı olamayabilirdik çünkü.

ልጊረልረ

Hepimiz, sabah büyük bir neşe ile uyanıp, sanki dün kaçırılan kendisi değilmiş gibi gülerek kahvaltı yapan Rima'ya bakıyorduk şaşkınca.

"Ne?"

"Hi-hiç."

Omuz silkip kahvaltısına devam ederken, biz de birbirimize bakmaya devam ettik. Bir şeyler olmuş gibiydi. Güzeldi. Ama bir şeyler olduğu da kesindi.

"Sütün de geldi." Rohan sütü masaya koyunca, Rima'nın eline çarpmış, masaya ve koluna dökülmüştü.

"Yandın mı?" Telaşla hepimiz aynı soruyu sorarken, sütün saniyelik olarak havada kalmasını ve Rima'nın sandalyesinden geriye itilmesini izledik.

"Bu da neydi?"

"Rima?"

"Hayır. Güçlerim hâlâ yok. Henüz 13 yaşında olduğumu bilmiyor musunuz? 17'me daha çok var." Tamam.. Neden buna şaşıran sadece bizdik?

"Peki.. Bunu yapanın kim olduğunu söylemek ister misin?" Omuz silkip "Daha 13 yaşındayım repliğimi yinelememi ister misiniz?" diye sordu gülerek, bir yandan da kulağının arkasını kașımaya başlarken.

"Anne.. Çok kaşınıyor."

Kaşınması kesilmeyince ayağa kalkıp sandalyesinin yanına gitti Ayza. Rohan da bu sırada masayı siliyordu. Bense, az önceki olan şeyi sindirmeye çalışmakla meşguldüm. Taa ki Ayza "Bu da ne?" diyene kadar. Rima'nın yanına gidince kulağının arkasındaki işareti gördüm. Onunla bağ mı kurmuştu? Hem de kimliğinin ifşa olacağını bile bile. Neden yapıyordu ki tüm bunları? Rima'yı tanımıyordu bile henüz. Tanısa severdi elbette. Yakınında olup korumak isteyebilirdi onu ve belki korumak için nedenleri de olurdu o zaman. Ama, kim tanımadığı birine yardım etmek için kendini riske atardı ki?

AZLALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin