Bölüm 7

19 2 0
                                    

     Amarona yine uzaklara dalmıştı. Yoğun bir iş gününden sonra kafedeki kalabalık azaldığında dinlenmek için tezgâhın arkasına geçmiş arkasına duvara verip derin düşüncelere dalmıştı. Garson arkadaşı yanına geldiğinde onu bile fark etmemişti hala aklında sabah haberlerdeki yarı insanlar vardı.

Arkadaşı Amarona'ya seslenince düşüncelerinden ayrıldı hızlıca yanına döndü. "Yine neler düşünüyorsun derin derin yüz ifaden çok sertti "dedi. Amarona "hiç öylesine dalmışım" diyerek konuyu dağıtmaya çalıştı. "Senin müşteri gelmiş her zamanki masasında oturuyor" gözleriyle kızı işaret etti. "Ben siparişini alıyım" diyerek arkadaşının yanından ayrıldı. Amarona'nın geldiğini gören kız elindeki kitabı masasına bıraktı. Yüzünde küçük bir gülümse ile onu karşıladı. Amarona "hoş geldin" dedi gülümsemesine karşılık verdi ve devam etti "her zamankinden mi ?" diye sordu. Başını onaylar şeklinde salladı. Amarona cevabı alınca hızlıca siparişi vermek için gitti.

Kısa bir süre sonra elinde sütlü kahvesi ile geri geldi. Kızın masasına bıraktı. Genç kız genellikle kitabıyla haftada bir iki kez buraya geliyor kahvesini içiyor kitabını okuyor biraz canlı müzik dinliyor ve geceye kalmadan gidiyordu garsonlara da bahşiş vermeyi ihmal etmiyordu. Güzel bir kızdı Amarona onun kendisiyle yaşıt olabileceğini düşünüyordu ya da aralarında bir iki yaş olabilirdi. Kendisiyle tam olarak tanışmamıştı ama aralarında bir samimiyet vardı bunun sebebi bu hanımın ilk geldiği gün kafenin en arka köşesindeki masaya geçmiş insanları rahatsız etmemeye çalışarak içinden sessizce ağlıyordu. O gün sakindi böylelikle Amarona yanına gidip kızla konuşmuştu o gün birbirlerine isimlerini dahi sormamış güzel bir sohbet etmişlerdi daha doğrusu dertleşmişlerdi. Annesinin kendisine yaptığı baskıya dayanamadığını ne yaparsa yapsın annesine yaranamadığını anlatmıştı Amarona'da sessizce onu dinlemiş ve küçük nasihatler vermişti. Sanki bir anne kız ilişkisini çok bilirmiş gibi. Sonrasında ise iş gereği ile yanından ayrılmıştı.

"İşin çok yoksa ve sorun olmazsa otursana biraz" diyerek karşısındaki sandalyeyi işaret etti yüzünden yine gülümsemesini eksik etmiyordu ela gözleri ışıl ışıl parıldıyordu Amarona kıskanmıyor değildi kendisi kahverengi gözlere sahipti. Karşısındaki kızla fiziksel özellikleri baya farklıydı. O açık kumral saçlara sahipti saçlarının rengi ve teninin açıklığı birbirine çok uyuyordu. Amarona ise gözlerinin rengi gibi koyu kahverengi düz saçlara sahipti. Boyları birbirine yakındı 1.65-67 arasında olmalıydı. Küçük ve çok güzel bir burna sahipti. Yüzünde doğal bir güzellik vardı birde ilgi çeken küçük dudaklar genellikle kahve tonları rujlar sürüyor nadir zamanlarda kırmızı renklerini tercih ediyordu. Gözlerini ortaya çıkarttığı için göz kalemi sürmeyi de ihmal etmiyordu. Amarona iyi bir gözlemciydi.

"Neden olmasın" diyerek sandalyeyi geriye çekti ve oturdu. Karşısındaki ilk olarak bilmeleri gereken şeyi sordu "birçok defa karşılaştık ama hiçbirinde isimlerimizi sormadık adam akıllı tanışmadık" dedi. Amarona gülerek ismini söyledi. "Peki, senin ismin" diyerek ona baktı kızda doğal bir enerji vardı. "Rhea" dedi. Yüzündeki gülümse iyice yayıldı elini uzattı. Amarona elini tuttu ve selamlaştılar. Amarona'nın gözleri Rhea'nın okuduğu kitabın ismine kaydı "PAMERLERİN TARİHİ" yazıyordu. Rhea durumu fark edince bir açıklama yapma gereği duydu. "Biraz meraklıyım... Yoksa sende mi onlardan nefret edenlerdensin" dedi gözleri dikkatlice Amarona'nın gözlerine bakıyordu pamerler hakkında düşüncelerinin kötü olmadığı yüzünden ve ses tonundan anlaşılıyordu. Amarona olumsuz yönde başını salladı "Hayır" dedi "onlarda normal insanlar gibi yaşamayı hak ediyorlar" daha fazla konuşmak istemedi kendisini belli etmek istemezdi. "Sevindim" dedi. Küçük bir sohbet ettikten sonra Amarona kalktı ve işinin başına döndü. Rhea biraz daha oturduktan sonra yandaki adamların rahatsız edici bakışları ve laflarına dayanamayıp kalktı aslında Amarona olaya müdahale edecekti ama Rhea erken davranarak hesabı ödeyip çıktı.

Yan masadaki adamlar Rhea'nın kafeden ayrıldığını gördüklerinde hızlıca yediklerinin parasını bırakıp hemen toparlanıp çıktılar. Bu durum Amarona'nın hiç hoşuna gitmemişti. Saatine baktı çıkma saatine yaklaştığı için mutlu oldu garson arkadaşına çıkacağına dair bir işaret de bulundu. O da kafasını olumlu yönde salladığında ceketini hızlıca üstüne geçirdi, çantasını aldı ve kafeden çıktı. Adamlar çok uzaklaşmamıştı çok sayıda değildiler ama üç dört kişi vardı bu yüzden biraz uzakta olsalar dahi görünüyorlardı. Amarona adımlarını hızlandırdı onlara çok yaklaşmadan, mesafesini koruyarak onları takip ediyor yapacakları yanlış bir durum için tetikte bekliyordu. Artık Rhea'nın topuklu ayakkabısının yerde çıkarttığı sesi duyabilecek bir yakınlıktaydı.

Bu beynini kullanmaktan aciz olan varlıklar önlerinde ki güzel kadına ıslıklar çalmaya ve laf atmaya başlamıştı. Bu davranışları ile hiçbir kızı etkileyemeyeceklerini biliyor olmaları gerekirdi diye içinden geçirdi Amarona. Rhea sonunda arkasına dönüp baktı bu durumdan oldukça rahatsızdı adımlarını hızlandırıyor bir an önce eve varmak istiyordu. Adamlara kötü bir bakış atıp hemen önüne döndü onlara cevap vermekle uğraşmak istemiyordu. Rhea eve daha çabuk ulaşabilmek için sol taraftaki ara yola girdi. Girer girmez bunu yaptığı için pişman olmuştu "tam bir geri zekalıyım" diye mırıldandı düşünmeden hareket etmişti. Adamların gülüşlerini duyuyordu.

Adamlardan birisi hızlanıp Rhea'nın yanına varmıştı eliyle kızın kolunu tutup durdu yüzünde tiksinilecek bir sırıtış vardı. Alkollü oldukları üstlerine sinmiş berbat kokudan anlaşılıyordu. Rhea kolunu hızlıca geriye çekti adamın elinden kurtuldu ama karşısındaki hiç pes edecek gibi durmuyordu. Daha sıkı bir şekilde tekrardan Rhea'nın kolunu tuttu bu sefer tehdit edercesine bakıyordu "hırçın çıktı bizim kız" dedi arkadaşlarına dönerek Rhea "bırak" diyerekten kolunu çekiştiriyor ama adamın elinden kurtulamıyordu. İçlerinden biri "olmasa eğlenceli olmazdı" diyerek sırıttı. Rhea çevreye bakındı akşam vaktini biraz geçmişti sokakta kimse yoktu olsa da yardım ederler miydi emin değildi. Adam Rhea'ya biraz daha yaklaşınca kimsenin yardım edemeyeceğini anlayan Rhea adamın kendisine yaklaşması ile dizini adamın bacak arasına vurdu adamın ağzından küçük bir küfür duyuldu diğerlerinin ona gülmesi ile sinirleri iyice tepesine çıkmıştı. Rhea bulduğu fırsatla kaçmaya çalışsa da içlerinden bir başkası onu durdurdu. Kızı sokağın karanlık köşesine soktuklarını görünce Amarona "artık duruma bir el atmayalım" diyerek onların olduğu köşeye doğru koştu. Rhea'nın "yardım edin" diye bağırmasını duyunca daha da hızlandı.

Binaların boşluklarından oluşan araya girmeden önce çöp konteynırın köşesine konmuş uzun demir parçasını aldı onu bir sopa olarak kullanabileceğini düşündü. Bu işi güçlerini kullanarak yapmamalıydı babasının ona kendisini nasıl koruması gerektiğini öğretmişti. Babasının gösterdikleri ve onu eğitmesi birçok yerde Amarona için bir avantaj olmuştu. Şimdi ise insani yeteneklerini kullanması gerekiyordu onun için çok da zor bir durum değildi.

"Hey aranızda bir kişiye daha yer var mı ?" diyerek göz kırptı adamların yanına doğru ilerlemeye başladı.Aldığı sopayı arkasında saklıyordu. Karşısındakilerin yüzünde bu durumdan çok zevk aldıklarını belli eden ifadeler vardı. Amarona "birazdan hepsi yerde sürünürken bende onları aynı ifade ile izleyeceğim" diyerek kendini sakinleştiriyordu ya da gaza getiriyordu. İçlerinden sarışın olan adam Amarona'ya doğru birkaç adım ilerledi. Sakalları uzamış ve birbirine girmiş haldeydi. Dağınık saçları ise beresinin altından taşıyordu. Amarona "tam şu serseri motorcu tiplerden" diye göz devirdi. Kendisine yaklaşan olmakta olan adam "bir şey mi dedin bebeğim" Amarona bu adamla konuşmak zorunda kaldığı için bile kendisine sövüyordu güçlerini kullansa hepsini uzaktan indirmişti ama bunu yaparsa başı büyük bir derde gireceği için her zaman vazgeçiyordu. Adama gülümseyip "hayır canım" dedi sonunda karşı karşıya geldikleri son adımda Amarona sakladığı sopayı tek seferde adamın kafasına geçirmişti adam aldığı darbe ile yere yığılmıştı. Amarona diğerlerine bakıp küçük bir sırıtış attı. "Başlayalım o zaman." 

Pamer- Uyanış-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin