╰☆☆ 𝕭. 4 ☆☆╮

87 20 3
                                    

Koşarak Rohan'ın kullandığı arabaya binip, "Rima nasıl?" diye sordum hızla. Bağlı olduklarına göre, ikisinin birden iyi, ya da ikisinin birden kötü olması lazımdı.

"Nefes almıyor gibiydi. Şimdi iyi." Ne? Onu iyileştirip, kendini mi riske atıyordu yani? Tanımadığı biri için, kim böyle bir şey yapardı ki?

"O nasıl?" Ayza'ya bakıp, başımı iki yana salladım. Hiç iyi olmadığı, gittikçe daha da beyazlașan teninden de anlaşılıyordu zaten.

"Gider gitmez bir şifacı çağırmaliyiz."

"O iyi." dedi Rima, gözlerini açıp. "Sadece biraz dinlenmesi gerek."

"Peki.. Sen nerden biliyorsun bunu?"

"Beni çıkartırken söyledi."

"Nerden çıkartırken?"

"Bataklıktan. Boğuluyordum. Her yerime çamur dolmuştu. Aldı çıkarttı beni. Sonra kendi atladı oraya. Ama iyi. Kurtulacak." Tamam. İyileşir iyileşmez hesap vermesi gerektiğini de biliyordur umarım.

ልጊረልረ

Gözlerimi açıp, bir süre etrafıma baktım. Burası onun odasıdıydı. Rima'nın amcasının. Oda tıpkı onun gibi kokuyordu. Rima'ya sarıldığı anlar gibi..

Başımı iki yana sallayıp, yataktan kalktım ve odadan çıkarak herkesin oturduğu salona geçtim.

"Selam."

"Uyanmışsın." Bana doğru koşan Rima'ya sarıldım ve gözlerini üzerime diken diğer aile üyelerine baktım. Tamam. Hazırdım sorguya..

"Rima.. Sen biraz odana mı geçsen?" Amcası da başını salladığında odasına girdi ve kapıya dayadı kulağını. Gülerek "Biraz daha içeriye demek istemiştik." dediğimde, oflayıp yatağının üzerine oturdu.

"Başlayın hadi."

"Neden onu koruyorsun?"

"Korumak için beni aradığınızı sanıyordum oysa ki. İstediğinizi yapıyorum tam olarak." Beklemedikleri bu cevap karşısında afalladı hepsi. "Peki.. Onlar neden Rima'yı istiyor?" diye sordum, kalan sorularını bana yöneltmeden önce.

"Ben geçmişi yönetebiliyorum." dedi Ayza. "Ufak tefek değişiklikler de yapabiliyorum."Rohan da şimdiyi. Bir günlük dilimi."

"Şanssız bir evlilik olmuş."

"Ne?"

"Rima.. Geleceği yönetebilir. Dertleri bu. Değil mi?"

Hepsi başını salladığında "Bakın." dedim. "Aklınızdaki soruları anlayabiliyorum. Rima'yı korumamın özel bir nedeni yok. O çok küçük ve çok korumasız. Sadece onu korumak istedim. Hepsi bu." diyerek omuz silktim. "Başka hiçbir sebebi yok. Zarar verecek olsam, ya da diğerlerine teslim edecek, bunu ilk gün çok rahat yapabilirdim. Onu size göndermek yerine diğerlerine yollardım. Ya da bugün iyileştirmek yerine, ölüme bırakırdım. Ama ben, kim olursa olsun, küçük bir çocuğu korumasız bırakamazdım."

"Bugün. Ölebilirdin. Ölümü göze alacak kadar korumak istemen, sence de biraz garip değil mi?"

"Yaşamayı pek sevdiğim söylenemez." deyip, uzaktaki kadına baktım. Yere sabitlediğimde "Hey!" dedi Rohan. "Bu Pamir'in sevgilisi."

Yarım saattir neden bizi dikizliyordu ki o zaman?

"Hiç aşk kokusu almadım, bunun için beni suçlayamazsınız." deyip omuz silkerek kızı bıraktım ve "Başka sorunuz yoksa, gidiyorum ben." dedim.

"Var." Pamir bana baktığında, gözlerimi ona diktim. "Tüm bu güçler.. Onlara nasıl sahip oldun?"

"Bilmiyorum." dedim gelen kıza bakıp. Aşk yoktu, ama değişik bir kokusu vardı. Çok karışık bir kokuydu bu. Daha öncelerden bildiğim, ama hatırlayamadığım bir koku. "Hafızam pek iyi durumda değil."

Kız Pamir'in yanına gelip, ona sarıldığında dahi aşk yoktu ikisinde de. Pamir'in kokusu daha çok acıma duygusu üzerineydi. Kısa bir an ikisine bakıp, uzaklaştım oradan.

"Hey!" Ayza'ya dönüp, yanıma gelmesini bekledim. "İstersen geçmişe gidip, neler olduğunu öğrenmeni sağlayabilirim.

"Sağlayamazsın." diyerek başımı iki yana salladım. "Koruyucu.."

"Bunlar başkalarının güçleri. Nasıl topladığını bilmiyor musun gerçekten?"

"Hayır."

"Bu çok garip. Koruyucu gücün varken, nasıl olur da hafızan silinir?"

"Gerçekten bilmiyorum."

Gideceğim sırada "Bu arada.." diyerek tekrar seslendi arkamdan. "Teşekkür ederim. Ve.. Ne zaman istersen gelip Rima'yı görebilir ve onunla kalabilirsin. Yani, bizimle de."

"Sağ ol." deyip gülümsedim ve devam ettim yürümeye. Kendi hallerinde yaşayıp gidiyorlardı işte. Birilerinin güçleri olması, hepsini ele geçirebileceğimiz anlamına gelmezdi ki?

Kaçırdığım arabanın sahibini uyandırarak arabanın yerini tarif ettim yürürken. Oraya nasıl gittiğini hatırlamayacak kadar sarhoş olduğunu düşünüyordu şu an, bir kadeh dahi içememesine rağmen.

Derin bir nefes alarak yürümeye devam ederken, etrafıma baktım. Bir şeyler oluyordu.. Atıştırmaya başlayan yağmur damlasının havada asılı kaldığını fark ettiğim an, önce etrafıma bakındım. Pamir sadece kendini hızlandırabiliyordu. Peki, öyleyse bu kimdi? Gözlerimi kapatıp, odaklanmaya çalıştığım anda, tekrar nefes alınca etrafı saran koku doldu ciğerlerime. Bu koku, az önceki kokuya benziyordu. Bu.. oydu..

AZLALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin