1. BÖLÜM: "Her Şeyin Başladığı O An"

242 67 104
                                    

Bölüme başlamadan önce hepinize merhabalar! Uzun bir aradan sonra tekrar sizlerleyim. Uzun bir süre hiç bir şey yazasım gelmedi o yüzden yeni bölüm atamadım. Kitabı birkaç gün önce düzenlemeye aldım. Karakterler adı ve konusuna kadar çoğu şeyi değiştirdim sadece taslak aynı. Kitabı gözden geçirince hoşuma gitmeyen taraflar oldu. Lütfen daha önceden okuyanlarınız varda yorumlarda spoiler vermesin. Tekrar sizinle olduğum için çok mutluyum. Hadi bölüme geçelim!

"Belkide bizim kaderimiz mutsuz olmaktı, başkaları mutlu olsun diye."

                             1

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                             1.BÖLÜM
             "Her Şeyin Başladığı O An"

27 Ekim 2011

Okuldan neşe ile döndü küçük kız. Babası ile lunaparka gideceklerdi. Üvey annesi her ne kadar gitmeyin paramız yok desede adam küçük kızını mutlu etmek için elinden ne geliyorsa yapmaya hazırdı. Kızının doğum günüydü nede olsa!

Küçük kız evin kapısında içeri girdi. İçeriye doğru seslendi ama ses çıkmadı. Salona girdiğinde onu üvey annesi ve üvey abileri karşıladı. Kadın öyle sinirli bakıyordu ki küçük kıza , kız o an yerin dibine girmek istedi. Çünkü üvey abileride ondan faksız değildiler. Kız korkuyla onlara bakarken üvey annesi ayaklandı.

"Geldin mi küçük velet! Mutlu musun ha bugün için! Prensesin doğum günü! SÖYLESENE MUTLU MUSUN?!"

Kadın öfkeyle küçük kızı sarstı. Sinirleri bozulmuştu.

"A-anlamıyorum. Ne oldu?" Diye sordu küçük kız korkarak. Kadın kızın suratına bir tokat geçirdi.

" NE Mİ OLDU? SÖYLEYEYİM BEN SANA NE OLDU? BABAN ÖLDÜ!" Diye bağırdı kadın kıza vurmaya devam ederken. Hırsını bir türlü alamıyordu.

"KÜÇÜK PRENSESİN DOĞUM GÜNÜ YA PARA LAZIMMIŞ BUGÜNE! İNŞAAT İŞÇİLİĞİ YAPTI SENİN İÇİN! YA SONUCU NE OLDU? ÇALIŞTIĞI BİNADAN AŞAĞIYA DÜŞTÜ! ANLIYOR MUSUN SENİN YÜZÜNDEN ÖLDÜ!" Diye devam etti kadın. Kızdan hiç bir şekilde hırsını alamıyordu. Yıllar sonra yeniden dul kalmanın acısını yaşıyordu kadın. Tekrar beş parasız kalacaktı. İlk yüklü miktarda sigorta alırız diye sevinirken kocasının sigorta yaptırmadığını öğrenmişti kadın. Kocasının arkadasından binlerce beddua etti o an. Bu küçük kızada beddualarını sundu büyük bir zevkle.

Oğullarıyla ortada kaldığı yetmiyormuş gibi birde başına bu küçük velet kalmıştı. Kendini doyurmaya zor para bulurken birde buna mı bakacaktı.

Küçük kız babasının öldüğünü duyduğundan beri transa geçmiş öylece duruyordu. Ne kadının ona vurmasını takıyor ne de ona ettiği onca lafı. Babasının gitmesinde takılı kalmıştı. Ne yani artık onu prensesler gibi yetiştirecek, herkeslerden koruyacak bir babası yok muydu?

Uzun süre kadının ona vurması devam ederken sessizce durdu. Ne gözünden bir yaş düşüyor nede ağzından bir inleme çıkıyordu. Çığlıkları ve göz yaşları içine akıyordu sanki. Hepsi beyninde toplanmış bağırıyorlardı.

Senin suçun!

Doğum gününü sen istedin!

Hepsi senin suçun!

Baban öldü!

Mutlu musun!

Kız kafasından geçenlere hak verdi kendince. Babasından doğum günü isteyen oydu, babası onun yüzünden o işe girmişti, canını tehlikeye atmıştı, babası onun yüzünden ölmüştü. Belkide hiç böyle bir şey istemese her zamanki gibi bir öpücükle yetinse başlarına hiç bunlar gelmeyecekti. Babasının sevgisi neyine yetmemişti? Ne zaman bu kadar şekilci bir insan olmuştu?

İki gün sonra babasının cenazesinde göz yaşları ilk defa akmaya başladı. Çığlıkları ilk defa herkesçe duyuldu. İlk defa yıkılmıştı küçük kız. Annesinin onun yüzünden ölmesi yetmiyormuş gibi şimdide babası onun yüzünden ölmüştü. Hayatına giren tüm sevdiklerinin canını almasının cezasıydı belkide evde gördüğü şiddet.

O günden sonra üvey annesi durmamış kızın en ufak bir hatasını dahi görse kıza vurur olmuştu. Kız nefes alsa dövecek duruma gelen kadın kızın o halinden zevk alıyordu resmen. Onun çaresizliği ona kendi acılarını unutturuyordu. Kendi çocuklarına yapamadıklarının acısını o küçük bedenden çıkarıyordu. Ne zaman oğullarına sinirlense kızı eşşek sudan gelinceye kadar dövüyordu. İkinci defa dul ve parasız kalmak kadının psikolojisini tamamen bozmuştu.

İlk kocasınıda kaybetmişti. İki tane çocuğuyla kayınvalidesi tarafından sokağa atılmıştı. O zaman bu kadar kalpsiz olmuştu. Kendiside çok küçüktü çünkü. 15 bilemedin 17 yaşındayken ailesinin zoruyla evlenmişti o adamla. İçi kan ağlaya ağlaya o adama eşlik yapmış ona iki çocuk dünyaya getirmişti. O kadar küçük yaşta anne olmanın yükünü kaldıramıyordu. Ne ağlamaları kesiliyordu ne bağırmaları. Her gün iki tane bebekle uğraşırken kafayı yemişti artık. İntihar edecek raddeye geldiği zaman onu kocası yakalamış nasıl böyle büyük bir günah işlersin diyerek dövmüştü kadını destek olacağı yerde. Kadın o zaman alışmıştı bunlara. Doğrusu bu zanneder olmuştu.

Bir gece kocası kadına sinirlendiğinde kalp krizi geçirdi. Kadın ne olduğunu anlamadığından hastaneye götürmedi adamı. Evde öylece yerde kaldı. Kadınsa iki bebeğine sarılmış bir köşede ağlıyordu. Tam 2 gün bir cesetle aynı evde kaldı. Yerinden bir santim bile kıpırdamadan. Ertesi gün kayınvalidesi oğlundan haber alınamayınca kapıya dayanmıştı. Birkaç mahalleliyle evin kapısını kırıp içeri girdikleri gibi gördükleriyle şok oldular. Yerde yüz üstü yatan oğlu ve köşede bebeklerine sarılmış gelini. Sinirden acıdan gözü dönmüştü. Kızı kolundan tuttuğu gibi sokağa fırlattı bebekleriyle. Arkasından demediği laf etmediği beddua kalmadı.

Olaydan yıllar sonra tanıştı ikinci kocasıyla. Artık çocuklarına bakacak gücü kalmamıştı. İyi biri dedi evlendi adamla. Onu sevmeye çalıştı ama kalbi zamanında o kadar karartılmıştı ki hiç bir zaman sevemedi. Adamın bir kızı vardı. Doğa. Her zaman adama o kızı fazla rahat yetiştirdiğini söyler baskı yapardı. Ama adam kızına öyle bir aşkla bağlıydı ki sanki kadını hiç duymuyor gibiydi. Kadın ses etmemeye başladı.

Şimdi geldikleri noktada ise kalbi karanlık bir kadın ve tüm masumluğu ile küçük bir kız vardı.

Adamın gidişinden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmadı.

Geçmişte yapılanları unutmayan kalbi kararmış bir kadın ve acılar içinde küçük bir kız bıraktı adam geriye.

Onun o sefil bedeninden ruhundan geriye sadece ikisi kalmıştı.

Işığa Ulaşmak (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin