Sun Flower~ Fack🌻

5~ Crybaby 🌻

Sabah olunca Jack hızla okula gitti. Kahvaltı bile yapmadı. Ama acele etmesinin sebebi belliydi zaten. Görmek istediği tek kişi vardı o da Finn'idi.

Okula gelir gelmez Finn'i kıvırcık saçlarından tanıyıp onun üstüne atlayıp "FINN BEN GELDIM!!" demek istese de götü yemedi.

Jack: Selam Finn!

Finn: Oh selam Jack.

Jack'in göz bebekleri adeta kalp şeklini almıştı.

Jack: Proje ödevini yapmak için sende mi toplansak bende mi? Hani yani senin evine hiç gitmedik eğer istersen yani bilemem ki...davet etmek istersen...

Finn: Zaten projenin bitmesine az kaldı Jack.

Finn sırıttı.

Finn: Ama eğer gerçekten bize gelmek istiyorsan sorman yeterliydi.

Jack şaşırmıştı çünkü Finn yaşadığı yer konusunda bilgi vermekte çok hassastı. Sadece Jack'e tamam demesi onu mutlu etmişti.

Jack: Yaşasınnn!!! Gerçekten nerede yaşadığını hep merak ettim.

🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻

Jack: HAAASSSSSSSSSSSSS.

Finn: Ne oldu?

Jack: Evine gitmemiz gerekiyordu bir saraya değil. ONLAR AT MI?

Finn: Sakin ol Jack.

Jack: WWOOOAAAAAAAHHHHH!

Finn'in evi gerçekten kocamandı. Dört bölgeden oluşuyordu. Kocaman katlı evleri, Ayçiçekleri ile dolu ön bahçe, atların ve köpeklerin bulunduğu arazi ve son olarak ürkütücü arka bahçeleri.

Jack hala şaşırmış bir şekilde etrafa bakarken Finn anahtar ile kapıyı açtı.

Jack: Annenler evde yok mu?

Finn: Hayır, akşam gelecekler. Ya da bilmiyorum. Belki hiç gelmezler.

Jack eve, pardon saraya girdiği an gözü cam taşları olan avizeye kaydı. O kadar ağır,büyük ve parlaktı ki, bu kadar yükseğe asılması güvenli değildi. Bir de tablolar, her yerde tablolar var. Vazolar, duvar işlemeleri, pahalı mermer ve dahası.

Finn sol eli ile Jack'in açık ağzını kapadı ve sırıtarak onu odasına çıkarttı.

Jack: Finn inanamıyorum odan o kadar düzenli ki! Benimki ile karşılaştırsak muhtemelen ümraniye belediye çöplüğü olurdu.

Finn kıkırdadı ve Jack ile yatağa oturdular. Uzun bir sessizlik ve garip ortamdan sonra kalkıp salona geçmeyi düşündüler. Nasıl olsa ev şu anlık onlarındı.

Finn salona inmek için merdiven kullanırken, Jack ise merdivenin köşelerindeki demirden kayıyordu.

Finn: Jack ne yapıyorsun? Düşeceksin!

Jack: Boşverrr.

Finn gülümsedi, ama refleksleri Jack'in tüm düşme olasılıklarına hazırdı. Jack sorunsuz şekilde aşağıya indiği zaman daha önce görmediği, neredeyse bir oda kadar olan televizyonu gördü ve ağızı açık kaldı.

Jack: O-oha....

Jack: Bunda bir şey izlerken kör olmuyor musunuz?!?!?!

Finn televizyonun kumandasını alıp Netflix açtı.

Jack: Ama proje ödevi?

Finn: Zaten az kaldı. Hem izlerken kör olup olmadığını merak eden sen değil miydin? Kendin dene.