34 |always together | end

1.2K 97 35
                                    

İyisiyle kötüsüyle bir kitabın daha sonuna geldik. Yanımda olduğunuz için teşekkür ederim.

ineffable adında Fillie kurgumu da yayınladım :)

---

Onu izledim.

Noah'ı dinliyor ve gülümsüyordu. O gerçekten çok güzel görünüyordu.

Ardından, bakışlarımı hissetmiş
gibi gözlerini bana çevirdi.

Gülümsemesi genişledi ve kalbim hızlandı. ''Tanrım, bak yine!'' diye mırıldandı Noah. ''İki dakika önce
beni dinliyordun Finn!'' dedi. Finn sırıtmakla yetindi. Caleb, gözlerini devirdi. ''Alışamadın mı hâlâ Noah?''

''Sevgilisine bakmayacak da kime bakacak oğlum? Herkes sizin gibi
yalnız mı takılıyor?'' Gaten olayın anında merkezine daldı.

Caleb yine gözlerini devirdi. ''Tanrım, diyene bak. Sanki senin kız arkadaşın var da onları savunuyorsun.''

Tanrım.

Pekâlâ, saçmalıyorlardı. Gaten hemen hamle yaptı. ''En azından sizin gibi aptal aptal kıskançlık yapmıyorum.''

Kıkırdadım. ''Gaten adamsın!'' diye düşüncelerime tercüman oldu Finn.

Noah gözlerini devirdi, ardından
kolunu omzuma attı. ''Sadece en
yakın arkadaşlarımın birbirlerini sevmelerine alışamadım. Gözümde
hâlâ çocuk ve tek yaptığımızın oyun oynamak olan zamanlardaymışız gibi hissediyorum. Baksanıza, büyümüşüz.''

Gözlerim Finn'e kaydığında onun da bana baktığını fark ettim. ''Büyüdük.'' diye mırıldandım. ''Ama bakın yine
hep beraberiz. Aramıza yılların girip ayırmasına izin vermedik.''

''Vermeyeceğiz de.''

---

''Burası çok güzelmiş,'' diye
mırıldandım.

Finn, bana yandan bir bakış attı ve gülümsedi. ''Yanımdaki daha güzel.''

Gülümsedim. Ardından parmaklarımı kaldırdım ve çillerine götürdüm. Usul usul yüzünde gezdirdim parmaklarımı.

Gözlerini kapattı.

''Çillerine bayılıyorum.''

Yüzünü izledim. Onun güzelliği karşısında ağlamak istiyordum.

Elini kaldırdı ve yanağındaki elime götürdü. İçim huzur doldu.

''Gökyüzümsün Millie.'' diye
fısıldadı.

Gözlerimi kapattım. ''Gökyüzü..'' diye mırıldandım.

Sonsuzluk.

Kolay şeyler yaşamamıştık. Hep ayrı kalmış, aramızı bozmalarına izin
vermiştik. Ben yanlış anlaşılmaların hedefiydim. O ise, aklını çelmeyi dört gözle bekleyen insanların tuzağındaydı.

Ama şimdi beraberdik.

Ele eleydik. Gözlerimize kırgın bir ifadeyle değil, sevgiyle bakıyorduk.

Biz birbirimizi seviyorduk.

Tanrım... Finn Wolfhard beni seviyordu.

Bunu düşünerek evde müzik açıp
delilercesine dans edebilirdim.
Sanırım ilişkimizin ilk gününden
beri bunu yapıyordum zaten. Ama
bu tekrar yapmayacağım anlamına gelmiyordu. Sırıttım kendi kendime.

Mutluluktan deliriyor olmalıydım!

Bunun başka bir açıklamasının olacağını sanmıyordum.

Finn'e baktığımda beni izlediğini gördüm. Ardından ona yaklaştım
ve gözlerimi dudaklarına kaydırıp
''Seni seviyorum.'' diye mırıldandım.

Onun da gözleri dudaklarımı
buldu. ''Seni seviyorum Millie.''

Ardından dudaklarımızla beraber ellerimiz de birleşti, bir daha ayrılmamak üzere.

---

sky ' fillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin