10.BÖLÜM

9.4K 895 150
                                    

LC WAIKIKI'de bölüm paylaşan yazara Eda denir 😁😁😁

***
Doruk araba sesini duyduğunda beklediğinin geldiğini anlayarak geriye döndü ve elini göğsünde birleştirip kapı pervazına yaslandı. Yüzünde pis bir gülümseme ile “Hoşgeldin babaanne!” dedi.

Dedesi ise sinirle ayağa kalkmıştı, “Bu da nereden çıktı?” dedi merdivenin başına gelerek.

“Sürpriz!” diyerek alkışladı Doruk. “Kendime müttefik çağırdım.”
“İyi halt ettin. Başka müttefik mi kalmadı?”
“Siz beni süründürürken iyi. Bak dedim, dede dedim, torununum ben senin, dedim. Bu üç zır deliye uyup, ahırda yatıracaktın beni.”

“Hadi oradan. Sende akıl bol sanki. Koymuşsun gül gibi kızı kapıya, gelmiş burada adamlık yapıyorsun!”
O sırada Melek hanım merdivenlerden ağır ağır çıkıyordu. Sadık beye bakmadan torununa yöneldi, “Ah benim güzel torunum nasılsın?”

“İyi değildim, sen geldin iyi oldum babaanne,” dedi sırıtarak.
“Sen ne arıyorsun burada?” diye huysuz bir şekilde sordu Sadık bey.
“Hatırlatmak gibi olmasın da bu çiftliğin yüzde ellisi benim. İstediğim zaman gelebilirim."

Sadık bey elindeki bastonu sertçe vurdu, “Hadi oradan. Ona bakacaksan İstanbul’daki evin de yüzde ellisi benim. Ben gelip yatak odandaki yatağın yarısına el koyuyor muyum?”

Doruk “Ooo...” dedi kıs kıs gülerek. “Valla babaanne dedem niyeti bozmuş ben sana söyleyim. Kaç yılın yangını bu dede?”
“Hadisin oradan edepsiz!”

Babaanne de istemem yan cebime koy der gibi “Sana çekmiş işte,” dedi.
“Ya bana çekseydi iki günlük karısını kapı önüne koymazdı.”

Kadın elini beline koydu, “Ha senin gibi kırk yıllık karısını koyardı değil mi? Gerçi ben seni boşadım. Ama senin yüzünden. Huysuzdun, hala aynısın.”

“Sen sanki kırdaki papatyaydın bana. Dikenlerinden ellerim delik deşik oldu be.”
“Gülü tutmayı bilemediysen ben ne yapayım?”

“Sen misin gül? Gül olsan ben o dikenlerini çıkarmayı bilirdim. Maşallah sen kaktüstün kaktüs. Hangi bir dikeninle uğraşayım.”
“Kıçına batıraydım o dikenleri!” diye çıkıştı kadın.

Doruk yüzünü buruşturdu, “Şimdi fantezi seviyorsanız, kıçına olmasa da başka yerlerine batmıştır.”

“Aaa! Edepsiz çocuk!” diyerek omzuna vurdu torununun kadın.
Dedesi de alayla güldü, “Ooo... Babaannen kim fantezi kim? Ancak düz ilişki. Sıkıcı kadın.”

Bu sefer kadın Sadık beye gözlerini kocaman açarak baktı, “Yalancısın Sadık! Eskiden yalancıydın, şimdi de yalancısın. Ahırdaki geceleri ne çabuk unuttun! Bunadın çünkü.”

Doruk yüzünü kapattı, “Ateşler sönmesin,” diye fısıldadı.
“Unutur muyum hiç?” diye alayla söylendi, “Bunu yapma Sadık, şunu etme Sadık, utanırım Sadık, canım acıdı Sadık! Daha sayıyım mı?”

Doruk en sonunda “Hop hop hop!” diyerek araya girdi, “Tamam kırk yıl önceki sevişme anlarınızı duymak istemiyorum. Torununuzum ben sizin. Siz benim için şirin, tontonlarsınız. Seksi ve ateşli olarak hayal etmek istemiyorum gerçekten.”
“Sensin kırk yıl önce. On yıl önceydi,” dedi Melek hanım kendini beğenmiş taviz vermeyen bir edayla.

“Babaanne siz on iki yıl önce boşanmamış mıydınız? Eyvahlar olsun!”
Adam öksürdü, “Hadi git sen şu üç deli bozuğa bak. Etler nerede kaldı? Yeni mi kesiyorlar nedir kuzuyu?”

Doruk başını ‘seni seni’ der gibi sallarken Melek hanım masaya ve etrafına bakınıyordu, “Mangal mı yapıyordunuz?” dedi umursamaz bir şekilde.
“Evet. Köfte istedi gençler. Seversin buyur otur.”

TUTKULU AŞK * AŞK SERİSİ II  - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin