#3: Pastane🌵

122 95 64
                                    

Evet şuan gerçekten üzerimde tatlı kaktüs desenli bir pijama vardı!
Odasında özelliklede çalışma masası olduğunu düşündüğüm masasının üstündede kaktüsler vardı. Duvarlardaki kocaman kaktüs resimlerinden bahsetmiştim zaten..

"Para ver!"

Güldü ve dolabından cüzdan çıkarıp içinden para verdi.
Bende hemen alıp odanın kapısına ilerledim.

"Ben gider! sende geç kaldın zaten."

"Haaa birde telefonunu al."

Telefonunu ona uzatırken üzerimden büyük bir yük kalkmış gibi ferahlamış ve derin bir nefes almıştım.

Kapıyı açmış tam çıkacakken konuştu;
"Numarınada kaydetseydin."

"Pardon?!"

"Numaranı da verseydin."

"Çüşşşş!! Niye veriyormuşum! Ben böyle bir numara alma görmedim!"

"Yaa neden yanlış anlıyorsun?.. ya da öylemi anlamak istiyorsun?"diye gülümsedi.

"Saçmalamayı kes!"

"Ya tamam şaka yapmıştım. Diyorum belki numaran lazım olur, sonuçta oyun bitmedi."

"Ya sen ne oyunundan bahsediyorsun?!"

Telefonu çalınca bana sus işareti yapıp telefonu açtı.

"Efendim Melih!.. yoo ben zaten toplantıdayım!.. evet çok önemli bir toplantıdayım... Kaktüs güze- kaktüsler var! Sanane bee yanımda ne veya kim varsa."

Yüzünde bir gülümseme oluşunca dudağının sol yanındaki küçük gamzeyi fark ettim.

Daha sonra o telefonla konuşurken arkamı döndüm ve odadan çıkıp odanın dışında bekledim onu. O hâlâ telefonla konuşurken kapıyı açtı ve bana para uzattı. Parayı alıp aşağıya doğru ilerledim. Taksiye binip hem geliş hemde dönüş paramı verdim. Amca evime doğru sürmeye başladığında hende dışarıyı izliyordum. O an aslında farketmemiştim Buğra'nın evinin yollarını aklıma kazıdığımı. Bunu asla isteğimle yapmıyordum(!)

***
Eve geldiğimde ilk olarak beni annemin sesi karşılamıştı!

"Melisa! Nereden geliyorsun?"

Hafif çatmış olduğu kaşlarıyla bana bakıyordu.

"Ekmek almaya gittim!"
Diyerek acil bir yalan söyledim.

"Hani?"diye sordu annem.

"Ne?"

"Ekmek hani?"

Tabii ya ekmek almaya gittiysem ekmek almam lazımdı.

"Bitmiş!"

Diyerek hızlıca kapıdan içeri geçtim ve odama yani üst kata çıkarken ayağımı oradaki sehpaya çarptım.

"Ahhhh!"

"Anneye yalan söylersen öyle olur!"

Ayağımı tutarak zıplarken merdivene oturdum ve anneme bakış attım.

"Hadi geçte kahvaltı hazırla!"

Başımı salladım ve daha sonra zar zor mutfağa doğru ilerledim. Çayın suyunu koyup kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Kahvaltılıkları masaya dizerken aynı zamanda da bir şarkı mırıldanıyordum. Yabancı bir şarkıydı ama sözlerini bilmeyip saçmaladığıma dair yemin edebilirim!
Bilmiyorum işte! Kendim uyduruyorum. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra annemi masaya çağırdım ve Aslı'yı uyandırmaya yukarı çıktım. Aslı teyzemin kızıydı ama 5 yaşından bu yaşına kadar bizimle kalmıştı. Çünkü annesi ile babasını bir trafik kazasında kaybetmişti. Aynı yaştaydık ve kardeş gibi büyümüştük.
Aslı'yı kaldırınca aşağıya indim ve çayları koydum. Daha sonra kahvaltımı yaptım ve bulaşıkları yıkayıp odama çıktım. Telefonumu bulup yatağıma sırt üstü uzandım.
Daha sonra telefonumu hiç kullanmadan geri koydum yatağa ve gözlerimi kapadım. O kadar çok uykum vardı ki...

Kaktüs Güzeli +99 /yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin