╰☆☆ 𝕭. 6 ☆☆╮

72 14 6
                                    

"Uyumayı sevmeyen biri daha." Pamir'e bakıp, "Severim aslında." dedim. "Yani, uykuyu."

"Peki. Gecenin üçünde burda olmanın sebebi ne o zaman?"

Omuz silkip, oturmak üzere olduğu için kenara kaydım biraz. Bir yandan da ayaklarımla salıncağı durdururken.

"Koruma gücün olduğunu duydum."

"O varken hafızamın nasıl silindiği hakkında bir fikrim yok. Ve, bana inanmıyorsan yapacak bir şeyim de yok." dedim, gözlerimi ondan çekip tekrar karanlığa odaklanırken.

"Güçleri sırayla vermiş olabilirler diyecektim sadece. Bir teori olarak yani."

"Bana inanıyor musun yani?"

"İnanmamak için bir sebebim yok." dedikten sonra kahkaha attı. "Beni aldatan sevgilime bile inanmış adamım ben."

"Duygularını mı belli etmiyorsun, yoksa üzülmedin mi bu duruma cidden? " Bir an için neden bahsettiğimi anlamaya çalışır gibi gözlerini kıstı ve sonra "Bilmiyor musun?" diye sordu.

"Odaklanmadığım sürece kullanmam güçlerimi. Ve soru sorduğum anlarda genelde cevabını bilmiyor olurum. Bana söylemek istemedikleri şeyleri böyle öğrenmek biraz haksızlık gibi çünkü."

"Bu güçleri pek seviyor gibi görünmüyorsun."

Derin bir nefes alıp "Sevmediğimdendir." dedim. "Sevsem, belli ederdim."

Ikimiz de gülümserken, "Herkes ister bu güçleri aslında." deyip, itiraf edercesine ekledi. "Onun cansız bir varlığa aktarıldığını düşünüp peşinden koştuğumuz anlarda, ben bile istemiştim."

"Peki neden?"

"En başta Rima'yı korumak için tabii ki."

"Bir amacın olduğunda, bunu pekiștirecek araçların olması güzel tabi. Ama amaçsız biri için, araçlar büyük bir sorun."

"Kendini korumak amaçların arasında değil o zaman." deyip bana baktı. "Yani, ondan."

"Korumak değil de, hiç tanışmamış olmayı isterdim aslında. Ayza geçmişe götürüp beni oralara bir yerlere hapsedemez mi acaba?"

"Rima çok üzülür." dediğinde güldüm.

"Çok güçlü bir çocuk aslında. Kendinden emin. Ne dediğini, ne yaptığını bilen. Korkusuz. Keşke onun yarısı kadar olabilsem."

"Hayret! Ben de senin hakkında tam olarak bunları düşünüyordum aslına bakarsan."

"Gerçekten mi?" Gerçekten gülümsedim bu kez. Başımı sallayıp "Ona benzetilmek güzel." dedim.

"Cidden.. Öyle biri olmadığını sana düşündüren şey ne?"

Tekrar karanlığa dönüp, başımı dikleștirdim ve söyleyip söylememek arasında kalarak bir kaç saniye sustum sonra. "Sen gelmeden beş saniye önce sildiğim gözyaşlarım galiba."

ልጊረልረ

"İnanmıyorum, burda mı kaldın yani? Neden benim yanımda yatmadın?"

"Orası sadece bana ait sanıyordum."

Pamir'e bakıp göz devirdikten sonra, tekrar bana bakarak "Aldırma sen ona." dedi Rima. "Ne zaman istersen odadan kovabilirim onu."

"Anlaştık." dediğimde gülümsedi ve masaya oturdu kahvaltısına başlamak için.

"Yemeyecek misin?"

"Koşuya gitmek üzereydim aslında." dedim, elimdeki suyu havaya kaldırıp.

"Beni korumak için yanımdan hiç ayrılmayacaksın sanmıştım." Beklentiyle bana baktığında yanına doğru ilerledim ve kulağının arkasındaki işarete dokundum.

"O burada kaldığı sürece, ben zaten hep yanındayım." Gülümsediğinde göz kırptım ve koşmaya başlamak için evden çıkıp kulaklıkları kulağıma geçirdim.

Bir süre etrafa bakındıktan sonra gözlerimi kapattım ve etrafı kokladım. Bir sorun yok gibiydi, şimdilik. Müziğin sesini biraz daha açıp, koşmaya başladım bu yüzden.

Bir süre koştuktan sonra, arkamdaki kıpırdanmayı hissetsem de, aynı tempoyla koşmaya devam ettim. Oldukça ıssız bir yerdi ve birilerinin buralarda bulunma ihtimali oldukça düşüktü.

Bir kaç dakika sonra, biri omzumdan tuttu ve sakince arkamı dönerken, "Kızı getir!" diyerek gözlerime baktı. Gücünü üzerimde kullanmaya çalışıyordu.

"Buraya mı?"

"Evet. Kızı getir." Tam birazcık dalga geçip eğlenmeye karar vermiştim ki, Rima'nın karşısında duran Pamir'in görüntüsü geldi gözümün önüne.

Onu da ele geçirmişti. Tamam. Sakin olmam gerekiyordu. Güçlerimi kullanırsam, kim olduğunu bilenlerin sayısı çoğalır ve bu da Rima ile birlikte beni de tehlikeye sokardı.

"Tamam." diyerek etkilenmiş gibi yapıp, koşmaya devam ettim eve doğru. Hızlı olmam, Pamir'i yavaşlatmam ve aynı anda Rima'ya zarar vermesini engellemem gerekiyordu. Üç gücü birden kullanmam demek, bir yerde yığılıp kalabilmem demekti. Bu yüzden, Rima'ya ulaşıp Pamir'in buraya nereden geldiğine göz attım ve sonra biraz yaklaşıp, bana doğru gelmesini bekledim, ara sıra Rima'yı kontrol etmeyi ihmal etmeyerek.

"Çekil önümden."

"Kızı ver."

"Çekil dedim."

"Amca, bırak!"

Rima'ya bakıp "Sakin ol." dedim kısaca. "Çırpınma."

"Öldürecek gibi sıkıyor. Ne oldu ona?"

Özür dilerim, diye mırıldandıktan sonra Pamir'in gözlerine baktım ve kolumu büktüm hızla, bir yandan da gelen sesle yüzümü ekșitirken.

"Amca!" Hızla Rima'yı alıp "Sakin ol." dedim. "Birazdan bitecek."

"Kızı ver!" Sandığımdan daha kuvvetli bir güçtü. Ulaşamıyordum beynine bir türlü.

"Rima, olabildiğince geri çekil." diye fısıldayıp ona yaklaştım ve gücünü kullanmasına fırsatı kalmadan önce "Bana bak." dedim.

"Kızı bana ver."

Kıracağım boynunu o olacak ama ya, diye söylendikten sonra başını sabit tutmaya çalışıp, gözlerine baktım. Yok. Tek bir renk değişimi dahi olmamıştı.

Ani bir hareketle kolumu geriye doğru büküp, üzerime çıktığında ona daha fazla zarar vermemek için sabit kaldım bir kaç saniye. Ben ne yapacağımı düşünürken, o daha çok beni öldürmeyi planlıyor gibiydi.

"Kızı, hemen bana ver!" Sırtımın altındaki kolum çatırdamaya başladığında gözlerimi kapattım ve enerjisini almayı denedim. Ama üzerime abanmasından anlaşıldığı üzere, pek işe yarıyor gibi değildi.

"Saye?" Sesini duyduğunda benim yerime ona odaklandı ve üzerimden kalkıp ona doğru koştu Pamir. Bu sırada gücünü kullandığından, ona yetişmek için ben de güç kullanmalı ve hemen ardından, muhtemelen bayilmadan önce, onu kendine getirmeliydim.

Hızla koşup ona yetiştiğimde, şaşırmasını fırsat bilerek sırtını önümdeki ağaca yasladım ve dudaklarına yapıştım. İçimdeki enerjiyi ona bu sefer verebildiğimi hissederken şaşkınca benden ayrıldı ve "Ne işimiz var burada? Neden öpüyorsun beni?" diye sordu.

Bayılmadan önce tek diyebildiğim, "Aşkımı ilan etmek için. Geri zekalı!" olmuştu.

AZLALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin