🥀Oysa insan çok sevdiği birini kaybedince anlıyormuş ölüm kelimesini kabul etmenin ne kadar zor olduğunu.Kang Taehyun yüzüne hızlıca suyla yıkadı ve bunu bir kaç kez tekrarladı.
"Yüzünü yıkaman uyku ihtiyacını gidermez."
Taehyun elleriyle lavabonun kenarlarına tutundu ve başını eğdi, artık Beomgyu'nun yüzünü göremiyordu.
"Yapacak bir şeyim yok."
Beomgyu üzülerek arkadaşına baktı ve kaldırdığı yükün ağırlığıyla aşağıya doğru bükülen omuzunu sıktı,ona sarıldı.
"Fazla kendi üstüne gelme Taehyun. Sen her şeyden önce bir insansın kendine yüklenme sakın. Ve unutma, bu yükü bizimle paylaşabilirsin;elimizden geleni yaparız senin için."
Taehyun ona destek vermeye çalışan arkadaşına sıkıca sarıldıktan sonra geri çekildi ve minnettarlığını ifade eden bakışlar attı.
Lavabodan çıktı ve özel aracına bindi. Evine gitmek istiyordu. İki aydır comeback hazırlığı yapılıyordu ve normalde de çok yorucu olan bu dönemde Taehyun ona ayrılan dinlenme saatlerini araştırma yaparak harcıyordu. Vücudunun bitik düştüğünün farkındaydı ancak önemsemiyordu daha doğurusu önemseyemiyordu. Ondan daha kötü halde olan annesinin yanında vücudunun yorgunluğu pek de önemli değildi ona göre. Yine gidip aylardır yaptığı gibi araştırdığı tedavi yöntemlerini araştıcarcaktı. Tam buldum diyorken hep"geç kalmışsınız efendim." gibi alışagelmiş cümle kalıplarıyla karşılaşmaktan bıkmıştı fakat ısrarlıydı. Çözüm bulacaktı, hep kahramanı olan annesinin bu sefer kahramanı o olacaktı.
Hayatta bazı insanlar ve o insanların asla ölmeyeceğine inanan, onu seven insanlar vardı. Taehyun annesinin hayatındaki o insandı. Kendini bildi bileli annesi ve o vardı. Ne bir babası ne de annesinin yanında olan bir ailesi vardı. Annesi küçük yaştan beri yetimdi, yetimhanelerde büyümüştü. Bayan Kangın eşi, Taehynun babası hakkında ise hiçbir fikri yoktu. Ne zaman annesine babası hakkında sorular töneltse annesi onu tersler sonra kendi içinde derin düşümcelere dalardı. Babası kimdir, nasıl biridir Taehyun bunca yıldır bilmezdi ama şunun farkındaydı ki Taehyun gayrı meşru bir çocuktu. Acaba babası evli miydi? O yüzden mi annesiyle böyle bir ilişkiden Taehyun meydana gelmişti? Ya da çok mu kötüydü, Taehyunu istemememiş miydi? Yıllarca düşünüp durmuştu ancak belli bir süre sonra düşünmenin gereksiz olduğunu düşünmüş ve babasını merak etmeyi bırakmıştı. O kadar iyi biri olsaydı o Taehyunu bulurdu öyle değil mi?
***
Byeol elindeki kimliği bir kez daha inceleyip adın yazıldığı kısma takılı kaldı.
"Kang Taeri..." Bu ad onun kurtuluşuydu adeta
. Bu yaşadığı acılar gerçekten bitecek miydi? Tamamen yenilenmiş bir hayata adım mı atacaktı şimdi? Babası yok,üvey annesi yok... yüzünde tarif edilemez bir gülümseme meydana geldi."Ne zaman evleniyordun?" Byeol daldığı düşlerden çıkarak Areum'ın merakını teşhir eden gözlerine baktı.
"Bir ay sonra." Areum yüzünü memnuniyetsizce buluşturdu.
"Bir ay daha katlanacaksın..." Byeol bu yanıt karşısında omuzunu silkti ve gülümseyip önündeki kahveye baktı dalgınca.
"17 senedir dayanmışım, bir ay çok mu?" Kahvesinden bir yudum aldı. Telefonundan saate baktı ve kalkması gerektiğine kanaat getirdi.
"Kalksam iyi olacak." Areum anlayışla başını salladı ve ona uyum sağladı.
"Ben de eve gideceğim şimdi. Beraber kalkalım."
İki genç kız da kafeden çıkıp bir taksiye bindiler ve evin yolunu tuttular.
***
Herkese selam millet nasılsınız? Ben eh işte. Yine çok uzun zaman yazamamanın ardından biraz kendimi zorlayarak yazdım. Şimdi belki de diyeceksiniz ki yazmak o kadar da zor değil abartma ancak bu yazdıklarımın bir çoğunu hissederek yazdım o yüzden yazmak kolay olsa da hissetmek kolay olmadığından çok zorlandım.Belki bu kısımı okumazsınız bile ancak yine de söylemek istiyorum. Uzun bir süre önce babamı kaybettim ve hala toparlanamıyorum. Dışarıdan bakıldığında çok iyiyim gibi gözüküyor ancak kendimi takıntılarımla ele veriyorum. Uzun süredir bu durum için psikolojik yardım aldım ve sanırım iyileşiyorum. Annem darmadağın ve aşırı depresif bir dönemde onu anlıyorum sevdiğini kaybetmenin acısı zordur ancak onun için sürekli güçlü durmaya çalışmak beni o kadar çok yoruyor ki... bazen günlerce oturup ağlamak istiyorum ama hayat devam ediyor. Okulum başlayacak ve büyük ihtimalle bu sene ilk senemden daha zor olacak ama biz neleri aşmadık değil mi?
Sizin günleriniz nasıl geçiyor ve samimiyetle soruyorum ve yine samimiyetle cevap istiyorum. Gerçekten iyi misiniz?