2~ Project 🌻

172 23 54
                                    

Jack sınıfa girer girmez her taraf insan kaynıyordu. Masaların üzerine oturup kendini havalı sananlar, ucuz parfümleri ile yıkanan kızlar, sesli bir şekilde konuşanlar, kavga edenler... Kısacası Jack aşırı rahatsız olmuş bir şekilde kendine sıra aramaya başladı. Biraz aradıktan sonra kendine mükemmel sırayı buldu ve yerleşmeye başladı. Yeni aldığı kalemlerini bir ilk okul çocuğu gibi renk renk dizdi. Ardından sandalyesini düzeltip hocayı beklemeye başladı.

Jack sınıftaki insanlardan pek haz almış olmayacaktı ki, camın oradaki kuşu izlemeye başladı. Mavi tüylü ve siyah gözlü bu kuş gerçekten Jack'in bu dönem gördüğü en ilginç şey olabilirdi. Ama ondan önce gördüğü en ilginç şey, Sophia'nın burnundan limonata çıkarmasıydı. Jack bu güzel kuşun resmini çizmek için not defterini çıkartmasıyla, bir çocuğun cama yaslanıp güzel kuşu kaçırması bir oldu. Jack moreli bozulmuş bir şekilde önüne bakarken defterine bir şeyler karalıyordu. Sınıfa hoca ile sabah gördüğü çocuğun girmesiyle, Jack oturuşunu düzeltti.

Mrs.Ann: Günaydın çocuklar. Nasılsınız bakalım?

Herkes "iyiyiz" kelimesini ağzında gevelerken hoca direkt konuya girdi.

Mrs.Ann: Bu arkadaşınız Finn. Finn kendini tanıtmak ister misin?

Finn: Gerek yok hocam teşekkür ederim.

Mrs.Ann: Peki. Neyse biz konuya dönelim ilk olarak canlıların yapı özellikleri...

Finn sırasına doğru ilerliyordu. Jack'in önündeki sıraya oturduğunda Jack terlemeye başlamıştı. Onun dışında Jack biraz sonra rahatlayıp onun saçlarını izliyordu. Bu izleme aktivitesi kulağına işittiği bir kaç fısıltı ile berbat olmuştu. Herkes birbirlerine fısıldıyor ve bu sınıfta korkunç bir uğultuya sebep oluyordu. Jack'in arkasında Wyatt ve Jaeden'de kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Jack arkasını dönüp onlara "neler oluyor?" Dercesine bakışlar attı.

Tam Jaeden söze girecekti ki, Wyatt ondan önce davrandı.

Wyatt: Şu yeni çocuk. Finn...

Jack onun ismini duyunca gözleri parladı ve daha dikkatli dinlemeye başladı.

Wyatt: Küçük bir kız kardeşi varmış...

Jack: Wyatt geveleme artık söylesene.

Wyatt: Ölmüş...

Jack tam üzülme esnasında Wyatt cümleye bir kelime daha ekledi.

Wyatt: İhtihar etmiş...

Jack'in gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Yere uzun bir süre baktıktan sonra önüne döndü. Parmaklarını masaya vurmaya başladı. İntihar? Finn'in kardeşi en fazla kaç yaşında olabilirdi ki! Bu yaş çok küçük. Olmamalı böyle bir şey. Ne yaşamış olabilirdi ki? Neden yapmış olabilirdi? Jack kendi kız kardeşi böyle bir şeyi yapsa ne yapardı diye düşündü. Fakat kız kardeşi bir tek ablası olduğundan, onun bile böyle bir şey yaptığını aklına bile getiremedi. Getiremezdi! Jack defterini karalarken yanlışlıla yırttığında kendine geldi. Etraftaki fısıltılar devam ediyordu. Kız kardeşi ölen birine neden böyle davranılırdı ki? Finn kim bilir neler hissediyordur?... Çocuğun neden bu kadar depresif olduğunu şimdi anlamıştı. Oysaki ona gülmek çok yakışırdı...

Fısıltılar Jack'in sinirini bozmuş olacak ki, Jack hocayı dinlemeye başladı.

Mrs.Ann: Evet çocuklar buraya dikkat edin. Bu ayın sonuna kadar bir proje ödeviniz var ve partnerlerinizi seçmeniz gerekecek.

Sun Flower~ Fack🌻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin