İyi okumalar~
"Hey bakar mısın?"
Taehyun eline not defterini alıp hızlıca koştu müşterinin yanına.
Müşteri biraz topluydu ve belli ki hali yerinde biriydi.
"Buyrun efendim."
"Kaç yaşındasın?"
Taehyun adamın sorusuyla duraksadı. Ne alakaydı şimdi?
"19 yaşındayım efendim.
[korede bir yaş büyükler ya yorobun o yüzden 19 diyorum ama 18 yaşında :) ]Adam çenesini yavaşça kaşıdı ve Taehyun'u süzdü iyice.(dayı sen hayırdır? Jdydsuxh)
"Eğlence sektörüne katılmayı hiç düşündün mü?"
"Hayır beyefendi."
Adam gülümsedi ve Taehyun'a hayatını değiştirebilecek bir teklif sundu.
"Şirketimde stajyer olmak ister misin?"
Taehyun şaşırdı ve merakla sordu.
"Hangi pozisiyonda?"
Adam seslice güldü.
"Garson olarak."
Taehyun başını kaşıdı ve mırıldandı kendi kendine
"Garsonluğunda mı stajyerliği olurmuş..."
Adam gülmeye başadı.
"İlahi! Tabii ki de stajyer idol pozisiyonunda!"
Taehyun genç adama şaşkınlıkla baktı. Böyle bir şey hiç aklından geçmemişti. Kalbi hızlıca atmaya başladı. Hep böyle olurdu idol olma fikri ortaya atılınca. Sanki yakalanmış gibi kalbi suçlulukla atardı.
"Efendim ben... Şarkı söyleyemiyorum ya da dans edemiyorum."
Adam ciddi bir tavırla konuştu.
"Önemli değil. Seni bu şirkete eğitmek için alıyoruz, eğitilmiş birini hazır alıp sergilemek için değil."
Taehyun ne diyeceğini bilemedi. Adam Taehyun'un çekincelerinin farkındaydı ama ısrar da etmek istiyordu bunlara rağmen. Çünkü genç adamın görünüşü bile bir idol olmaya yeterliydi.
"Bak evlat vermeni istediğim karar kolay değil. O yüzden sana kartımı vereyim, bana bir hafta içinde dönmeye çalış olur mu?"
"Efendim... benim cidden idollıkla işim olmaz. Ben tıp okuyorum ayrıca yetenekli biri de sayılmam."
Kendine söylediği yalanları adama da sıraladı.
Adamsa genç adama gülümsedi ve yaka kartından ismine baktı.
"Bak Taehyun senin gözlerinde görüyorum sen... Sen istemiyorsun olduğun yeri. Sana sunduğum teklifle gözlerinin parladığına yemin edebilirim. Yıllardır bu anı bekliyor gibisin. Seni tutan ne gerçekten? Tıp okuman mı? Kabul ediyorum büyük başarı fakat başarının tadını almadıktan, kendini özgür ve mutlu hissetmedikten sonra sahip olduğun o şeylerin ne manası var? Bunları göz önünde bulunarak düşün. Ben eminim ki neyi seçersen seç başarılı olabilecek bir çocuksun. Bu yüzden senin seçmen gereken tek şey nerede mutlu olacağın."
Taehyun başını salladı usulca. Haklıydı. Fakat her şey öyle kolay mıydı? Kolay olsaydı bugüne dek yapamaz mıydı?
Annesi ve çevresi onu korkutuyordu. Çevre bir şekilde atlatılabilirdi fakat annesi...
Adam yerinden kalktı ve bir kart uzattı.
"Al bakalım. Seçimin için sabırsızlıkla bekliyor olacağım."
Taehyun kartı aldı ve oradan giden adamın arkasından baktı.
Gözlerini karta çevirdi.
Bighit Entertaintment
Bang Shi Hyuk
Tel: XXXXXXXXXXX
Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Tanrı aşkına bu adam Bang Shi Hyuk muydu!
***
Taehyun işten çıktı ve evin yolunu tuttu. Yolda yürürken başına gelenleri düşünüyordu. Onlar Taehyun'u hem sevindiriyor hem de çokça düşümdürüyordu. Ne yapmalıydı? Annesine bundan bahsetmeli miydi?
Bahsetmeliydi tabii! Annesi bu teklifi reddetmezdi değil mi?
İç sesi içinden atıldı. Kızıl saçlı siyahlara bürünmüş Taehyun ona güldü.
' Ne diyeceksin annene? Anne ben tıp kazandım ama idol olmak istiyorum ve okulu bırakacağım? Komiksin Taehyun.'
İç sesinin haklılığı karşısında Taehyun'un yüzü asıldı.
Eve vardığında üstündeki kabanı çıkartıp annesine seslendi.
"Anne!"
Bayan Kang oğlunun sesiyle mutfaktan seslendi.
"Mutfaktayım Taehyun gelsene!"
Taehyun terleyen ellerini yıkadı ve mutfağa gitti.
Annesi yemek yapıyor, bir yandan da oğlunun gününü sorguluyordu.
"Ee bugün nasıldı ne yaptın? Okullar yakın zamanda açılacak, o işten çıksan iyi edersin oğ-"
"Anne ben bir konu hakkında konuşmak istiyorum."
Bayan Kang kaşlarını çattı.
"Bir sorun mu var?"
Taehyun başını salladı.
"Anne ben.... Ben Doktor Kang olmak istemiyorum."
Taehyunun sözleri ortamdaki sıcaklığı kesmiş yerini soğuk dalgalara bırakmıştı.
Sessizlik aralarında geziniyordu teklifsizce.
"Taehyun sen ne dediğinin farkında mısın? Yıllardır bunun için çalışıyorsun, ne demek ben Doktor Kang olmak istemiyorum! Bunca yıllık istek bir anda çöp mü old-"
Taehyun yıllardır sürdürdüğü sükunetini bozdu.
"Anne ben hiçbir zaman bunu istemedim ki! Çalıştım ama sen istiyorsun diye. Doktor olmayı seçtim, yine sen istiyorsun diye! Ama bunu sınava yaklaşırken ve şimdi fark ediyorum. Bu hayat benim anne! Yıllardır senin hayallerini yaşatmaya çalışıp kendi hayallerimi öldürmeye çalıştım! Ben...ben idol olmak istiyorum hem de 10 yaşımdan beri!"
Bayan Kang duyduklarıyla adeta sarsıldı. Ne demekti tüm bunlar!
"Taehyun tıp okumakla şarkıcılığı bir mi tutuyorsun! Hatta onu daha mı üstün tutu-"
"Anne bıktım artık sadece senin hayallerin ve isteklerin altınmış gibi yaşamaktan! Tıp okuyunca ne olacak anne! Bedenim belki kazandığım paralarla rahat edecek ama ruhum... ruhum isteklerini her gün boğmaya çalışan bir katil ruhu olacak, vicdan azabı ve mutsuzluk içinde ölecek! Sen Kang Taehyun'u öldürmek mi istiyorsun!"
Bayan Kang sinirden gülmeye başladı.
"Bunlar şaka değil mi Taehyun? Kamera falan da var mı nerde söyle ne olur hahaha."
Taehyun Tanrıdan sabır ister gibi gözlerini kapadı. Hayatında kendini hiç bu kadar sinirli hissetmemişti.
"Anne şaka değil."
Bayan Kang kahkahalarını kesti.
"Taehyun, oğlum yaşın küçük anlamıyorsun hayatı. Sadece hayallerini yaşatırsan ve mutlu olursan hayatının güzel olacağını sanıyorsun. Hayat öyle o masallardaki ya da romanlardaki gibi değil. Sadece hayallerini gerçekleştirmen sana bir şey kazandırmayacak. Hayallerin karnını doyurmayacak. Yıllar sonra sürüneceksin belki de!"
Taehyun histerik bir kahkaha attı ve kendini evin duvarına yasladı. Gözleri dolmuştu.
"Biliyor musun anne, uçmak için doğan birini süründüremezsin."
***
Nasıl gidiyor sizce? Hikaye hakkında düşüncelerinizi yazar mısınız?♡♡♡