1.BÖLÜM

240 62 103
                                    

Yağmurlu bir günün sabahına uyandım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yağmurlu bir günün sabahına uyandım. Hızla hazırlanıp merdivenlerden aşağı indim. 

derin bir nefes aldım. Mis gibi toprak kokuyordu...

'Günaydın Ceren Abla!'

'Günaydın küçük cadı.'

'Günaydın Ceren.'

'Günaydın Selin.'

Arkadaşlarımla ve son olarak da güvenlikle selamlaşıp yetimhanenin kapısından çıktım. yağmurlu havada yürümeye bayılıyordum bu yüzden okula otobüsle değil yürüyerek gitmeye karar verdim. kapıdan çıkmamla biriyle çarpışmam bir oldu.

'Önüne baksana!'

'Tamam!' dedim lafı çok uzatmamak adına. Çünkü sabah sabah biriyle uğraşacak hiç vaktim yoktu.

'Ne tamam?'

Kaşlarımı çatarak baktım ve devam ettim.

'Tamam işte! önüme bakarım. sabah sabah uğraştığımız şeylere bak. Daha uykum açılmamış, gelmiş burada başımı şişiriyorsun.' dedim kafamı işaret ederek.

Uykum olduğunda tahmin edilemez derecede sinirli oluyordum.

'Kızım git işine ya!'

Sinir bozukluğuyla kahkaha attım.

'Farkında mısın bilmiyorum ama konuyu uzatan sensin.'

Boş boş yüzüme bakıyordu. Anlamadı galiba! Arkamı döndüm ve yola koyuldum daha fazla kaybedecek vaktim yoktu. Arkamdan oldukça yüksek sesle bağırdı.

'Minik ve öfkeli!'

Minik mi? Minik mi?! Bana mı dedi onu O?! Asıl minik o!... Tamam değil! İnsanlar fazla uzun ben kısa değilim ki! Kendimi tutamayıp bende ona bağırdım. Ayağımın tekini yere vurarak. Gülüyordu.

'Uzun ve ukala!'

Bu onu daha da çok güldürdü. Bana göz kırpıp yolun karşısına geçti. Bende bir şey demeden yoluma devam ettim.

KEREM'İN ANLATIMIYLA

Moralim bozuk  ve yağmurlu bir hava olduğu için okula yürüyerek gitmeyi tercih ettim. Kafamda bir sürü düşünce olduğundan doğru düzgün yola bile odaklanmış değildim. 

Kısa boylu bir kızla çarpıştım. Yüzünü bana döndüğünde de öylece bakakaldım. O kadar saf o kadar duru bir güzelliği vardı ki o an 'Acaba güzelliğinin farkında mı?' diye düşünmeden edemedim. Çarpışınca küçük bir tartışmaya girdik.

Sırf onunla daha fazla konuşmak için tartışmayı uzattım. 

İçimde daha önce hissetmediğim duygular yaşanıyordu. Daha önce kimseye karşı hissetmediğim. İlk görüşte olan...

CEREN'İN ANLATIMIYLA

Okul çıkışı şarkı mırıldanarak yetimhaneye dönüyordum. İçeri girdim. Müdürün odasından geçerken kendi ismimi duymamla olduğum yerde kalmam bir oldu ve konuşmalarını dinledim. Normalde asla yapmayacağım bir şey ama konu benimle alakalı olunca merakıma yenik düştüm. 

'Ceren çok iyi ve masum bir kız. Daha bebekken bırakıldı buraya. Bizim elimizde büyüdü. 17 yaşında, O bizim biriciğimiz. Annesi babası hiç aramadı bile onu. Ama ona rağmen Ceren anne babasını defalarca aradı. Bulamadı... Yağmurlu bir günde güvenliğin önüne bırakıldı. Ceren hastalandı 'Anne.' diye uyandı. Rüya gördü 'Baba! diye sayıkladı... Bu yaşına kadar hep aradı onları belkide hala arıyordur... Onun hikayesi böyle, bu kadar. Kısa ve derin... Bu yüzden onun cevabı her şeyden daha önemli eğer isterse gelir ama istemezse hiçbir şey yapmam.'

Öylece dinliyordum konuşmalarını...

'Merak etmeyin eğer Ceren istemezse zorlamayacağız. zorlayamayız. Ama eğer bizimle gelirse emin olun çok mutlu olacaktır. Anne baba eksikliğini asla yaşatmayacağız. Biz hiç çocuk sahibi olamadık. Ceren bizim evladımız olsun istiyoruz.'

Büyük bir cesaretle kapıyı vurup içeri girdim.

'Özür dilerim ama sizi dinledim...!

Çatık kaşlarla yüzüme bakıyorlardı. Daha sonra müdürümüz Selma Hanım anlayışla başını salladı. Derin bir nefes aldım ve devam ettim. Bunları söylemeye o kadar çok ihtiyacım vardı ki...

'Anne babamın yokluğunu hep hissettim Anne babası olmayan herkes gibi...Hep aradım. Selma Hanımında dediği gibi hala arıyorum ama hiç bir iz yok. Pes etmek üzereyim. Çok zor bir çocukluk geçirdim. Yetimhanenin önünden geçen anne ve çocuğunu görüp hayal ettim. O hiç tanımadığım çocuğun yerine koydum kendimi.'

Sol gözümden akan yaşı sildim ve beni dolu gözlerle izleyen o iki kadına baktım.

'Mesela bir olay var hiç unutamıyorum. Daha 6-7 yaşlarındaydım. Baloncu geçiyordu yetimhanenin kapısının önünden. Bir baba kızına balon aldı ve benim onları izlediğimi görünce bana da bir kırmızı balon hediye etti. Ben, ben babamdan görmediğim şefkati hiç tanımadığım o adamdan gördüm...'

Ağlıyordum, hıçkırıklarım kelimelerimi bölüyordu. ama ısrarla devam ettim.

'O gün dünyanın en mutlu insanı bendim buna eminim... Ben çok yoruldum, çok yıprandım Selma Hanım. Benim bir ailem olsun istiyorum artık.'

Kadına doğru döndüm.

'Sizinle gelmeyi kabul ediyorum.'

Dimdik duruyorum karşılarında kararım çok kesindi...

Belki hayatımın en büyük hatasını yapacaktım gitmekle ama her şeyi göze alarak kabul ettim. 

Hiçbirimiz konuşmuyorduk. Hepimiz ağlıyorduk. Gelen kadının gözlerinin içi parlıyordu mutluluktan. Büyük bir sorumluluğum vardı artık. Yeni ailemi asla hayal kırıklığına ve üzüntüye uğratacak bir şey yapmamalıydım.

Bütün hayatımın o an değişeceğini nereden bilebilirdim ki?

(2 hafta sonra)

Bütün işlemler biteli ve yeni evime geleli iki gün olmuştu. Sevim teyze ve Levent amcayla yaşayacaktım artık. Yeni okulum olacaktı eve daha yakın. Eski okuluma devam edebileceğimi söyledim ama kabul etmediler. Eski okulumdaki arkadaşlarımla da vedalaştım ve okuldan kaydımı aldırdık. Yarın yeni okulumdaki ilk günüm olacaktı. İkinci dönemdeydik yani bir nevi dönem ortası yeni bir okula geçecektim. Oldukça heyecanlıydım ve oldukça meraklı...


Selamlar <3

Bu benim yazdığım ilk kitap, daha önce kendi kendime bir sürü kurgu yazdım kimseye göstermeden. Şimdi ise öyle değil sizler yazdığım bu kurguyu okuyacaksınız ve bu benim için çok heyecan ve mutluluk verici. Umarım beğenirsiniz. :)

Şimdiden teşekkür ederim...

YARIM KALAN HAYAT (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin