Bölüm 1

33 3 0
                                    

A.N.L.O.F , bugün olması gerekenden daha fazla gürültülüydü. Leander küçük hücrenin içinde ileri geri yürüyordu neler olduğunu merak etti. Kısa ve dar olan odasının sonundaki küçük penceresinin yanına gitti. Gün içerisinde genellikle uyuyor, bu daraltıcı oda içerisinde volta atıyor ve küçük penceresinden dışarıyı seyrediyordu. Bunların dışında onu buraya koyanları düşünüyor, buradan çıktığında onlara neler yapacağını düşünerek geçiriyordu. Her gün baktığı beyaz duvarlar onun için karanlık bir hapishaneden farksızdı. Bu hapishaneyi kırmızı desenlerle süsleyeceğini, onun sinirini bozan bu sessizliği onların çığlıkları ile dolduracağını düşünmeden edemiyordu. Öfke ve kin dışında tutunabileceği başka bir duygusu yoktu.

Duyduğu çığlık ile düşüncelerinden ayrıldı. Ses yan oda da ki Minerva'ya aitti. İçi ürperdi, elinden hiçbir şey gelmiyordu. Bileklerine taktıkları cihazlardan dolayı onları engelleyemiyordu. İleri geri yürüyor çaresizliğin verdiği duygu ile kavruluyordu. "Durun artık" diye haykırdı. Kısa bir süreden sonra sesler kesildi. Kapıdan geçen adamların konuşmasını dinledi. "Bugün üst düzey yöneticilerin katıldığı bir toplantı var. Kurulun başına bir kadın gelecekmiş biliyorsun öncekinin sonu pek de güzel bitmedi. Duyduğuma göre kadın otoriter ve acımasızmış, işleri hemen yetiştirsek iyi olur. Bu kızı Doktor Barton'a götür bende diğerini getiriyim" dedi. Adamın ayak sesleri uzaklaştı.

Gittiler.

Leander bir iç çekti. Pencereden dışarıya baktı. Şimdi anlamıştı A.N.L.O.F'un başına yeni birisi geliyordu. Bu yüzden herkes gerilmiş, endişeli ve panik bir şekil de hareket ediyordu. Minerva'yı tutan adamları gördü nasıl olur da bu kadar acımasız olabiliyorlardı anlamıyordu. O kızı tanımıyorlardı bile hatta hiçbir suçu yoktu tek sıkıntısı geninde olan değişiklik yüzünden bu lanet hayatı yaşıyordu. Leander bu geni bir sorun olarak görmüyordu ama insanların bunu büyük bir tehdit olarak gördüğü çok belliydi. Kendilerinin ne yaptığına bakmadan onlara ucube, canavar gibi akıllarına getirebilecek en kötü lakapları takıyorlardı ama asıl canavarın kendilerinin olduklarını kabul etmiyordular.

*

Topuklu ayakkabıların parlayan beyaz fayansta çıkardığı tok sesler ile herkesin gözü koridor kapısına dönmüştü. Ceketlerinin düğmelerini iliklediler kadınlar ise saçlarını ve üstlerini tekrardan kontrol ettiler. Belliydi ki A.N.L.O.F 'a Kadının namı önceden gelmişti. Bütün çalışanlar hatta kurul üyeleri bile pür dikkat kesildi. Kapı yavaşça açıldı. İçeriye sarışın, saçları sıkıca tepeden bağlanmış, kırmızı takım giymiş ve siyah ince topukluları ile dimdik duran, gözlerinden anlaşılan kendine olan güveni ile fazlasıyla emin görünüyordu. Alaric yüzünde tatmin edici bir gülümse ile "hoş geldiniz" dedi. Kadının düz dudakları yukarı kıvrıldı.

"Hoş buldum."

Kırmızı ceketinin uçlarından tutarak üstünü düzeltti. Salonda ki insanları gözden geçirdi tanıdığı sadece bir kişi vardı oda eşi Alaric idi. "Adım Valentina A.N.L.O.F' un yeni yöneticisiyim. Benimle ilgili birçok şey duyduğunuza eminim bende sizinle ilgili birkaç şey duydum ama hoşuma gittiğini söyleyemem" duraksadı derin bir iç çekti. "Bundan sonra farklı bir düzende hareket edeceksiniz, amacınızı unutmayacaksınız! Burada insanlığın kaderini değiştirmek için varsınız. Onlardan zayıf değiliz bir daha geçmişte olanlar yaşanmayacak. Onlara bizlerin ne kadar güçlü olduğunu göstereceğiz hâkimiyetin kimde olduğunu bilecekler" sesinde birikmiş bir kıskançlık vardı ."Burada yaptıklarımızın affedilir bir yanı olmadığını biliyorum ama kurduğumuz hayaller gerçekleştiğinde orta da bir sorun kalmayacak tarih kitapların da insanlığın kaderini değiştiren kişiler olarak yazılacaksınız." Dediklerinden emindi bunu gerçekleştirecekti..."Şimdi işimize koyulalım" diye mırıldandı. Kurul üyelerine ve diğer çalışanlara yeni düzenle ilgili kafasında kurduğu planlarını anlattı. Konuşması bitirdikten sonra "eski kurul başkanını öldüren kişinin dosyasını istiyorum" dedi. Alaric eşinin bunu diyeceğini bildiği için önceden hazırlatmıştı. Dosyayı Valentina' ya uzattı.

Pamer- Uyanış-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin