8. Bölüm;Havuz Başı

265 16 14
                                    


       

Gözüme çarpan ışığın yanında kulağıma dolan erkek kahkahaları güzel rüyamı sonlandırmama sebep olurken yatağımdan kalkıp kapılarını açık unuttuğum balkona çıktım.

Gökhan ve dört yabancı erkek bahçedeki masayı havuza yakın bir yere koymuş başında okey oynuyorlardı. Sinanı arayan gözlerim "Oooo erkenciyiz beyler" diyen sesle mutfak kapısına döndü. Üzerindeki gömleği çıkarmış tek parmağıyla sırtında tutuyordu. Beyaz tişörtü ve koyu pantolonuyla çok tatlı duruyordu.

Bana göz kırparak ıslık çala çala masaya doğru ilerledi. Neşeli görünmeye çalışıyordu çünki masadakiler de onu Gökhan gibi kız arkadaşında biliyorlardı kesin. Ama benim canım arkadaşım tüm geceyi evinde geçirip sabaha karşı evden ayrıldı. Şuan çok minnoş durdun gözümde be Sinan.

Aptal aptal gülmeyi bırakıp tam içeri dönüyordum ki masadan bir ses yükseldi.

"Olum bu afet kim ?"

Bir anda tüm gözler üzerimde toplandı. Sinan gülümserken Gökhan birden renk değiştirdi. Kızardı mı desem morardı mı anlamadım.

"O Gökhan' ın-"

"Yeni yardımcımız" diyerek Sinan' ın gerçeği söylemesine engel oldu .

Bir dakika bir dakika o yardımcımız mı dedi? Yeni yardımcımız? Ulan Gökhan , ulan Gökhan!

"Duygu bize buz gibi içecek getirsene . Sıcaktan piştik burada!"

Gözleri 'Nolur bozma' der gibi bakıyordu Gökhan' ın. Lanet olası vicdanıma yenik düşüp mutfağa gittim. Bardakları çıkarıp içerlerine buz atıp daha sonra meyve suyu koydum. Kibarlıkları tutarsa diye tepsiye pipet de bırakıp bahçeye çıktım.

"Ohooo bu kızdaki ağırlık varya adamı öldürür" diyen Gökhan'ı

"Halbuki güzel diye becerikli sanmıştım ben kızı" diyen arkadaşı takip etti.

Gökhan'ın beni kötülemesine sinirlendim.  Ben burada senin neden yaptığını bilmediğim oyununa ortak olurken sen beni kötülersin ha? Elimdeki tepsiyi masaya doğru götürürken beni görecekleri  bir noktada durup tüm meyve sularını boşalttım.

"Napıyorsun Duygu?!"  Gökhan' ın sert sesi  sinirden gülmeme sebep oldu.

" Hiiç" dedim omuzlarımı oynatıp tepsiyi yere fırlatarak "Çimler de biraz serinlesin ama değil mi?"

"Duygu! Sana biz piştik dedim. Çimler pişti demedim!" diye bas bas bağıran Gökhan' a sinirlenip bahçe hortumunu elime alıp hepsini suyla yıkadım.

"Duygu,  kapat o hortumu. Sana kapat diyorum."

gülerek hortumu yalnızca Gökhan' a tuttum.

"Olur mu Gökhan bey,  siz değil miydiniz sıcaktan pişen? Al sana soğutucu"

Herkesi boşvermiş yalnızca Gökhan' a tuttuyordum hortumu. Tazikli fışkıran suyun serinliği beni bile vurmaya başladığında bir anlık dalgınlıkla hortumu indirdim. Keşke indirmeseydim.

Hain Gökhan hortumu elimden alıp bu defa o beni ıslatmaya başladı. Soğuk su vücuduma çarptığı an irkilsem de soğukluğundan olmasa da tazikli gelişinin vücuduma çarptığında iğne batırılmış gibi olması canımı yakıyordu.

"Gökhan!"

"Nasıl oluyormuş Duygı Hanım?"

"Gökhan , yapma yeter!"

Suyu daha fazla açıp "Yılmak yok!" dediğinde geri geri giderken ayağım yerden kesildi ve düştüm. Sanırım havuzu boylamıştım. Nefesim bana yetecek gibi durmayınca yüzeye çıkıp derin  bir nefes aldım ve tekrar kendimi suya bıraktım. Su altında uzun süre nefes tutma konusunda iyi olduğum için Gökhan'ın burnunu sürtmek için boğuluyormuş numarası yaptım.
Planım sanki çabuk tuttu.

BAKICI KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin