"Kang Taehyun! Hadi bu soruyu da sen çöz!"
Matematik öğretmeni Bayan Kim favori öğrencisine emreder gibi baktı.
Taehyun her ne kadar isteksiz olsa da nezaketen gülümsedi ve tahtaya geçti.
Bayan Kim ise sıraların arasında dolaşarak öğrencilerini büyük bir dikkatle kontrol ediyordu.
Taehyun tahtada soruyu çözerken yanındaki sınıfta en kötü derslere sahip olan Soo Min'e baktı. Zorlanıyordu, öyle ki elindeki tebeşir tereddütle oynuyordu. Taehyun Bayan Kim'e göz ucuyla baktı. Bir öğrencinin sorusunu çözüyordu.
Yanınındaki Soomin'in elini tahtadan biraz iterek hızlıca soruyu çözdü. Kendi sorusunu çok önceden çözdüğü için sırasına gitti.
Soomin ona minnettarlıkla baktı, Taehyun gülümsedi kibarca. Okulun en zeki öğrencisi Kang Taehyun, okulun en iyi kalpli öğrencisiydi de.
Bayan Kim tahtadakileri inceleyip genişçe gülümedi ve Taehyunu sınıfta övdü. Taehyunsa sadece utanarak teşekkür etti.
Övülmek gururunu okşasa da nedense kendini mutlu hissetmiyordu.
İçinde bir ses yankılandı o an.
'Belki de övülmek istediğin şey derslerin değildir Taehyun.'
Bu düşünceyi kafasından -sanki atabilecekmiş gibi- atmak için başını sağa sola salladı.
Saçmalıktı. Kang Taehyun Tanrı'dan daha ne isteyebilirdi. İstediği liseye gitti, bir çok bursu var ve annesine yardım edebiliyor bu yaşta. Sonra lisenin hatta oturduğu bu semtteki tüm liselerin birincisi oydu- ki oturduğu semtteki liselerdeki öğrenciler çok üst seviyeydi-.
Mutlu hissetmemesi için bir gerekçe yoktu.
Değil mi?
Zil çaldı. Öğrenciler gruplar halinde kantine gitmiş, sınıf boşalmış ve Kang Taehyun yalnız kalmıştı. Çantasından bir kaç test kitabı çıkartırken özel sesiyle bir kaç gündür ağzına takılan şarkıyı mırıldandı. Sesi kısıktı. Tıpkı hayalleri gibi.
Sesi şarkının patlama noktasına gelirken istemsizce yüksek notaya çıkıyor, söylediği şarkıya kendi özel nağmelerini katıyordu.Sınıfta kimsenin olmamasının rahatlığıyla sesini biraz yükselterek şarkı söyledi.
Bunu seviyordu. Şarkı söylemek onun için cennete gitmek gibiydi. Sanki ne derdi varsa o şarkı söylediğinde uçuyordu. Bu hisle yaşamak istiyordu her zaman.
Şarkı sonlanırken Taehyun gözlerini yavaşça açtı ve gülümsedi. Harika hissediyordu. Sanki günlerce uyumuş gibi enerjikti.
Ansızın sınıftan çıplak bir alkış sesi duydu. Biraz irkilirken sesin geldiği yöne döndü şaşkınca.
Müzik öğretmeni Bay Lee ona gururla bakıyordu.
"Taehyun sen gerçek bir cevhersin. Bunu nasıl şuana dek farketmedim?"
Taehyun utançla başını önüne eğdi. Sanki bir sırrı açığa çıkmıştı. Kendini öyle suçlu, öyle utanmış hissediyordu.
"Hocam ben-"
"Taehyun sen, sen harikasın! Bu nasıl bir ses Tanrı aşkına! Sıfır eğitimle nasıl böyle şarkı söyleyebiliyorsun? Harika bir müzik kulağın olmalı! Bunu nasıl fark edemedim ah aptal ben!"
Bay Lee heyecanla Taehyun'a baktı. Taehyun'un yeteneği karşında şaşkındı ama bir o kadar da memnun.
"Hocam lütfen şarkı söylediğimden kimseye bahsetmeyin."